27.12.2021 - 07:31 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'in 19. haftasında Fenerbahçe yoğun protestolar altında oynadığı karşılaşmada Yeni Malatyaspor'u 2-0 mağlup etti, 3 maç sonra kazandı. Sarı-lacivertliler sezonun ilk yarısını 32 puanla bitirdi. Maçın ardından spor yazarlarının görüşleri şöyle...
"Süper Lig’in gündüz kuşağında Göztepe-Adana Demirspor maçını izledim, müthişti. Hız, heyecan, tempo, mücadele... Ne ararsanız vardı. Maç bir o tarafa gitti, bir bu tarafa... Futbola doyduk, heyecanını yaşadık, zevkimizi aldık.Süper Lig’in gündüz kuşağında Göztepe-Adana Demirspor maçını izledim, müthişti. Hız, heyecan, tempo, mücadele... Ne ararsanız vardı. Maç bir o tarafa gitti, bir bu tarafa... Futbola doyduk, heyecanını yaşadık, zevkimizi aldık.Bir saat sonra Fenerbahçe-Malatya maçı başladı. İddiaya girerim, iki maç arasında yemek yiyip, biraz fazla kaçırmış olanlar, bu maçı “ninni” diye algılayıp derin bir uykuya dalmıştır.
Bu kadar yavaş, bu kadar temposuz, hızdan nasibini almayan, tek deparı bile olmayan, aşırı gereksiz ve yararsız pas yapılan, milletin futbol keyfinin içine “limon” sıkan, işkence gibi bir futbol oldu. Şuna hayret ediyorum; ligin her maçını izliyorum, tehlike bölgesinin göbeğinde kıvranan takımlar bile Fenerbahçe’den 10 kat daha iyi oynuyorlar. Nasıl oluyor bu? İstesen bu kadar kötü olamazsın.
İrfan Can, bu ülkenin yaratıcı, oyunun kaderini değiştirecek bir-iki oyuncusundan biri... Ama oynamıyor. Bir oynuyor, beş maç yatıyor. Oynasana kardeşim... Hocaya kulis yapacağına, her şeye bahane bulacağına, el-kol çevrene dayılanacağına, yeteneklerinin, profesyonelliğinin karşılığını versene... Her maç hayal kırıklığı yaratmak zorunda mısın? Fenerbahçe o kadar yavaş hücuma çıktı ki, ilk yarının ortalarında Mesut bir kontratağa kalktı, rakip savunma bomboştu. Topu atacak adam bekledi, en az otuz saniye... Fenerbahçeli oyuncuların keyfi gelene kadar, Malatya savunması geri geldi.Pereira kurbanı Pelkas oyuna girene kadar Fenerbahçe’nin uyuşuk hali devam etti. Pelkas girdi, önce sol kanada, sonra takıma bir hareket getirdi.
Sonucu sağlama alan golü de attı. Düşünün, bu adam sezon başından beri oturuyor. Malatya’nın işi zor... Her gittiği takımda iyi-kötü bir iş yapan, o takımı ayağa kaldıran Sumudica, Malatya’da sanki çaresiz gibi... Fenerbahçe’nin “titrek” futbolu karşısında bile ete-kemiğe dokunan bir şey yapamadılar. Fenerbahçe beş farklı kazansa bile görüşüm değişmezdi. Kötü oynuyor, yavaş oynuyor, gereksiz pas yapıyor, hızlı hücum yapamıyor, yıldızları parlamıyor, golcüleri atamıyor. Seyirci zaten tribünleri terk etti.
Gelen de ya “yuh” çekiyor, ya istifaya davet ediyor. Kriz dönemi hocalarından yıldık. Yeni hoca ne zaman gelecek belli değil... Emekli Löw’ün bile bu takıma çare olacağından kuşkuluyum. Yılların yanlış yükü, Fenerbahçe’nin sırtına bindi, taşıyamıyor. Şimdilik tünelin ucunda ışık yok. Her yer karanlık..."
"Sabır ve hoşgörünün son kertesindeki Fenerbahçe ile puan cetvelinin son kümesindeki Malatyaspor’dan kimse futbol keyfinin son noktalarını beklemiyordu zaten. Biraz gayret, biraz oyun disiplini, mümkünse bir de galibiyet yeterdi… Fenerbahçe ilk çeyrekte gayret ve disiplin beklentisini karşıladı ve karşılığını Novak’ın golüyle aldı. Malatyaspor’a kalan ise önde baskı veya kompakt savunmaydı. İkisini birden seçti Sumudica. Tabi bu arada orta sahayı Fenerbahçe’ye teslim ediyordu konuk ekip. Üstelik hücum planı yoktu. Varsa bile işe yaramadı! Çünkü Fenerbahçe bekleri Novak ve Osayi’nin rakip ceza alanına girip çıktığı, Mert Hakan ve Kim Jae’nin formanın hakkını verdiği, savunmaya yaslanmış Sosa’nın zaman zaman önde baskı yapmaya çalışan Malatyaspor’a karşı geriden oyun kurduğu maçın, pas yapan, topa hakim olan tarafı Fenerbahçe’ydi.
Hatta başlarda tempo bile yaptı Fenerbahçe. Ama hala ters yüz edilen sistemin, özgüvenleri köreltilmiş yıldızların ve küskün tribünlerin bedelini ödüyordu. Düşüp çıktı maç boyu. Sürekliliği yoktu. Maçın tamamında ne oyun bütünlüğü vardı ne oyun akıcılığı. Ve ilk yarıyı 1-0’a razı bitirdi ev sahibi. Tabi bu arada Malatyaspor’un Mounir, Mustafa ve Adem ile kaçırdığı golleri saymazsak. İkinci yarıya savunmayı üçlüye çevirerek başladı Malatyaspor hocası Sumudica. Ya hep ya hiç diyordu… Önde kalabalıklaşıp orta sahayı Fenerbahçe’nin elinden alarak en azından beraberliği kurtarmak niyetiyle ciddi bir riske girdi; kaybetti.
Zeki Murat Göle hemen İrfan Can ile Pelkas’ı değiştirdi ki, Malatyaspor’un tenhalaşan savunmasının dengesini bozacak bir adam daha eklensin. On dakika sonra Fenerbahçe’nin iyice düşen temposunu arttırmak için Serdar ve Crespo çıktı, Zajc ve Valencia girdi. Kulübe hamleleri Valencia’nın asisti, Pelkas’ın golüyle skoru 2-0 yapıp meyvesini verdi. Maçın son on dakikasında kime ne zaman patlayacağı belli olmayan Fenerbahçe öfkesinden çekinen Zeki hoca, 2-0’ı korumayı tercih etti ve Mesut ile Kim Jae’yi çıkarıp Nazım Sangare ve Tisserand’ı oyuna aldı. Düşündüğü gibi de oldu.
Evet… Dün saat 19.00 itibarıyla, düdük çalana kadar hiç olmadığı kadar karanlıktı Kadıköy. Kaza mahalli gibiydi. Portekizli bir hayalperest, kadim kulübe biçerdöver gibi dalmış, sadece sistemi parçalamakla kalmamış, tek tek futbolcuların saha ve Fenerbahçe ile zihinsel bağlarını etrafa saçıp kaçmıştı. F.Bahçe yönetimi, koskoca kulübü, yüz milyonlar değerindeki takımı bırakmış “protestocuları protesto edenleri” hoşgörüye davet etmek gibi naif ayrıntılarla tribünü yönetmeye çalışıyordu sadece.
Hoca yoktu, futbol yoktu, ışık yoktu… Puan farkı çoktu.Tam da bu anda gelen 2-0 derin bir soluktur Fenerbahçe’ye. Tüm “belki”lerin, “umulanların” hayata geçmesi şansıdır. Hani ölmüş diye üzerine gazete kağıdı örtülen kazazedenin nefes aldığı anlaşılır, o anda umut dolu bir telaş başlar ya karanlık bir şarampolde… İşte öyle.Yaşıyor… Yetiştirin Fenerbahçe’yi acile!"
"Karagümrük maçındaki büyük fiyaskodan kısa süre sonra dün gecenin olmazsa olmazı; hırslı bir futbolla 3 puan kazanmaktı. Fenerbahçe maça hızlı başladı. Ardından Pereira'nın 3'lü defansı yüzünden ligin en golcü beki olduğunu unutan Novak, 4'lü düzende sahne alarak erken skor avantajını getirdi. Bu golden devre sonuna kadar ilginç bir maç oldu. Malatya riskleri alarak ofansif futbola yöneldi. Eğer Fenerbahçe moral açıdan öz güvenli olsa bu yarıda 4 gol daha atabilirdi.
Buna karşılık Malatya da hücumda çok yanlış seçimler yapmasa 2-3 gol de onlar atabilirdi. İkinci yarıda, ilk yarıyı iyi gözlemlediğim için tahmin ettiklerim oldu. Malatyaspor kadro yapısına uymayan hücum futboluna yöneldi. Zaten maç başından beri aşırı top kayıpları yapıyor, dengesiz yakalanıyorlardı. Bu yarıda riskleri artırdıkça Fenerbahçe'ye pozisyon zenginliği getiren bir ortam oluştu. Fenerbahçe birçok atağı sonuçlandıramadı. En sonunda Pereira'nın göz göre göre harcadığı Pelkas sonradan oyuna girip takımı rahatlatan golü attı. Sonuçta önemli olan 3 puan kazanıldı. Dün gece takım olarak gayretliydiler.
Ama sezon başından beri hem istikrarlı bir kadro sağlanamadığının hem de olumlu bir oyun düzeni oturmadığının en önemli belgesi dün geceki çok kolay maçta dahi ortaya çıktı. Bakalım ligin ikinci yarısında nasıl bir Fenerbahçe izleyeceğiz. İrfan Can, fiziki olarak ne zaman güçlenecek doğrusu merak ediyorum! Malatyaspor, kötü günler geçiriyor. Hele dünkü gibi ofansif futbol onlara hiç yaramıyor. Maçın iki farklı bitmesi bile onlar için kabul edilebilir sonuç oldu."
"Fenerbahçe kazandı ama Fenerbahçe'de çok şey eksik... Futbolda bir laf vardır, "Takımın böcüğü ölmüş" diye... Diğer bir deyimle havası kaçmış, gazı kaçmış. İlk yarıya bakıyoruz, Malatyaspor ya herro ya merro diyor, mücadele yok, top bir o kalede bir bu kalede. Malatya da Fenerbahçe de 3'er 4'er pozisyon yakaladılar. İşte bunlardan birini Novak gole çevirdi.
Malatya ofsayt taktiği yapıyor, Fenerbahçe'nin sol beki Novak, Mert Hakan'dan güzel bir asist alıyor ve düzgün bir vuruşla takımını öne geçiriyor. İkinci yarı Malatya önde basmaya başladı. Hatta Fenerbahçe bir müddet bocaladı da... Çünkü bu dakikalarda gelecek bir Malatya golü sadece puan kaybını değil o dakikaya kadar yönetim istifa diye bağıran taraftarı daha da kötü etkileyebilirdi. Maçı rahatlatan, oyuna sonradan giren Pelkas oldu. Ceza alanına girdi, topu sağına çekti, köşeye bırakıverdi.
Sonuç iyi gibi görünse de takım asla iyi değil. Malatyaspor ise takviye yapmazsa düşmenin bir numaralı adayıdır. Yaşar Kemal Uğurlu için kolay maçtı. Oyuncular iyi niyetli, kasti hareketler yok, dolayısıyla da hakem maçı çok iyi yönetti diyebiliriz. Belki bir iki pozisyonda sarı kartı es geçti ama bu da kabul edilebilir."
BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK Hemen oynamak için buraya tıklayın!