19.10.2020 - 08:42 | Son Güncellenme:
Dertsiz başını derde sokmak bu olmalı... Fenerbahçe 3-1 öndeyken maçı 5-1’e, hatta 6-1’e getirecek öyle akıl almaz fırsatlar kaçırdı ki... O oyun döndü 3-2’ye geldi, Göztepe bu golle dirildi, gerisi Fenerbahçeli için tam bir işkence...- Fenerbahçe fişi çekemiyor. Karagümrük maçında böyle oldu. Göztepe maçında böyle oldu. Yakaladın mı atacaksın, futbolun şakası yok.
- Nazım Sangare’nin özellikle son bölümde savunmada bir-iki önemli hata yaptığına bakmayın. İyi futbolcu, Fenerbahçe’de iş yapar. Solda Caner kusursuz oynuyor. Novak aklıma geldikçe, onun adına üzülüyorum.- Sosa tek kelimeyle mükemmel paslar attı. Samatta’nın karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleci İrfan Can’ın üstüne vurduğu topta, Sosa’nın o mükemmel pası için üzüldüm.- Valencia ön kenarda oynayacak özelliklere sahip değil... Topla oynamayı seviyor, öne oynamıyor, savunmaya da yeterli katkısı yok.
- PAOK forması ile Beşiktaş’ı perişan eden Pelkas, özellikle ilk yarıda müthiş bir acemilik çekti. İkinci yarıda bir golü ve kaleyi yoklayan vuruşlarıyla “Merak etmeyin, Ben daha fazlasıyım” mesajını gönderdi.- İki milli maçın en iyilerinden biri olan Ozan Tufan, bu maçın da en iyilerinden biriydi. Üç golden ikisine direkt katkı sağladı. Daha önde oynaması kendisi ve takımı için iyi...- Samatta’nın daha fazla topla buluşması lazım... İyi vuruyor, ama vurmak için topla buluşması gerekiyor. Bu buluşma ciddi anlamda eksik...
- Fenerbahçe’de sonradan oyuna giren Sinan, Ferdi, Mert Hakan ve Cisse “sıfır” çektiler. Takıma ve oyuna en ufak katkıları olmadı. Daha yeni girmişsiniz, herkesten ağır, herkesten yorgun görünüyorsunuz, bu nasıl oluyor?- Hele Cisse... Hadi boş kaleye bir topu atamadın... Karşı karşıya kaldığın pozisyonda, vuracağına yanındaki Sinan’a topu versen, Sinan boş kaleye vuracak. Bu pozisyonda Fenerbahçe’yi değil, kendini düşündün, yanlış...- Göztepe’de Alpaslan’ın yokluğu büyük kayıp... Serdar Aziz golünde 1.90’lık Atınç Nukan o hava topunu nasıl ıskaladı, inanamadım.
-Kaleci İrfan Can çok iyi oynadı. Saçlara cila çekmeyi, boya atmayı bırakmış, kalesine dönmüş. Buna sevindim...-Hakem Atilla Karaoğlan’ın iki penaltı kararı dahil, kritik her kararı büyük tartışmaya açık... Kötü maç yönetti.- Fenerbahçe taraftarının özellikle 3-2’den sonra çektiği “işkence”ye rağmen Fenerbahçe’de ışık ve umut var. Bu görünüyor. Yeter ki dün olduğu gibi ateşle oynamasın.
Üstüne koya koya giden Fenerbahçe İzmir’de gösterdi ki, Fenerbahçe artık ne “hobi bahçesi” ne de “fobi”!Rakibin gölgesine saklanan kimse yok takımda.Hata yapınca her şeyin sonu gelmiş olmuyor.Henüz son gaz değil ama her hafta ivme kazanıyor.Tabi, özel bir sezon Fenerbahçe için.İddialı sezon.Başkan da hoca da transfer sezonunda Fenerbahçe’ye yakıştırılan “şampiyon” lafından rahatsız ama… Sezon itibarıyla Misak-ı Milli sınırlarındaki en iyi forvetler, en iyi orta sahalar ve topu arkadan getirip forvetin ağzına atacak adamlar varken ne diyeceğiz; “Fenerbahçe küme düşmez” mi?
Fenerbahçe sahaya çıktığında cezalı Lemos yerine Tisserand vardı. Çok kritik hamleler yaptı. Yanında da Serdar Aziz ki, bir penaltıya(!) sebep olup bir golle kendini affettirdi. Tapi yani! Lemos onu da yapamamıştı.Sağ bekte Trabzon maçına balistik füze gibi özenle saklanan Gökhan yerine Nazım Sangare ilk kez forma giydi. Gökhan ile aynı kefeye konmayacak futbolcu ama çalıştı adam. Gökhan’ı aratmadı. Niyeti de iyi ciğeri de.Hoca sol kanatta Thiam ile Ferdi Kadıoğlu arasında (hatta Mert Hakan’ı bile denemiş Erol Bulut) kimi tercih edecek derken milli takımdan yeni dönen Pelkas ilk kez yer aldı. Ondan çizgiye inmesi beklense de o gol atmayı tercih etti ikinci yarı. Müthiş başlangıç… Tabi Ozan’ın “al da at” asistini unutmamalı.
Zaten Fenerbahçe’nin en verimli adamlarının başında Ozan Tufan vardı. Hele tek top oynayıp topla oyalanmadığı zaman.Sağ kanattaki Valencia, aslında topu aldığında yanındaki adama metreler bindiren adam… Rakip aut çizgisine basacak futbolcu diye umuldu; lakin ikinci santrafor gibi dolanmak zorunda kaldı göbekte.Gelelim maça…Tabelaya bakarsanız ilk yarı bol gollü!.. Fakat iki penaltı bir kornerden goller. Tamamı duran top. Ve düdük dikkatli çalınsa tamamı olmayabilirdi aslında! Demek ki, kanat beklerini oyuna sokup önde çoğalmaya çalışan Fenerbahçe’nin emekleri de boşuna, topu rakibe verip arkasındaki boş alanlara Halil ile Tripic’i kaçırmaya çalışan Göztepe’nin planları da.
Golle sonuçlanan hakem kararları ilginç:Fenerbahçe’nin penaltısı öncesi Göztepe lehine faul vardı ki, topun taca çıkması ve penaltı olması mümkün değildi hakem dikkat etse.Göztepe’nin kazandığı penaltıya gelince… Rakibin önüne yatan Serdar Aziz’in teması bile yok; VAR hakemi niye çağırmıyor sanki?Ve ilk yarının Fenerbahçe’yi öne geçiren üçüncü golü… Korner’den ama pozisyon korner değil.İkinci yarı bambaşka bir şekil aldı maç. Göztepe eskisi gibi kalıp topu rakibe bırakınca “doğaçlama” oynayan ve yeteneklerine güvenen Fenerbahçe Pelkas ile 3-1 öne geçti. Ancak son yarım saat Göztepe değişti. Topu rakibe bırakmaktan falan vazgeçti, Guilherme atıverdi ikinci golü. İlk dört hafta savunan takımlara karşı oynayan Fenerbahçe, hücum eden takım karşısında afallıyor hala.
Önce Ferdi, sonra Cisse ve Sinan Gümüş değişikliği Fenerbahçe forvetini tamamen değiştirdi. Ama Göztepe değil kaleci İrfan Can direndi Fenerbahçe’ye.Yanlış anlaşılmasın. Göztepe de taş gibi takım ve onu durduran da Fenerbahçe kalecisi Altay’dı çoğu zaman. Beş gol var maçta ve kaleciler harika. Özellikle ikinci yarının ne kadar tempolu ve keyifli olduğu buradan belli.Hiç yenilmeyen Göztepe’yi sahasında yenmek gelecek haftaki Trabzonspor maçı öncesi bir vites yükseltmek anlamına geliyor Fenerbahçe için.O maçı da kazanırsa ne ala…Ondan sonra Fenerbahçe gündemi meşgul edecekse, konu kazanacağı mı kaybedeceği mi değil, yıldız kalabalığından kimin forma giyeceği olur artık.
Erol Bulut minimum risk ilkesiyle stoperlerinin önüne oyunu açmak için Gustavo-Sosa ikilisini koymuştu. İki savunma kanadını oyuna soktu ama ön alan baskısı yapmadı. 2. bölgede kapılacaklar ve duran topları kovaladı. İlk yarıda hiç risk almadı. İlk yarıda hatalı verilen ama aynı zamanda Serdar’ın hatasından da kaynaklanan penaltı dışında hiç açık vermeden oyunu önde kapattılar. İkinci yarı başında Sangare’nin Sosa’yla ve Ozan’la kurduğu üçgenlerle pozisyon ve gol buldular. Sonra garip bir şey oldu. 0-0’da hiç risk almayan Fenerbahçe 3-1’ken, 61. dakikada Ideye’den inanılmaz bir kontra yedi. 4 dakika üst üste top kayıpları sonunda da golü yediler. 9 kişilik Hatayspor karşısında bile almadıkları riski aldılar. Özellikle Samatta, Cisse ve Pelkas’la girdikleri pozisyonları değerlendiremeyince Göztepe dengeyi sağlayacak imkanı da buldu.
Peki bu neden oldu? 2 seçenek var:-Takım biz hücumcuyuz isyanına kapıldı.-Milli maç yorgunluğu taktik sadakati kırdıGecenin sorusu: Serdar, ayakta kalmayı öğrenebilecek mi? Hakem ve VAR’ın kararı hatalı. Penaltı yanlış. Ama hiç gerek yokken kendini yere atmak, kaymak neye yarıyor? İki ayrı pozisyondaki elle oynama tartışmalarına da bu huy neden oldu.
Maçın starı: Pelkas eğer kaçırdıklarını atabilse bu unvanı tek başına alırdı. Kaleci İrfan Can 5 güzel kurtarış yaptı ama 3 gol de yedi. Dolayısıyla maçın yıldızı Ozan Tufan.Maçın olayı: Erol hocaya şunu sordum: Ozan, Fenerbahçe forması dışında hep üst düzey istikrarlı bir oyun tutturuyor. Neden? Net bir şekilde 10 numarayı oynayabileceğini söyledi, “Ancak tek bir şart var, sadece kendi rolünü oynayacak” dedi. Dün sanırım bu güvenin ve basit düşünmenin karşılığıydı. Kısa mesaj: Cisse’nin kaçırdığı 2 gol geçen yıl Alanyaspor’u takip etmeyenler için sürpriz olabilir. Gol kralı adayının böyle çok maçı olduğunu izleyenler biliyor.
Sadece atılan gol sayısıyla değil hakemler hariç her şeyiyle çok iyi bir maç izledik. İki yetenekli Türk kaleci İrfan Can ve Altay yerine sıradan kaleciler olsaydı en az 5 gol daha olabilirdi! Fenerbahçe’de Samatta zirve performansında değildi ama yerine giren Cisse uzun süre sahalardan ayrı kaldığı için ortalama bir gününde bile rahatça gole çevirebileceği pozisyonlarda “paslanmış vuruşlar” yaptı. Fenerbahçe kanat bekleri Nazım ve özellikle Caner’den ofansif açıdan ilk yarıda büyük verim aldı. Lakin oyunun defansif boyutunda aynısını özellikle Nazım için söyleyemeyiz. Caner’in zaten en kötü gününde de hücumu iyi, en iyi gününde de savunması en güçlü yönü değil! Caner’in uzak ortaları, kornerleri ise bu ligde her zaman çilingir niteliğinde. Ozan’ın performansı yine etkileyiciydi, Sosa ve Gustavo gibi iki ustayla oynarken nasıl optimum seviyeye çıkabildiği maçın yıldızı kutumuzda!
Gecenin sorusu: Serdar Aziz’e hakemler negatif ayrımcılık mı yapıyorlar yoksa hangi formayla olursa olsun hep ona mı denk geliyor? O nasıl penaltı, diğer pozisyonun neresi el? Maçın starı: Ozon tabakası dünyamızı nasıl koruyor ve sürekli fayda sağlıyor o misal Ozan Tufan da Fenerbahçe için artık bir nevi “Ozan Tabakası”… Kısaca Ozan, Fenerbahçe lehine ne gerekiyorsa yapıyor!
Maçın olayı: Şu ana kadar Süper Lig’de oynanan kalitesi en yüksek maçtı. Hakemlerin oyunun yüksek temposunun ve kalite seviyesinin gerisinde kalması hariç tarafsız gözle izlenebilecek çok iyi bir maçtıKısa mesaj: Perotti’nin ne zaman takıma gireceği ve nereye monte edileceği Fenerbahçe hücumlarını daha da çeşitlendirip zenginleştirebilir. Tabii öncelikle Cisse’nin de açıklarını kapatması gerek.
Göztepe deplasmanı yeni Fenerbahçe için ilk ciddi sınav sayılırdı. Lemos’un yokluğunda stoperde piyango Serdar Aziz’e vurmuştu. Dün bir penaltı yaptıran Serdar attığı kafa golüyle kendini de affettiriyordu. Gökhan’ın yerine de Nazım Sangare formayı kapmıştı. İlk maçında da geçer not aldı. Pelkas’da ilk 11’deydi. Golünü atıp görevini yaptı. Fenerbahçe’nin son yıllarda bu kadar kaliteli ve geniş kadrosu olmadı. Dünkü kulübeye bakıyorsun, dışardaki sakat oyuncuları da koysan o takımda şampiyonluğa oynar. Böyle kaliteli ve silahı çok bir takım olunca da beklentiler artıyor. Dünkü oyunun ilk yarısına bakıyorsun, Fenerbahçe’nin attığı 2 golde duran toptan. Samatta’nın dışında rakip kaleye giden tek şut yok. Takımın yükü Sosa, Gustavo, Ozan ve Caner’in sırtında. Nazım Sangare ilk maçı olmasına rağmen Gökhan Gönül’ü aratmıyor. Duran topları ve sağ kanadı çok iyi kullanan Caner Erkin’in tek kusuru hala sinirlerini kontrol edemeyişi. Oyunun ilk bölümünde genellikle 4-4-2’yi tercih eden Fenerbahçe ikinci bölümde maçın kontrolünü tamamen eline aldı.
Sosa’nın, Ozan Tufan’nın adrese teslim pasları, Nazım’ın sağdan, Caner’in soldan bindirmeleri, Samatta ve Pelkas’ın gol atma istekleri, pozisyon zenginliğini de beraberinde getirdi. Göztepe’nin genç kalecisi İrfan Can’ın başarılı oyunu takımı adına büyük şans idi. Ozan Tufan’ın adrese teslim ortasında Pelkas’ın kafa vuruşuyla gelen gol, Sarı- Lacivertli ekibi iyice rahatlattı. Nedendir bilinmez rakibini hucum olarak fazla rahatsız etmeyen Göztepe takımının en iyilerinden Halil ve Guilherme’nin gayretleriye bulduğu golle maça biraz heyecan geldi. Erol Bulut’un hamleleri yorgun oyuncuları dışarı alışı oldu. Valencia, Samatta ve Pelkas’ın yerlerine Ferdi, Cisse ve Sinan Gümüş girdiler.
Oyuna girdikten sonra Cisse öyle pozisyonlar harcadı ki, saç baş yoldurur. Skor avantajı olmasa, Altay son dakikalarda rakibin kale önünden kafa vuruşunu çelmese, Cisse gündeme oturmuştu. Özetlersek, Fenerbahçe yeni bir takım, uyum sorunu yaşıyor. Ama silahı çok. Bu silahlar kendine avantaj sağlarken rakibin aklını karıştırıyor. Zengin ve geniş kadronun futbolu daha keyif vermeli. Kazanmasına rağmen, zengin kadronun futbolu dün fakir kaldı..
Sanal Bahis Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!