Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

15 Temmuz darbe kalkışmasından altı gün sonra idi. Spor Bakanlığı bünyesindeki tüm federasyon başkanlarına acil bir not geçildi.

Notta şu ifadeler vardı: “Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın katılımıyla spor camiası olarak demokrasimize yapılan hain ve alçak saldırıyı kınamak, Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, hükümetimize ve Cumhuriyeti’mize destek için federasyon başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte 22 Temmuz cuma günü saat 10.30’da TBMM’ye gidilecektir. Buluşma yeri, Bakanlık Kızılay Ek hizmet binası...”

Haberin Devamı

Talimatı alan federasyon başkanları hemen harekete geçti. Bir kısmı aynı gün akşam saatlerinde Ankara’ya gelmişti bile.

Ülke felaketin eşiğinden dönmüş, yaralar hızla sarılmaya başlamış, spor ailesi dayanışma ve destek içinde olduklarını göstermek istemişti.

Kafile, Kızılay meydanından TBMM’ye kadar yürüyecek ve burada Bakan’ın yapacağı basın açıklamasıyla hain kalkışma protesto edilecekti.
Lakin ne olduysa, 21 Temmuz Perşembe günü geç saatlerde federasyon başkanları özel

kalemden telefonla tek tek aranarak, organizasyonun iptal edildiği bildirildi.
Aradan bir ayı aşkın bir süre geçti, araya Rio olimpiyat oyunları da girince, bir daha ses seda çıkmadı.

FETÖ temizliği mi?

Türkiye’deki hemen her kuruma ve kuruluşa sızdığı ortaya çıkan FETÖ’nün bağlantılarını belirlemek amacı ile acil bir temizlik operasyonu başlatıldı. Spor ve futbol bu arınmadan ayrı tutulamazdı. Spor Bakanlığı bünyesinde ilk bir haftada 2 bine yakın kişinin açığa alındığı bildirildi. Türkiye Futbol Federasyonu da hakem ve gözlemciler dahi, tüm kurullarında detaylı bir güvenlik soruşturması yaptı. 150’ye yakın isimle yollar ayrıldı.

Olimpiyat sürecinde spor teşkilatındaki federasyon başkanları ve yönetim kurulu üyeleriyle ilgili ortaya pek çok iddia atılmıştı. Hatta bazı sporcu ve antrenörler de bu kapsamda gösterilmişti.

Şimdi akıllara şu sorular geldi:

Acaba federasyon başkanı ve yöneticileri arasında terör örgütüyle bağlantılı olduklarından şüphe edilen kişiler mi vardı ki, TBMM’ye yapılacak yürüyüş iptal edildi?

Haberin Devamı

Yarın, FETÖ’yü protesto edenler arasında FETÖ’cüler de yer aldı, gibi trajik bir durum yaşanmasından mı endişe duyuldu?

Yoksa, güvenlik zaafı mı engel oldu?

Ortada anormal ve açıklanması gereken bir konu olduğu kesin. Kesin olan bir başka konu, güreşçilerimiz Rio’da Türkiye’nin prestijini kurtarmış gibi görünse de, diğer branşlarda yaşanan hayal kırıklığı, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından olmak üzere ciddi şekilde irdelenecek ve operasyon başlatılacak.

Cumhurbaşkanı, 19 Mayıs’ta gençlere yönelik konuşmasında federasyonlarla ilgili bir değerlendirme yapılacağının sinyalini vermiş; düğmeye basmak için olimpiyat oyunlarının bitmesinin beklendiği iddia edilmişti. Şimdi araya 15 Temmuz da girdi!..

Kılıç doğruladı!

Bu tezi doğrulayan açıklama önceki gün Bakan Kılıç’tan geldi. “Rio’da elde ettiğimiz madalya sayısı yeterli değil. Öz eleştiri yaparak şapkasını önüne koyacak olan çok kişinin olduğunu düşünüyorum” diyen Kılıç, spor teşkilatında da radikal kararlar alınacağına dikkat çekti.

Haberin Devamı

Biz de vurgu yapalım, kimse yerini ve makamını garanti görmesin, baştan aşağı bir “yenilenme” gündeme gelebilir!

Spor Bakanı, sözcüklerini özenle seçerek kırıcı bir üslup kullanmaktan kaçınmış ve sopayı sportif kriterler üzerinden göstermiş.

Olasıdır ki, teşkilatta önemli yerlerde bulunan bazı kişiler, bazı federasyon başkanları ve yöneticilerine “Güvenlik soruşturmaları önümde. Sizi biliyoruz. Paşa paşa bırakın” mesajı yollandı.

En geç Ekim ayında, gecikmiş de olsa Spor teşkilatında yeni bir yapılanma ve düzenlemeye tanıklık edeceğiz.

Kimse şaşırmasın, büyük sürprizler kapıda!

Ödemezler başkan, ödemezler!

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, Aziz Yıldırım’ın geçen hafta katıldığı programın rövanşı için çıktı ekrana.

Şike davası ve sonuçlarına, kupanın akıbetine girmeyeceğiz, çünkü boş birer polemik konusu oldular artık.

Diğer kulüplerin tavrı ve politikası nedir bilemeyiz, lakin Usta’nın dikkat çektiği bir nokta vardı o akşam: “Geçen sezon 2.5 milyon hasılat yapıldı, kulüp TFF’ye 5.5 milyon ceza ödedi.”

Kim için ödedi? Eski başkan ile yöneticilerin eylem ve söylemleri için!
Nedir eylem ve söylemler? Sözde, kulübün hakkını savunmak adına yapılan hukuksuzluklar!

Usta devam etti: “Ödeyin diyoruz, yanaşmıyorlar...”

Ödemezler başkan, ödemezler! Trabzonspor aşkıyla yandığını, uğrunda öleceğini söyleyenler söz konusu para olunca, kulübe verdikleri zararı umursamazlar.

Dilimizde tüy bitti söylemekten. Alırsınız sezon başında kulüplerin akreditasyon listesini. Bunlardan şahsi çek veya teminat mektubu istersiniz. (hepsi iş adamı değil mi!) Örneğin, federasyon süper ligde galibiyete ne kadar veriyor? 1.5 milyon lira. Ölçü bu. Onda biri rakamı her yönetici için ayrı ayrı bloke eder, ceza yerse keser, lig bitince kalanı geri verirsiniz. Hükmü de “akreditasyon talimatına” bağlar, resmileştirirsiniz.

Ne federasyon, ne kulüpler yanaştı öneriye. Oysa bir talimat değişikliğine bakardı iş.

Hadi onlar yapmadı. İşte size fırsat Usta başkan. TFF disiplin kurulu, yöneticiniz Gökhan Saral’a rakip kulüp başkanına haraket ettiği gerekçesiyle, 290 bin lira para cezası verdi. Yanıtını çok merak ediyorum. Şimdi kim ödeyecek bu parayı? Sayın Saral mı?..

Yoksa yakın geçmişte olduğu gibi, “kulübümüzün haklarını savunmuştur” denerek Trabzonspor Kulübü mü?

Aklın yolu bir de... O doğru yola girmeyi becerebilsek!