Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kadroları görünce, ilk dikkatimi çeken teknik direktör Hüseyin Çimşir’in kaleci tercihi oldu. Evet, kupa maçlarında hep Erce vardı. Çok yetenekli olduğunu biliyor ve yarınlarda Trabzonspor’a büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Lakin yarı finalde, Fenerbahçe gibi bir rakip karşısında Uğurcan’ı yedek oturtmak, risk olabilir mi sorusu da geldi aklıma. Yediği golde suçu yok, her şeye rağmen hocasını utandırmadı Erce.
Bu tarz maçlarda turu geçmek adına en önemli faktör, kendi evinde gol yememek. Örnek Başakşehir. Avrupa liginde yoluna devam ediyorsa, Lizbon’da Visca’nın penaltı golünün ne kadar değerli olduğunu görebiliriz.
İlk yarıda her şey Fenerbahçe’nin istediği gibi gitti. Rakibin üzerine yüklenmeden, pas trafiğine hükmetmeyi tercih etti. Mantıklı idi. Dolayısıyla Trabzonspor’un hücum ezberini bozdu. Sörloth topla buluşamadı. Nwakaeme kaleyi göremedi. Ekuban sanki sahada yoktu. Solda Novak, sağda Kamil Ahmet ofansif özelliklerini kullanamadı. Bunlara Ndiaye’nin sakatlanıp çıkması eklenince, Trabzonspor’un ritmi iyice bozuldu.
Sarı-lacivertliler rövanş için istediği skoru almak adına rakibini uyuttu, oyunu kilitledi. Sabırlı davrandı, fırsat kolladı ve ciddi biçimde yokladı rakip kaleyi.
Bordo-mavili ekipte ise sadece kaptan Sosa’nın gemisini rotasında tutma gayreti vardı ama, yeterli rüzgar yoktu arkasında.
Peki kim dolduracaktı yelkenleri? Elbette “kuzeyin oğlu” Sörloth. Norveçli hata affetmiyor. Bir açık varsa, fiziği ve yeteneği ile kapatıyor. O devreye girince, takımın da iştahı artıyor.
Sonrasında Fenerbahçe tüm oyun planını değiştirdi, pasiften aktife geçmek istedi. Tabii bu arada risk de alacaksınız. Lakin, bir savunmacıyı tutamıyorsanız ki, o golü koklayan Novak’tır, geriye düşersiniz.
Fenerbahçe’nin yapacağı tek şey vardı artık. Hep veya hiç. Tek gol çok şeyi değiştirebilirdi. Onu zorladılar ve umudu taze tuttular.
Trabzonspor takımının en önemli sorunu panik. Sakin kalmayı bilmiyor. Bu bir lig maçı değildi. Kupa statüsü çok farklı. Hele bu aşamada. Sakin kalmak ve oyun disiplininden kopmamak önemli. Ama o golü yemek hesapları bozdu..
Çünkü savunma kurgusunun bu kadar bozuk olması, sorgulanması gereken bir konu.
Yanıtı, sürekli rotasyon yapmak zorunda kalan Hüseyin hocada. Kolay gol yeme problemi nasıl çözülecek?
Trabzonspor cephesinden bakınca, skor kötünün iyisi. Ancak nisan ayındaki rövanşta nasıl bir rakiple karşılaşacağı meçhul. Turun şifresi, iki takımın da o gün nasıl bir ruh halinde olacağı.
Birinin elinde sadece kupa kalmış, öteki iki kulvarda yılların özlemini sonlandırmak istiyor.
İbre kimden yana mı? Hissiyatim, deplasman karnesinin verdiğin referans ile Trabzonspor’u gösteriyor.
Gelelim futbol dünyasının kafasını karıştıran konuya. İşine son verilen Ersun Yanal’ın bu maçta neden takımın başında olduğu çok sorgulandı.
Başkan mı istedi, hocanın mı böyle bir talebi oldu bilmiyorum. Günahları boynuna. Sözde anlaşmışlar!
Öngörüm; damarlarındaki kanın sarı-lacivert aktığını söyleyen Yanal’ın, turu getirecek bir skor alması halinde, çıktığı kapının aralık kalacağını düşünerek bu adımı attığıdır...
Hani olur da, yarınlarda diye!..