Bu sezon Trabzonspor için tek gerçek var. Ligde çok daha kötü konumda değil, kupada hâlâ yoluna devam edebiliyorsa, bunu sadace kalecilerine borçlu. Tolga ve Onur’un müthiş performansları ile tüm olumsuzluklara direnmeye çalışan Trabzonspor, dün gece Eskişehirspor karşısında tarihi bir hezimetten kurtuldu ise, başrolde yine geçit vermez eldivenleri vardı. Onur, yeşil sahalarda belki de uzun yıllar izleyemeyeceğimiz bir “kurtarma operasyonuna” imza attı. Sıradan müdahalelerden söz etmiyoruz, tam 5 mutlak gol pozisyonunda doğa üstü bir canlı gibi kolları uzayan, göğsünü her topa siper eden, rakip forvetin karşısında “dev” gibi büyüyen bir Onur izledik hayranlıkla.
Peki Onur’u bu denli ön plana çıkaran, hayatının unutulmayacak maçlarından birini oynamasına yol açan faktörler ne idi? Trabzonspor ilk 15 dakikada iki farklı öne geçmiş iken, nasıl oluyor da maçın kalan bölümünde kalesinde bu kadar çok pozisyon yaşayabiliyordu? Çok basit. Çünkü Trabzonspor neredeyse ligin yarısı bitmesine rağmen hâlâ takım olabilmiş değil. Hâlâ takım ruhunu anlayabilmiş, yardımlaşmayı, paylaşımı öğrenebilmiş değil. Devamlılık mı? Hak getire.
Sen ilk çeyrek saatte rakibin gardını düşürecek iki önemli hamle yapacak, maçı hiç zora sokmadan koparacak fırsatlar bulacaksın, sonra da “İyi ki Onur varmış” diyeceksin. Yok böyle bir sorumsuzluk ve vurdumduymazlık.
Henrique’ye de bir eleştiri. Son dönemlerde iyiniyetle mücadele ediyor, eski formunu yakalamaya çalışıyor, koşuyor. Lakin illa gol atacağım bencilliği takımına büyük zarar veriyor. Dün iki pozisyonda bu egosunu tatmin etmeye kalkmasa Trabzonspor bu kadar sıkıntılı bir doksan dakika oynamayabilirdi. Sadece Henrique mi? Golleri atan Halil ve Adrian dahil kendini sorgulaması gereken o kadar çok kişi var ki! Buna teknik direktör Şenol Güneş de dahil tabii.
Galatasaray maçı öncesi bir yıkım yaşamaktan Onur sayesinde kurtuldu Trabzonspor. Zorlu sınava üç gün var. Ancak şu bir gerçek. Önce takım olacak, birbirine inanacak ve sorumluğu paylaşacaksın. Sonrası mı? O zaten peşinden gelir!