Fevzi Aksoy

Fevzi Aksoy

faksoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir Avrupa ülkesindeyseniz gazetelerin spor sayfaları ve televizyonlardaki spor yayınları başlangıçta size yavan gelebilir. Zira alıştığınız futbol yayın bolluğu spor yelpazesi içinde kaybolup gidebiliyor. Kışın sabahtan akşama kadar kayak yarışları, yazın ise yüzme karşılaşmaları bitmek bilmez. Bu yayınların mevsimlerle ilgisi yoktur. Zira dünyanın bir yerinde bu sporlar muhakkak ki yapılıyordur. Kış sporlarını sevmezseniz açın bir başka kanalı Hawai’de veya Avustralya’da muhakkak yelken yarışları vardır. Yelkenlerin çeşit çeşit renkleri içinizi ısıtır.

Haberin Devamı

Bu sırada ya Paris’te veya Güney Afrika’da tenis turnuvaları devam ediyordur. Ya da aynı anda Afrika çöllerinde motor veya motorsiklet yarışları vardır. Haberlerde şampiyonların aldıkları milyonluk çekler gösterelirken, ayrı bir kanalda röportajlar yapılıyordur. Bu noktada demem şu ki Avrupalının sıkıntı içinde ‘ah şu futbol maçları ne zaman başlayacak?’ diye bir derdi yoktur.

Bizdeki kadar yaygın bir futbol tutkusuna Avrupalı’da pek rastlanmaz. Bizde futbol dedikoduları günlük hayatımızı adeta etkiliyor. O yüzdendir ki futbol gazetelerde ve televizyonlarda fazlaca yazılmaz ve konuşulmazsa günlük yaşamda adeta bir kültürel boşluk doğuyor. İş hayatımız ve kahvede bu oyunun tartışmasını yapmazsak adeta psişik bir eksiklik duyarız. Bu sırada politik tartışma bile futboldan sonra geliyor diyebilirsiniz. Sözü bağlarsak spor yelpazesi genişlemezse, futbol toplumların daimi bir takıntısı haline gelmektedir.