Çocukluğumuzda ne zaman başımıza bir dert gelirse, hep dış güçlerden bahsedilirdi. Büyüdük adam olduk, yine de bize fenalık yapan dış güçler olduğunu yeniden öğreniyoruz. Ekonomide böyle, politikada böyle derken, şimdi sporda da böyle.
Maalesef bir türlü bu dış güçlere karşı korunmamız yok demekki. Ama niçin, ama neden? Biz harmoni içindeyiz. Ülkenin her tarafında sevgi gülleri açılıyor. Adeta bir lale devri yaşıyoruz. Dış güçlere lanet olsun. Birbirimizi inciten problemlerimiz yok. Medyamız bahar havası içinde. Kulüp büyüklerimiz sanki festivaldeymişler gibi birbirlerini kucaklıyorlar. Sahalarımıza atılan çiçekler bazen futbol oynamamızı bile engelliyor. Ne şişe atan, ne küfür eden var.
Hele yabancı oyuncular cennete geldiklerini tekrarlayıp duruyorlar. Öyleyse ne oluyor bu dış güçlere? Nedir bu kıskançlıkları, düşmanlıkları? Sanırım anlaşılan şimdi tam zamanı. Bu dış güçlere haddini bildirmek gerek. Birbirimize söylemekten çekindiğimiz ağır sözleri, onlara söylemeliyiz. Kirli çamaşırlarını ortaya atmalıyız. Macar olsun, Alman olsun. Aldıkları kararlardaki düşmanlıkları bizim kendimizde asla görmediğimiz düşmanlığı yüzlerine bin bir hakaretle vurmalıyız. Biz ne şike yaparız, ne doping kullanırız, ne de manipülasyon yaparız. Arkamızdaki taraftarlarımız, ‘Ey kendini bilmezler. Beyler artık kendinize gelin, sabrımızı taşırmayın lütfen. Yoksa fena olur he’ demeli.