26.04.2021 - 09:43 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe abartısız, bu sezonun en iyi başlangıcını yaptı. Geri pası, yan pası unutarak, ayağını frenden çekip gaza basarak, çok rahat pozisyon bularak, her fırsatta kaleye vurarak... Fenerbahçe‘de Sosa, oynamak için Emre Belözoğlu’nu beklemiş olmalı... Görüyoruz ki, Fenerbahçe‘nin saha içi patronu Sosa... Süper oynadı. Mert Hakan‘ın da Emre Hoca ile birlikte hızla kendini geliştirdiği çok açık görülüyor.
Fenerbahçe‘nin en büyük kazancı, belki de uzun bir aradan sonra bir maçta bu kadar rahat ve bu kadar sık pozisyon bulması oldu. Özellikle Sosa ve İrfan Can savunmanın arkasına süper toplar attılar.
Sezon başından beri yazıp söylemekten dilimizde tüy bitti, Fenerbahçe hızlı oynamalı diye... Bu maçta belki de ilk defa savunmada, orta alanda oyalanmadan, hedefine Kasımpaşa kalesini alarak hücum etti.
Fenerbahçe ataklarında Pelkas biraz becerikli olsa ilk yarıdaki 3 golün üstüne artı üç gol daha koyardı. En az üç gol... Elbette kaleci Ertuğrul kesin yarım düzine gol kurtardı. Ertuğrul‘un performansı, Pelkas dışında Valencia‘nın, Ozan‘ın mutlak gol vuruşlarına da set çekti.
Fenerbahçe özellikle ilk yarıda sadece 10 dakika ciddi bir şaşkınlık yaşadı. Başakşehir maçında ölümcül bir hata yapan, sonrasında penaltıyı kurtararak bunun altından kalkan kaleci Harun bu defa da oyunu kurayım derken, ayağındaki topu Hajradinoviç‘in önüne bıraktı. Uzun oynasana Harun, oyunu kurmak sana mı kaldı?
Bir lafım da İrfan Can‘a... Sonraki maçın Alanya deplasmanı... Ceza sınırındasın... Santrada rakibi arkadan çekip sarı kart görülür mü, cezalı duruma düşülür mü? Gördüğün sarı kart, cezalı duruma düştüğüne değse neyse...
Fenerbahçe‘nin golcü için “inim inim inlediği” haftalarda Valencia “mevcutların en iyisi” görünmesine rağmen, ısrarla kenarlarda oynatılarak, boş yere harcandı. Bunu düzeltmek de Emre Hoca’ya kaldı.
Kasımpaşa, efendi takım, yumuşak takım... Çamura yatmaz, pislik yapmaz. Ama ligde kalması için biraz daha temaslı, biraz daha futbola ve rakibe karşı sert olması gerekiyor. Fenerbahçe tek devrelik saltanatı yeterli görmüş olacak ki, ritminden bir-iki vites geri atarak ikinci yarıda idare etmeye başladı. Buna rağmen daha önceki maçlarda olduğu gibi, ikinci yarıda kan-ter içinde kalıp, ızdırap çekmedi, taraftarlarına çektirmedi.
İşte tam böyle düşünürken bir kere daha Harun sahneye çıktı... Hajradinoviç‘e “bodoslama” dalınca Başakşehir maçından sonra bir penaltı daha... Penaltıyı çeldi ama kurtaramadı. Fazla kulübede kalmak kalecileri kötü yıpratıyor. Özgüvenleri de, refleksleri de ciddi anlamda törpüleniyor. Maçın başında Luckassen-Valencia mücadelesinde “bariz gol şansı” olabilirdi. Thelin-Szalai mücadelesinden penaltı çıkabilirdi. Ofsayt gerekçesi ile iptal edilen Kasımpaşa golü tam bıçak sırtı, söyleyecek birşey yok.
Fenerbahçe bu sezonun en iyi ilk yarısını oynadı. İkinci yarıda durmasına ve gol yemesine rağmen bunalmadı, son beş dakika dışında küçük takım gibi savunmaya çekilmedi. Unutulmasın, yediği gollerde de içten vuruldu. Rakipten değil, kalecisinin hatalarından yedi. Takıma Emre Belözoğlu‘nun elinin ve futbol aklının değdiği çok açık belli oluyor. Ama sezon başından beri kemikleşmiş o kadar çok yanlış var ki, bu dar zamanda hangisine yetişirsin, hangisini düzeltirsin...
Fenerbahçe yılın en iyi futbolu ile başladı maça. Sadece bir devre ama sezona bedeldi… Sahaya yayılış, yardımlaşma, tempo, uyum hepsi on numaraydı. Üstüne bir de coşku… Keşke pandemi olmasa da Fenerbahçeli tribünden izleseydi 45 dakikayı. Böylesine Kadıköy’ü öylesine özlemişlerdir ki!Skor kaçınılmaz olarak geldi.
Önde basıp rakibi kaleden uzak tutarak ve rakip savunma arasına arkasına toplar atarak bunalttığı Kasımpaşa’nın engel olması imkansızdı. Rakamlara bakın; bir devrede rakip kaleye attığı şut 14, isabet 9, gol 3. Bu zamanda bu oyun; bravo Emre Hoca.Rakamlara bakın; bir devrede rakip kaleye attığı şut 14, isabet 9, gol 3. Bu zamanda bu oyun; bravo Emre Hoca.Kolay değil… Çok etkili olmasa da koşan, mücadele eden, can derdindeki bir Kasımpaşa vardı Fenerbahçe karşısında. Beşiktaş’ı bile yenmiş, ne yapacağı belli olmayan Kasımpaşa, Fenerbahçe baskısı karşısında kasıldı kaldı.Peki, neden (bir devre de olsa) yükseldi Emre Belözoğlu Fenerbahçesi?..Birincisi, Sosa’ya sahanın patronluğunu vermişti Belözoğlu. Diğer on futbolcu da kabul etmiş.
Tıpkı eskiden kendisinin olduğu gibi. Sonra Caner’in ortalarına fren koymuş. Caner, ya içeri giriyor topla ya da pas veriyor. Bir kere orta yaptı; o da sol açıktan ve Valencia’nın golüne asist oldu. Pelkas iyice özgürleşmiş. Yeteneklerini ortaya çıkarma fırsatı buluyor. Ve Fenerbahçe takım halinde hem çabuk hem ekonomik oynama formatına geçmiş. Yani ancak birlikte oynadıkça gelişecek alışkanlığa…
Takımda kaleci Harun’dan başka tekleyen yoktu. Maç eksiği falan tamam da, rakibe pas vermek gibi dehşetli bir hata yaptı Harun. Beraberlik golüne asist yaptı. Valla U17’de keserler adamı takımdan.
Yetmedi, maçın son çeyreğinde yine klasik “Harun penaltılarından” birini yaptı ceza sahasına giren Kasımpaşalının ayaklarına yatarak. Üstelik bu sefer kurtaramadı. Son dakika bir kurtarışı var, o kadar. Korku filmi gibi Harun. Ne yapacak Fenerbahçe; her maçta iki tane gol de Harun’u telafi etmek için mi atacak? Belki de Fenerbahçe’nin mükemmel futbolu yirmi dakika boyunca Harun’un hatasını telafi etmek için uğraşmasından ortaya çıktı…
Sürekli hücum etti Fenerbahçe. Ancak acelesiz, paniksiz. Her akını sonlandırdı. Kasımpaşa kalecisi Ertuğrul üstün bir performans sergilemese bir devreye sığmayacak kadar gol olabilirdi Kadıköy’de. Pelkas, Ozan, İrfan Can, hepsinin şutları Ertuğrul’a takıldı ama Mert Hakan’ın ortaladığı topa Slazai’nin vurduğu kafaya yapacağı bir şey yoktu. Fenerbahçe öne geçtikten sonra da durmadı. Yine sağdan olgunlaştırılan akınları merkeze taşıyan ve ceza sahası önünde yaratıcı paslar yapan Fenerbahçe’de Valencia düşürülünce verilen penaltıyı da Valencia kullandı ve ilk devre Fenerbahçe’nin 3-1 üstünlüğü ile bitti. İkinci devreye tempoyu indirip rölantide başladı Fenerbahçe. Bu tercih çöküş getirdi. Aydınlık Fenerbahçe gitti, kara bulutların Fenerbahçesi geldi.
Belözoğlu, 70. dakikadan sonra Ozan, Valencia ve Mert Hakan’ı çıkardı… Thiam, Gustavo ve Sinan Gümüş’ü sahaya sürdü. Yani daha savunmacı bir orta saha ama rakip yüklenirse skoru arttıracak forvet tercihi. Ama Thiam’ın da Samatta’dan farkı yok ki… Kasımpaşa’nın penaltısından sonra karşı karşıya kaleci Ertuğrul’u nişanladı Thiam. Emre Hoca’nın kabahati, bile bile frene basması ve Harun’u hesaplamamasıydı. Son dakikaları beraberlik korkusuyla tek farkla önde tamamladı Fenerbahçe. Bundan böyle futbolun “kas” değil “sinir sistemi” ile oynanacağı iyice belli olan Süper Lig’in son beş haftasına girerken “can derdindeki” Kasımpaşa’dan üç puan almak her türlü “laf dalaşından” önemlidir Fenerbahçe için.
Fenerbahçe şampiyonluk yolunda Kasımpaşa düşmeme mücadelesinde. Hakem emekliliği gelmiş Fırat Aydınus. VAR hakemi hakemliği bitirilen, siyaseten geri döndürülen Suat Aslanboğa, VAR operatörü de F.Bahçe'nin FETÖ iddiası ile şikayet ettiği adam. Kişinin araştırması savcılıkça sürüyor. Şimdi böyle bir atama baştan yanlış. Maçtaki her karar tartışmaya açık olur. Dedik ki "İnşallah hakemlik bir şey olmaz.." Ama oldu. Geleceğiz.
Fenerbahçe sezonun en iyi futbolunu oynadı. Pas oyununu hızlandırdılar. Pelkas 3 tane net pozisyonda Ertuğrul'u geçemedi. Enner bir gol attı bir penaltı yaptırdı. İrfan 2 net asist yaptı, Pelkas yararlanamadı, penaltıda da pası o attı. Ozan ve Mert Hakan da birer pozisyona girdiler. Bu devrede Kasımpaşa hem topu alamadı hem de atağa çıkamadı, çünkü dönenleri de hep Fenerbahçe topladı. Harun, al da at deyip Hajradinovic'e asist yaptı ama takım Harun'a rağmen 3-1 yaptı. Fenerbahçeli arkadaşlarım-izleyenlerim çok memnunlardı.
2. devre F.Bahçe herhalde hafta içindeki Alanya maçını öne aldı ve rölanti başladı. Yine denge ev sahibi lehindeyken Caner'in ofsaytı bozduğu bir pozisyonda Attila-Thelin mücadelesinde Kasımpaşalı yerde kaldı. Fırat Aydınus devreye girdi ve penaltıyı vermedi. Top uzun süre oyunda kaldı. O esnada Suat Aslanboğa da bir şey demedi. Oysa net penaltı idi.
Sonra yine Caner'in ofsaytta olup olmadığı pozisyonda Thelin bir gol attı. 3 dakika incelendi ve ofsayt kararı çıktı. VAR operatörü üzerindeki baskıdan mı Aslanboğa'nın talimatından mı ne derseniz deyin pozisyon incelemesi 3 dakika sürdü. Beşiktaş-Galatasaray ve Kasımpaşalılara göre çizgi Fener lehine çekildi. Fenerlilere göre şüpheli VAR'cı gol vermek için arayıştaydı... İşte sana atama..!!
Sonra tamamen Kasımpaşa oynadı Fenerbahçe'de Emre Belözoğlu 3 haftadır yaptığı hataların aynısını yapıp Gustavo-Sinan ve Thiam'ı oyuna aldı. 3 değişiklik yüzde 30 demek. Takımın yüzde 30'u değişince ofansif aksiyonlar bitti ve takım yine geri çekildi. Caner'in 3. kez ofsaytı bozduğu pozisyonda Harun yine penaltı yaptırdı. Skor 3-2'ye geldikten sonra bitime 10 dakika kala Belözoğlu bir hata daha yapıp yine Ferdi'yi soktu.
Artık hiç top tutamayan Fenerbahçe'ye karşı tamamen Kasımpaşa oynamaya başladı. Misafir ekip gol pozisyonu bulamayınca maç 3-2 bitti. Ama Fırat Aydınus Kasımpaşa lehine net penaltıyı verse skor ne olurdu bilemeyiz. Kasımpaşa hakemlerden çok çekiyor. Kalan 4 maçında artık gram hata yapılmaması lazım. Bugün F.Bahçe "İyi oynayarak kazandı" dedirteceği maçı hakem tartışmaları ile kazandıysa 2 sebebi var:
1- Kalecisi yok.2- Belözoğlu aynı hataları bir daha yapmamalı. Fenerbahçe'nin başlangıç 11'i tamamdır.
Caner oynamaz. 3 kez ofsaytı bozan bir BEK olmaz. Sırf orta kalitesi için bir oyuncu oynamaz. Novak oynar. Caner illa oynayacaksa haftaya cezalı olan İrfan'ın yerine oynar. Başka oynamaz. Gustavo ne zaman girse takımı geri çekiyor. Kesinlikle ya sol iç mevkisine girmeli ya da girmemeli. Savunmaya çekiliyorsanız önce Novak girer sonra ön stopere Tisserand takviyesi yapılır. Sinan neyse de Ferdi'den ne köy ne kasaba olur. F.Bahçe, mevcut 11'i dışında Gönül, Novak, Tisserand sol iç oynamak kaydıyla Gustavo ve mecburen Thiam dışında kimse oyuna girmez. Geri kalanları unutsun Emre hoca. Fenerbahçe'nin ve Fenerbahçelilerin kendisine şunu sorması lazım; Biz ilk devredeki oyun ile 2. devrede neden oynayamadık? Kalecisiz nasıl şampiyon olacağız?