Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Böyle dönemlerde öncelikle bilim insanlarının ne söylediğine bakarım.
Onların tavsiyeleri, yol göstericiliği ve kararları belirleyicidir.
Ne diyor Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap?
“Gevşetme politikalarını hayata geçirmek çok zor. İnsanların birbiriyle temas etmesi, salgını artırıyor. Ben kimseye bir metreden fazla yaklaşmayacağım. Yaklaşmak zorunda olursam da, maske takacağım. Kişisel tedbirleri birkaç yıl daha uygulamamız gerek.
Ve devam ediyor; “100 hatta 200 yılda bir başımıza gelebilecek salgını yaşıyoruz. 2-3 ay önceki rutinimize dönmemiz olası değil.”
Anlaşılmayacak bir durum yok. Dünyayı yeni bir yaşam biçimi bekliyor. Hazır olmalı, alışmalıyız.
Öpüşmek, koklaşmak, el sıkışmak, sarılmak, yaklaşmak yok artık. AIDS’den beter bir düşmanla karşı karşıyayız.

Önce sağlık
Covid-19’un derinden etkilediği sektörlerden biri de futbol. Yüz milyonlarca insanı peşinden sürükleyen meşin yuvarlak, tüm takım oyunları gibi risk gruplarının başında geliyor.
Oyunda temas var. Göğüs göğüse, omuz omuza mücadele var. Ter var, tükürük var. Yani uzmanların uzak durun dediği her şey var.
Diğer tarafta da ayakta kalması ve sürdürülür olması gereken devasa bir ekonomi. Vicdan ile cüzdan arası açmazdayız işin gerçeği!
Futbolun devam etmesi en büyük özlemlerimizden biri. Özlemin sona ermesi, evde tıkılı kalmaktan bozulan ruh halimiz için en etkili ilaç belki de.
İlk etapta statlara gidemesek de, televizyon başında bağıracak, deşarj olacak ve hayatımızın her alanını kısıtlayan virüse kafa tutacağız başlama düdüğü çaldığında.
Hepsi iyi güzel de, önceliğimiz oyunun sağlıklı devam etmesi değil mi?
Ve bu mümkün mü?..

En kritik dönem!
Türkiye Futbol Federasyonu; FIFA, UEFA ve Sağlık Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler neticesinde liglerin kalan bölümü için takvimi belirledi. Başkan Nihat Özdemir, “12 Haziran” tarihini verdi.
Basın toplantısını izledik. Hep ucu açık cümleler kuruldu. “Şimdilik” vurgusu ön plana çıktı.
Ne demek şimdilik?
“Pazartesi gününden itibaren gevşetilecek önlemler olumsuz sonuçlar doğurmaz, toplum belirlenen kurallara uyar, virüsün etkisi azalır, normalleşme süreci başlarsa” demek “şimdilik” sözcüğünün karşılığı. Aksi takdirde tüm planlar alt-üst olacak.
Peki ne yapmalıyız?
Bilim Kurulu üyesi Azap hocanın ısrarla altını çizdiği gibi, önce kişisel hijyeni sağlamalıyız. Salgını dizginlemenin ilk şartı bu!
Ülke olarak aynı bilince sahip değilsek, ne ekonomi kalır, ne sağlık, ne futbol!
Spor medyasının yüzde 90’ı futbol sayesinde para kazanıyor. Bu dönemde üretmekte zorlanan, ama illaki haber peşinde koşan insanlarız. Dolayısıyla oyunun yeniden başlamasını en çok isteyen, ancak risk altında bir meslek grubuyuz.
Lakin; bu denli radikal bir karar alınırken, bazı sorulara da yanıt arıyor zihinler.

Anket yapılsın
Örneğin; TFF ve kulüplerin çoğunluğu “devam” derken, futbolcuların görüşü alındı mı? Onlar istiyor mu? Bir anket yapılamaz mı?
Herhangi bir oyuncuda virüs tespit edilirse; takımın, rakibinin ve liglerin kaderi ne olacak?
Yeni seyahat şekli ve konaklama yöntemleri için kulüplere maddi destek sağlanacak mı?
Sağlık bakanlığı “kararı federasyon verdi”, federasyon ise “bakanlık ve bilim kurulunun önerileri doğrultusunda davranacağız” diyor. Garip bir durum. Kafamız karıştı, sorumluluk kimin olacak? Koordinasyon eksikliği mi var?
Üst liglerde genel bir uzlaşma sağlansa da, başkan Özdemir’in açıkladığı gibi 2. ve 3. liglerdeki yüzde 73’lük “oynamayalım” görüşü hakim. Bu dikkate alınacak mı?
Hakemler futbolun en önemli paydaşı. Atamalarda, ulaşımda, oyun sırasında yaşanabilecek sıkıntılara tedbir öngörüldü mü?
Görevli basın mensuplarına gerekirse test yapılacağı söylendi, futbolun tüm unsurları için de aynı uygulama söz konusu mu?
TFF on farklı senaryodan bahsediyor. Biz sadece ilkini biliyoruz. Yukarıdaki soruların karşılığı, diğer dokuzunda mı gizli?

Şeffaflık şart
Bakın; öyle bir süreçten geçiyoruz ki, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey şeffaflık. TFF Sağlık Kurulu’nun hazırlayacağı yeni protokol, tüm ihtiyaçlara yanıt verecek özende kurgulanmalı.
Hiç bir kurumun ve yöneticinin iyi niyetinden şüphe etmemekle beraber, endişelerin giderilmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Bunun nasıl sağlanacağı net biçimde anlatılmalı.
Hepimiz hayatın normale dönmesini arzuluyoruz. Ama “normal” sözcüğü de yeniden tanımlanacak.
Eskilerin deyimi ile “topu havaya diktik.”
Yere inmesi için 32 gün kaldı. O top ya santraya düşer, ya alıp başını gider.

Haberin Devamı

Gol sevincini unutun!
Maçlar başlasa bile, eski tadında olmayacağı kesin.
Herkes dikkatli ve tedbirli davranacak.
Futbolun anlamı gol sevinci de birlikte yaşanamayacak artık.
Uyarıya gerek yok. Kimse kimseye sarılamayacak, şov yapamayacak.
Şampiyonluk hikayeleri buruk yazılacak.
Böyle bir tabloyu hayal bile edemezdik değil mi?
Kahrolası virüs dünyayı dize getirdi, futbol ne ki?

Haberin Devamı

Bundesliga’ya dikkat!
Covid-19 sonrası futbolun ilk başlayacağı lig, Alman Bundesliga.
Diğer Avrupa ülkelerinin de gözü üzerinde olacak.
Alınan önlemlerin sonuçları, yaşanabilecek olumsuzluklar, oyunun karakterinin değişip değişmediği takip edilecek.
16 Mayıs futbol için yeni bir milat sayılabilir. Almanlar başarırsa, tünelin ucundaki ışık görülebilir!

Haklısın Rıza hocam
Rıza Çalımbay her yönüyle takdir ettiğim bir futbol adamıdır.
Futbolculuğu, teknik direktörlüğü ve insanlığı. Benim gözümde on numaradır.
Sivasspor’un başarısı ve tarihe geçecek olası şampiyonluğu için emek veren Rıza hocanın, koronavirüs ile ilgili çekincelerine sonuna dek katılıyorum, önemsiyorum.
Şu cümlesinin altına imzamı atarım: “Virüsün bulaşabileceği ne kadar koşul varsa, hepsi futbolun içinde mevcut...”
Takım sporlarının tamamında geçerli bu tespit.
“Acele davranmayalım, sabrettik biraz daha bekleyelim, oyuncuları koruyalım” diyor Çalımbay.
Acaba sesini duyan çıkar mı?..