Spor tabiri esasında kişinin tek başına yaptığı, bedensel hareketin anlamını kapsar. Daha sonraları insan sağlığı açısından toplumsal bir önem taşımaya başlamıştır.
Bu önem içinde gelişen ve kütlelere yayılan spor, amatörce yapılırken profesyonelliğe dönüşmüş ve kulüp denilen renklerle şekillenmiştir. Ve ister kabul edin, ister etmeyin kültürel hayatın en üst seviyesinde bir aktivasyon modeli olmuştur. Bu modelin içinde bilhassa futbol milyarlarca insanı bir anda birleştirmektedir.
Birleştirmektedir dedik, hakikaten de öyle. Çünkü farklı renklerin, farklı kulüp renklerinin karşılaşmasında ortaya çıkan rekabet milyarlarca insanı bir anda televizyon önüne çekmektedir. Kralları, Cumhurbaşkanları’nı da. Siz bakmayın kendini bilmezlerin zaman zaman yaptıkları serseriliklere. Futbol rekabeti çeşit çeşit, renk renk ayrı dil ve ırktan insanları bir yuvarlak top etrafında toplamaktadır. Bu sırada her kulübün renkleri mukaddes bir simge olmaktadır.
Bu noktada bu mukaddes renklerin kendi içinde bölünmesi ve içlerine farklı düşüncelerle nifak sokulması düşünülemez. Böyle bir oluşum, değil oluşum farklı bir düşünce bile futbolun ölümü demektir. Zira kulüp renklerine farklı bir ilave renk katmak, yuvarlak topun içindeki saf havayı bozar. Bu böyle bilinmelidir.