Bizim yaşımızdakiler bilirler. Gazete kağıdından top yapıp futbol oynardık. Futbol oynamak çocuk işiydi, fakir işiydi. Daha henüz kimsenin golf denilen zengin sporundan haberi yoktu. Analarımız topçu mu olacaksın diye kızarlardı. Zira o devirlerde futbol takımlarında oynayanlar fakir ölürlerdi.
Çok değil yarım asırda her şey değişti. Futbol zengin sporu oldu. Golf ise halk sporu olamadı. Hatta golf oynayabilenler, futbolu takip etmek, futbol konuşmak ve yazmak için can atar oldular. Lig maçlarını seyredebilmek için paralı televizyon kanalları açıldı. Futbolcular terazilerde altınla tartılır oldular. Kulüpler borsada boy gösteriyorlar ve her köşede satış mağazaları var. Şimdi artık kağıttan yapılmış toplar yok. Futbolun forması var, futbolun şapkası var, hatta altın ayakkabısı bile var.
Devletler Avrupa ve Dünya şampiyonluklarını ülkelerinde organize edebilmek için diplomatik ve siyasi her yolu deniyorlar. Biliyorsunuz önümüzdeki futbol şampiyonası Polonya ve Ukrayna’da yapılacak. Gelin görün ki futbol orada da hayatı pahalılaştırmış. Otel fiyatları tavan yapmış. Pansiyonlar bile cep yakıyormuş. Anlaşılan zaman değişiyor. Ama hayat değişmiyor. Napolyon’un her şey için ‘para, para, para’ dediği zamanla bu zaman arasında fark yok. Yalnız toplumların olaylara bakış açısı değişiyor.