Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İlk yarı bitiyor, Trabzonspor’un henüz ideal on biri yok. Sakatlıklarla çok boğuştu teknik direktör Ünal Karaman. Araya cezalı oyuncular da girdi. Şimdi takımdan uzun süre ayrı kalanlar geri döndü. Eksiklerin yokluğundaki eldeki kadro harika işler yaptı. Karaman’ın arayışlarının çoğu olumlu karşılık buldu. Tabii Ünal hocanın da tercih yaparken zaman zaman kafası karıştı.
Dün de Antalyaspor karşısında önceki haftaya göre sahadaki ve yedek kulübesindeki isimler farklı idi. Ve en önemli silahı Sosa yoktu. Lakin adaletli ve cesaretli davranırsanız, aidiyet ve güven duygusunu aşılarsınız. Karaman bunu başaran bir teknik adam. Ve şanslı!
Bir de, çok özel bazı oyunculara sahip. Hele aralarında iki kişi var ki; sanırım ben yazmaktan, taraftar asistlerini ve usta gollerini izlemekten keyif almaya devam edeceğiz. Adı malum; Alexander Sörloth. Genç yaşına rağmen müthiş bir yetenek. Tekrarlıyorum, yönetim elini taşın altına koyup, Norveçlinin tapusunu mutlaka almalı.
Diğeri ise genç file bekçisi Uğurcan. İddia ediyorum Uğurcan olmasa, Trabzonspor bu yarışın çok gerilerinde kalmıştı. Kazandırdığı puanlar için helal olsun bu çocuğa!
Trabzonspor ligin en çok rotasyona uğrayan ekibi. Bunun sıkıntısını ciddi olarak yaşadığı bölge ise savunması. Özellikle göbekteki ikilinin uyumu şart. Adam paylaşımı ve uyum sorunu, kaleci Uğurcan’ın başarılı performansına rağmen kolay gollere sebebiyet veriyor. Genç file bekçisinin maç boyunca yaptığı kritik müdahalelerini asla gözardı edemeyiz. Dolayısıyla, Karaman’ın istikrar adına çözmesi gereken ilk sorun, bence birinci bölgede.
Erken gol ve ilk yarının 3-1 gibi bir skorla tamamlanması, bordo-mavili takıma avantaj sağladı ama, kafalar rahat değildi. Özellikle orta sahada Obi Mikel ve Abdülkadir Parmak’ın yeterince direnç gösterememesi, diğerlerinin yeterli desteği sağlayamaması Antalyaspor’un hücum organizasyonlarına başlamasını kolaylaştırdı.
Antalyaspor’un hocası Tomas, yaptığı değişikliklerle, kolay pes etmeyeceğini gösterdi. Serdar Özkan niye maça başlarken sahada değildi, anlamak zor. Nitekim kısa sürede Trabzonspor kalesinde bulduğu sayısız pozisyon rastlantı değildi. Yukarıda saydığımız olumsuzluklar, Karadeniz temsilcisinin baskı yemesine yol açtı. Evsahibi ikinci golü bulsa, maçın hikayesi farklı olabilirdi.
Ünal Karaman’ın ilk müdahalesi Sturridge- Ekuban arasında oldu. İngilizin oyundan çıkarken verdiği tepki, tribünlerin ona verdiği tepki ile perdelenmese, saha kenarında Karaman ile arasında tatsız bir diyalog yaşanabilirdi!
İlk bölümde girdiği dört pozisyonun üçünü sonuçlandıran Trabzonspor, ikinci perdede etkisiz idi. Ofansif anlamda, kağıt üzerinde güçlü görünse de, hücum organizasyonlarında üretken olmayı başaramadı. Çünkü bomboş kalan bir orta alan ve topu her alışta rakip kaleyi düşünen bir rakip vardı karşısında. Serdar Özkan’ın yanı sıra Aatıf’ın yarattığı tehlikelerde, Uğurcan kalesinde yine devleşti ve adeta takımı oyunda tuttu.
Deplasmanda ve bu koşullarda üç puan elbette değerli. Lakin bu, ikinci yarıdaki mücadelenin ve yanlışların sorgulanmaması anlamına gelmez. Adım adım ilerlerken, herkes gerçeklerle yüzleşmeyi bilmeli.