Üç ay önce, Fenerbahçe’nin Akhisarspor’a kaybettiği maçın ardından şöyle demişiz; İsmail Kartal’ın en büyük idealinin Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak olduğunu biliyoruz. Ancak naçizane bir tavsiyemiz var. Bu takımı kimler zirveye taşıdı da baş tacı edildi? Ne kadar çırpınırsan çırpın, gün gelecek karşına Aziz Yıldırım çıkacak ve “Bu takımı falanca hoca değil, benim aslan yürekli futbolcularım yaptı. Onun payı yok” diyecek. Sonrası mı? Bunu en iyi bilen ve yaşayan hoca sen değil misin?. Bence hazırlıklı ol!..
Erciyes beraberliği ile avantajını Galatasaray’a kaptıran sarı-lacivertli ekipte şaşkınlık ve moral bozukluğu hakim.
Sezon sonu gazete manşetlerini süsleyen şampiyonluk hikayelerinin “kahramanı” başkan Aziz Yıldırım ise sinir küpü.
O herşeye hakim olmak istiyor. İşlerin hep istediği gibi gitmesi gerekiyor. Yeri geliyor, bir teknik direktör gibi davranıyor. Deplasmanlara takımla birlikte gidiyor, otel lobilerinde nöbet tutuyor. Belki de taktik veriyor. İşin soyunma odası gibi mahrem kısmını bilemeyiz ama, bunları yapmış olması da kimseye garip gelmiyor.
İstediğini yapar
Neden? Çünkü o Aziz Yıldırım. Fenerbahçe ile yatıp kalkan, Fenerbahçe ile nefes alan, gıdasını, enerjisini Fenerbahçe’den sağlayan bir insan. Başarı demek şampiyonluk demek. Gerisi yalan.
Takım tökezledi mi, kritik haftalara girilirken şampiyonluk iddiası azaldı mı? Yıldırım’dan sürpriz beklemeyin!
Soyunma odasına girip futbolcularını motive (!) eder. Maç sırasında saha içindeki menajeri telefonla arayıp teknik direktör ve futbolculardan hakem üzerinde baskı kurmalarını ister. Olmadı mı, devre arasında hakemin karşısına dikilip, “Adam gibi maç yönetin, bir daha sizi buraya sokmam” diye tehdit eder. Yıldırım tüm bunları hak görür.
Teknik direktörün karizması imiş, diğer yöneticilerin görüşü imiş, aldığı ve alacağı cezalarmış; Yıldırım’a vız gelir, tırıs gider. Şekeri bir yükseldi mi adamı ters yüz eder.
Kartal gider
Bitime üç hafta var. Galatasaray dördüncü yıldız için çok şanslı. Fenerbahçe’ye tüm maçlarını kazanmak yetmiyor. Gençlerbirliği, Beşiktaş ve Rizespor’a, Galatasaray’dan puan çıkarmaları için dua etmek gerekiyor. Sonuçta kim şampiyon olursa olsun. Üç ay önce söylediğimiz gibi sezon biter, başarı futbolcuların, başarısızlık teknik direktörün hanesine yazılır. Lakin iddia ediyorum, Fenerbahçe şampiyon olsa bile İsmail Kartal’ın Fenerbahçe macerası biter.
Mustafa Denizli, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal’ı anımsayın. Onlar mı şampiyon yaptı Fenerbahçe’yi? Tövbe hâşâ! Aziz Yıldırım’ın olduğu yerde o nasıl söz öyle!
Yıldırım istemediği takdirde koltuğu bırakmayacağına göre... Başkanın en zor, en kritik ve kendi kaderi açısından en riskli sezonu gelecek yıl olacak. Kafasına göre yeni bir teknik direktör, yarısı değişmesi gereken bir kadro, şampiyonluk için milyonlarca euro harcanacak yeni transferler, bunlara ayrılacak kaynak, hepsi Yıldırım’ın başını ağrıtacak.
Tüm bunlara hazır mısınız başkan?..
Kalesi sağlam olan!..
Hiç kuşku yok, bu sezon ligin kaderini kaleciler belirledi. Kadronuz ne kadar güçlü olsa da, iyi bir kaleciniz yoksa başınız dertte demektir. Ya da kaleniz emin ellerdeyse, güvendesinizdir.
Son haftalara bakın, gerçek ortada.
Muslera Galatasaray’ı neredeyse tek başına taşıyor. Sarı-kırmızılı takım şampiyonluğun en güçlü adayı ise, Muslera sayesindedir.
Trabzonspor hâkeza. Yapılan onca transfere karşın ligin ilk yarısında yediği gol sayısı 28. Hakan Arıkan’ın kaleye geçmesinden sonra 15 haftada yediği gol sayısı 15. Hakan olmasa, Karadeniz ekibinin Avrupa ligi iddiası çoktan bitmişti.
Fenerbahçe’de durum farklı. Volkan’ın endişe yaratan performansı ve son dönemlerde yediği hatalı goller ön planda. Takımı yarışta geri düştü ise Volkan’ın sorumluluğu fazla. Buna karşın son Erciyesspor maçında Gökhan’ın kalesinde adeta devleşmesinin ve Fenerbahçe’ye galibiyet şansı vermemesinin sonuçları belli.
Şampiyonluğun önemli adaylarından Beşiktaş’ta da aynı sorun. Sakatlıklar ve cezalar, kalede bir türlü istikrarı bulamayan Beşiktaş’ı yakan faktörler.
İyi bir kaleci takımın yarısıdır demişler. Çok doğru demişler.
Teşekkürler Türkalp ve arkadaşlarına
Bu kadar olumsuzluğun içinde dün “ohh bee” dedirtecek bir haber aldık. Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Ankara Şubesi, takdir edilecek bir projeye imza attı. Şube başkanı Özgüç Türkalp ile üst klasman ve üst klasman yardımcı 13 hakem, Hakkari ve Kars illerindeki meslektaşlarına jest yaptı. Sımsıcak, buram buram dayanışma kokan bir jest.
Malum, özellikle Anadolu’da hakem vize ücretleri ve TFF payını ödemek ciddi sıkıntı. Hele maç yönetip üç-beş kuruş bir kenara atamıyorsanız, neredeyse imkansız. İşte Ankara Şubesi bu gerçekten yola çıkarak Hakkari’de 8, Kars’ta 9 hakemin dernek aidatlarını ödedi ve vize yaptırmalarını sağladı. Rakam hiç önemli değil. Ankaralı hakemlerin sergilediği tavır alkışı, hak etti. Darısı diğer şubelerin başına.