Ne Zeki’nin ağları bulan füze gibi golü, ne Malouda’nın penaltısı... Maçın kırılma anı, Trabzonspor’un 55 dakikada yaptığı çok kritik oyuncu değişikliği oldu. Aykut Akgün’ün yerine Emre’yi alan; orta sahada Malouda’yı pas trafiğinin sorumlusu yapıp, doksan dakika kulübeden çıkmayan teknik direktör Mustafa Akçay’ın mı, yoksa yardımcısı Hami Mandıralı’nın fikri miydi bilmiyoruz ama, Trabzonspor’a maçı kazandıran hamle işte bu oldu.
Maçın skoruna etki eden karşılıklı iki gol ilk yarıda gelse de, bordo-mavili ekibin oyuna ağırlığını koyduğu ve sayısız pozisyon ürettiği bölüm, son yarım saatlik dilimdi. Hücumu hiç düşünmeyen ve beraberliği yeterli gören Antalyaspor’un tamamen geriye yaslandığı dakikalarda, solda Yusuf, sağ kanatta Bosingwa ve Olcan’ın bindirmelerine Emre de göbekten eşlik edince, bu kadar alternatif girişimin gol getirmesi de kaçınılmaz idi. Nitekim Emre’nin galibiyet sayısı öncesi Yusuf-Olcan işbirliğinin rolü büyüktü. Emre de sakatlanma pahasına öyle bir yere gitti ki, golü yaptı, ardından da hastanenin yolunu tutmak zorunda kaldı. Aynı pozisyonda Musa’nın o vuruşu önleme çabası ise sakatlıkla sonuçlandı.
Trabzonspor ligin ilk yarısını önemli bir galibiyetle kapamasına karşın ara transferde mutlaka takviye yapılması zorunluluğu bir kez daha görüldü. Öncelikle Henrique’nin yanına bir santrfor şart. Aykut Demir’den sol bek yaratma çabası netice vermedi. İyi bir Kadir o boşluğu doldurabilir, ancak alternatifi de gerekli.
En önemlisi, orta alanda takımın beyni rolünü üstlenecek bir isim. Colman’ın ne yapacağı belli değil, Adrian’ın eski günlerine dönmesi için hem beyin hem fizik olarak, “hazırım” demesi gerek. Bu kadar kırılgan ve değişken oyuncunun bir arada bulunduğu bir takımın sezon sonunda Avrupa vizesini alabilmesi için, istikrarlı bir kadro oluşturmanın dışında seçeneği yok. Maddi koşullar buna ne kadar izin verir, önümüzdeki bir ay içinde bunu da göreceğiz.
Son olarak Avni Aker’de kış mevsimi akşam saatlerinde maç oynatmak, cinayete teşebbüs gibi bir şey. Stadın etrafındaki binalarda yakılan soba ve kaloriferden oyun alanına çöken zehirli hava, hem futbolcu hem de tribüne gelen taraftar sağlığı açısından ciddi anlamda tehdit oluşturuyor. Federasyonda maç planlaması yapan yetkililerin bu atmosferi görmesi ve soluması, durumun vehametini anlamaları açısından yararlı olabilir.