Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son günlerde yanıtını arayan soru şu: Aziz Yıldırım 3 Kasım’da yeniden Fenerbahçe başkanlığına aday olur mu?
Kestirmeden fikrimizi söyleyelim, olmak ister. Olmak için mesai harcar.
Olağanüstü genel kurula az bir süre kala lafı geveliyor gibi görünmesine bakmayın.
Kafasındaki plan, her ne kadar şike süreci ve sonuçlarının izlerini silemeyecek olsa da, Yıldırım’ın şu sözlerini anımsayın: “ Benim hiçbir şeyden korkum yok. Ne hapis yatmaktan, ne de başka şeyden. Gider aslanlar gibi yatarım.”
Yani?.. Aziz Yıldırım Yargıtay’dan çıkacak her türlü karara hazır.
Peki, Yıldırım’ın hesapları arasında yer alan karamsar senaryo hayata geçerse, o cezayı Fenerbahçe kulübü başkanı olarak mı çekmek ister, yoksa sıradan vatandaş sıfatıyla mı?
Elbette başkan olarak. Adı, sanı, unvanı ne olursa olsun Fenerbahçe kulübü başkanlığı herkes için bir zırhtır. Taraftar, görünmeyen bir korumadır. Camia her ne kadar görüş ayrılığı yaşasa da, zor günde makamın etrafında bütünleşen halkadır.
Hâl böyleyken, Yıldırım’ın bu gücü kullanmayı düşünmesi doğaldır. Eğer tekrar cezaevinin yolunu tutacaksa, başkan apoletiyle gitmek istemesi normaldir. Kuvvetli görünmeye çalışması da hâkeza! Zaten sonrası tufan. Tabii, Yargıtay nihai kararını 3 Kasım’dan önce açıklamazsa...
Yıldırım’ın adaylığı konusunu ağırdan almasının bir başka nedeni daha olabilir. Örneğin, suskun kalarak başkanlık planı yapanların hareket alanını daraltmak. Onları sıkıntıya sokmak.

Haberin Devamı

Aydınlar’ın aleyhine
Ne demişti en ciddi rakibi görünen Mehmet Ali Aydınlar: “Yıldırım adaysa karşısında olacağım.” İyi de ne zaman? Genel kurul sabahı mı?
Sayın Aydınlar’a yakın geçmişte yaşanan bir olayı anımsatalım. TFF seçimi yapılacak ve dönemin başkan vekili kendinden emin şöyle konuşur: “İktidarda iken seçim kaybedilir mi? Falancanın hiç şansı yok.” Sonuç... İktidarda iken seçim kaybettiler!
Dolayısıyla, tarafları çok stratejik bir süreç bekliyor. Bu durum Aydınlar’ın lehine değil. Ne proje ve hedef açıklayabiliyor, ne de genel kurul delegelerini etkileyecek hamleler yapabiliyor. Son basın toplantısında bile net ifadeler kullanmaması, atacağı yanlış bir adımın neticelerini kestirememesindendir.
Yıldırım’ı uzun zamandır tanırım. Tüm hatalarına rağmen Fenerbahçe için çok şey yaptığına, daha da yapmak istediğine inanırım.
Lakin, kimilerine göre Aziz Yıldırım’ın bırakma vakti gelmiştir. 3 Temmuz’un yarattığı tahribatın bedeli ödenmelidir. Bunun için Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’sini beklemeye gerek yoktur. Bu görüş de, en az Yıldırım’ın gerekçeleri kadar geçerli ve haklıdır.
Son olarak şunun altını çizelim. Türkiye’de kritik dönemlerde en hayati kararlar, son dakikada ve hesapta olmayan “faktörlerin” devreye girmesiyle alınır. Aziz Yıldırım da, aday olmayı düşünenler de, o genel kurulda oy kullanacaklar da, sürprizleri hesaba katmalıdır!

Haberin Devamı

Haklıyken haksız olmak

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu gerilime rağmen Fenerbahçe maçına gitti. Sonrası malum. Çıkışta sözlü ve fiili saldırıya uğradı, karşılığını verdi. Netice, 30 gün hak mahrumiyeti. Neden? Olay sırasında sarf ettiği sözler ile kulüp sitesinden yaptığı açıklamalar yüzünden. Başkan kameralara konuştuğu ana kadar haklıydı. Hem de sonuna kadar. Sonra? İşte önemli olan bu. Haklı iken bunu korumayı bilmelisiniz. Hele Trabzonspor gibi bir camianın başkanı iseniz, kendinizden önce temsil ettiğiniz kulübü düşünmelisiniz.

Haberin Devamı

Yobo ve Baroni yolcu mu?

Süper Lig’deki yabancı kontenjanının kısıtlanmasını destekleyen tek kulüp Fenerbahçe idi. Üstelik en çok yabancı oyuncuya sahip iken. Sarı-lacivertli takımda şu an değeri milyon eurolarla ölçülen, ancak forma şansı bulamayan oyuncular var. Devre arasında kimin gönderilmek isteneceğine dair papatya falı açmaya gerek yok.
Örneğin Yobo ve Cristian Baroni. Teknik Direktör Ersun Yanal’ın antrenman performanslarını beğenmediği bu iki oyuncu, 7 haftada bırakın kadroya girmeyi, kulübe için bile tercih edilmedi.
Yobo, Süper Kupa finali de dahil bu sezon sadece Torku Konyaspor maçında 90 dakika oynadı. Sonrasında hiç yok.
Baroni, Konyaspor maçında sahadaydı. Elazığspor karşısında ise 58 dakika şans buldu. Hepsi bu.
Sow sınavından başarıyla çıkan Yanal’ın bu iki isimde ısrar etmeyeceğini duyuyoruz.
Ancak şu gerçeği de unutmayalım. Yobo yıllık 2, Baroni ise 1.8 milyon euro garanti para alıyor. Bu sözleşmeleri yapanlar ise şu an yönetici. Eğer zararın neresinden dönersek kârdır diye düşüyorsanız... Hadi gönderin bakalım! “Eyvallah” deyip gidiyorlar mı?