Efendim Trabzonspor’un deplasman fobisi varmış. Bu sezon rakip sahada sadece üç maç kazanabilmiş. Bu yüzden teknik direktör Tolunay Kafkas, Eskişehirspor sınavı öncesi futbolcularını “yenilgiyi kafanızdan çıkarın” ifadeleriyle motive etmeye çalışıyormuş! Geçin efendim. Eğer büyük takım olduğunuzu iddia ediyorsanız, böyle bir saplantı, böyle bir korku yaşayamaz, böyle bir mazeretin ardına sığınamazsınız!
Trabzonspor’un sorunu ne dış saha, ne iç saha performansı. Bordo-mavili ekip ne zaman takım gibi oynamak için biraz gayret gösterse, yardımlaşmayı becerebilse maçın bir ucundan tutunuyor. Buna Adrian, Sapara, kimi vakit de Henrique’nin yaptığı ekstra işleri ekleyin, bordo-mavililer en azından vasata ulaşabiliyor. Trabzonspor gerçek kapasitesinin yüzde 50’si anlamına gelen bu bileşimi çok az yakalayabildiği için de sıkıntıdan kurtulamıyor.
Tıpkı dün geceki Eskişehirspor maçında olduğu gibi. Bir duran top, bir gol gerisi külliyen yalan. Kupada Sapara umutları canlı tuttu, Eskişehir’de ise Adrian günü ve galibiyeti kurtardı. Kurtardı derken aslan payını her zaman olduğu gibi kaleci Onur’a vermez isek çarpılırız. Onur dün de en az dört mutlak gol pozisyonunda müthiş müdahaleleri ile kalesine adeta duvar ördü. Takımını mutlak bir yenilgiden kurtardı. Söz kalecilerden açılmışken, iddia ediyorum, bu sezon Onur ve Tolga olmasaydı, Trabzonspor en az on puan daha geride ve küme düşme hattının tam göbeğinde yer alırdı. Kimse durumdan kendine vazife çıkarmasın, yatsın kalksın iki eldivene dua etsin!
Gelelim Eskişehirspor’a. Lig ve kupada Fenerbahçe ile oynadığı iki maçın mental yorgunluğuna rağmen, Trabzonspor karşısında oyunun büyük bölümünde üstün olan, kontrolü elinde tutan ve sayısız pozisyon bulan taraf idi. Özellikle ikinci yarıda rakibini sahasına hapsetmesine karşın, Alper’in yokluğu, Erkan’ın sakatlanıp çıkması ve Necati’nin son derece etkisiz kalışı, ofansif anlamda düşündüklerini yapmasını engelledi. Bu olumsuzluklara karşın maçı kazanmalarının önündeki en büyük engel ise Onur oldu.
Trabzonspor bu sezon adeta yalancı baharı yaşıyor. Ağaç belki çiçek açıyor lakin meyva almak, alsan da tadına varmak mümkün değil. Bunlarla yetinen ve övünen varsa ne âlâ!