Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aziz Yıldırım, Yargıtay kararından sonra şöyle dedi: “Adil yargılanma istiyoruz. Gidip yatmaktan korkumuz yok...”
Yerel seçim sonrası oluşan havaya bakılırsa, ülke gündemini yıllardır meşgul eden davalarda yeniden yargılanma talebi değerlendirmeye alınmayacak. Dolayısıyla Yıldırım ve şike davasında adı geçen şahısların beklentileri karşılık bulmayacak. Yıldırım da bu gerçeği kabullenmiş durumda.
Haa, yarın konjonktür ne olur, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra nasıl bir siyasi atmosfer oluşur, bilmiyoruz. Görünen şu; şike davası sanıkları pek de uzak olmayan bir tarihte yeniden cezaevine girebilir.
Burada ilginç olan bir nokta var. Yargıtay 5. Ceza Dairesi şike davası kararını ne zaman sonuca bağladı? 17 Ocak 2014 tarihinde. Aradan ne kadar vakit geçti? Üç aya yakın. Biz hukukçu değiliz. Yüksek yargıdaki işleyişi de bilmeyiz. Lakin yıllardır bu işin uzmanı olmuş meslektaşlarımız var. Onlara sorduk. “Yargıtay’ın karar verdiği bir dosya hakkındaki infazın gerçekleşmesi bu kadar uzun sürer mi?
Yanıt şöyle oldu: “Biz de şaşırdık, emsal olaylarda infaz bir ay içinde gerçekleşirdi...”
Acaba konu Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe olduğu için mi gecikmişti infaz?..
Farklı iddialar var
Yürütme ve yargının birbirinden bağımsızlığına inanmış (!) bir fert olarak, ortaya atılan iddiaların doğruluğuna hiç ihtimal vermedim!
Neymiş onlar? Bir; Yıldırım ile ilgili infazın yapılması için yerel seçimlerin geçmesi beklendi. Başkan o tarihten önce cezaevine girse idi, Fenerbahçe gibi büyük bir camianın vereceği tepki sandığa yansıyabilirdi!
Eee, zaten yansıdı. Bakın Kadıköy seçim sonu. CHP’nin aldığı oy 260 bin 580, AKP’nin ise 73 bin 563... Oranlarsanız CHP yüzde 72, AKP yüzde 20!
Diyeceksiniz ki, Kadıköy Fenerbahçe’nin kalesi. Farklı bir sonuç çıkamazdı. Doğru, 2009 sonuçları da çok farklı değil.. Ülke geneli de öyle hâkeza!
O halde, Aziz Yıldırım’ın cezaevine girmesiyle, yerel seçimler arasında bağlantı iddiası gerçekçi değil.
İki; seçim ortamı geride kaldı. Ülke, Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmadan önce gündemin değişmesi sürpriz sayılmaz!
Geri sayım başladı mı?
Aziz Yıldırım’ın cezaevine girmesi sansasyonel olabilir. Toplumsal tepki doğurması da beklenebilir. Fenerbahçe taraftarı sessiz kalır mı? Sanmam. Ancak biz öyle bir milletiz ki, dün ile yaşamayı sevmez, günü beğenmez, yarını merak etmeyiz. Şike davasının mağduru olduğunu ileri süren Trabzon kentinin yerel seçimlerdeki tercihlerine bakın... Çok şey anlarsınız!
Sonuç itibarıyla, infaz süreci uzadığı için seçim ile şike davasını ilişkilendirmek teorik olarak mantıklı görünse de, sandık sonuçları bunu doğrular nitelikte değil. Artı, iktidarın da bir kaygısı olduğunu sanmıyorum!..
Önümüzdeki günlerde farklı şeyler konuşabiliriz! Davanın taraflarından bugüne kadar duyulmadık iddialar ortaya atılırsa, şaşırmayalım!..

Haberin Devamı

E-bilete dikkat!

Haberin Devamı

Sporda şiddetin önlenmesi için atılan adımlardan en önemlisi e-bilet olarak görülüyor. Özellikle futbolda holiganların belirlenmesi açısından tercih edilen bir yöntem bu.
Yasa gereği, 14 Nisan pazartesi gününden itibaren sistem çalışmaya başlayacak. E-bilet edinmeyenler ise artık statlara alınmayacak. Peki, insanlar yeterince aydınlatıldı ya da bilinçlendirildi mi? Büyük kentler dahil, ülke genelinde sıkıntı yaşanacağı kesin. TFF, epey bir zamandır bu konuda tanıtım ve uyarılar yapıyor. Medya yayınları ile katkı sağlamaya çalışıyor. Lakin kulüplerin işi ciddiye aldığını düşünmüyorum. Yumurta kapıya gelene kadar bekleme alışkanlığı, yarın taraftarın stat gişelerinden geri dönmesiyle ciddi bir krize dönüşebilir. Dikkat!

Haberin Devamı

Cim-Bom, Fener’i tutar!

Derbi maçının ardından Fenerbahçe ile Galatasaray arasında başlayan söz düellosu soğuk savaş günlerini anımsattı. Tıpkı, ABD ve Rusya’nın yıllar süren “aba altından sopa gösterme” stratejileri gibi... Bir tarafta halklara, öte yanda taraftara karşı güç gösterisi.
Peki, sinirlerin bu denli gerildiği, karşılıklı suçlamaların ahlak sınırlarını zorladığı süreçte Galatasaray ezeli rakibinin maç kazanmasını ister mi?
İster vallahi. Hem de zil takıp oynayarak ister!
Haftaya Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi var. Galatasaray ve Beşiktaş şimdiden Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kabul ettiğine göre... Ki, bu saatten sonra bir mucize yaşanmaz ise öyle olacak. Sezonu ikinci bitirenin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılacağı ortamda, sarı-kırmızılar elbette Fenerbahçe’nin kazanmasını ister.
Bunu açıkça deklare ederler mi? Hayır.
Futbol böyle bir oyun işte. Sen bağır, çağır, kavga et, hedef göster... Sonra bir haftalığına Fenerbahçeli ol! Garip değil mi?