Şenol hocam; ya Uğurcan olmasaydı?
Bu sezon taraftarın ve bazı yorumcuların diline doladığı “Trabzonspor deplasmanda maç kazanamıyor” söylemi var.
Rakamlara bakarsanız öyle. Dünkü Kayserispor maçına kadar dokuz sınavın beşinde yenilmiş, dördünde berabere kalmış. Hikaye devam etti.
Futbolu korku, fobi ve olumsuz alışkanlıklar üzerinden değerlendirmek doğru değil. O vakit kendi sahasında kaybettiklerine ne kulp takacağız?
Sezona kötü başlayan ve farklı futbol felsesine sahip iki teknik direktör ile çalışmak zorunda kalan bordo-mavili oyuncular, bocalama ve güvensizlik süreci yaşamayı sürdürüyor. İşler kötü giderken toparlanmak demek, peşi sıra alınan iki galibiyetin getirdiği moral dışında ne anlam taşıyabilir ki?
Sonuçlarda süreklilik olacak da, oyuncular için geçerli değil mi bu öğreti?
20 dakikadaki üç pozisyonun tümü ev sahibi ekibe aitti. Direk şansı, Uğurcan’ın müthiş kurtarışı ve Savic’in kritik müdahaleleri olmasa; devamında kaptan kalesine duvar örmese ne olacaktı?
Transfer tahtası kapanan ve geçen hafta iki futbolcusu kırmızı kart görmüş bir takıma karşı oynuyorsunuz. Belki de bu tabloya bakıp Kayserispor’un küçümseyenler olmuştur aralarında.
Banza nerede, her hafta değişen Ozan, üç dakika içinde kırmızı kart gören Mendy, sezonun kahramanı Visca, yarım devrelik oyunda kurtarıcı gözüyle bakılan ve topla iki kez buluşabilen Nwakaeme nerede? Ya da ilk maçında çok şey beklenen Sikan’a mı bağlıydı her şey?
Maçın genelinde gururlu ve saygı duyulacak bir Kayserispor izledik. Uzatma “saniyeleri” dahil o kadar çok istedi ki kazanmayı. Çok şey denedi, çok yaklaştı kötü gidişe dur demeye ama, karşısında aşılması güç bir engel vardı.
Ben söylemekten usanmayacağım, anlamayanlar, ders çıkarmayanlar ve önlem almayanların derdi olsun.
Trabzonspor kalesinde kaptan Uğurcan olmasa, bu sezon kaybedeceği puanlar itibarıyla küme düşme potasından kurtulma paniğini yaşayacaktı belki de.
22 haftanın özeti budur. Kim üzerine alınırsa alınsın.
Bir gerçeğin daha altını çizmem gerek. Trabzonspor cephesinde anlık, saatlik, maçlık, haftalık yaşanlara gelsin bu saptama.
Karadeniz ekibinin bu sezon kazandığı maçlardaki rakiplerine bakın; asla küçümsemek için söylemiyorum ama çoğu ligin alt sıralarından kurtulma veya kümede kalma uğraşı içindeki takımlar.
Bordo- mavili ekibin beraberlik serisine de bakın. Galibiyeti kaçırdığı ve “vah” diyeceği hangi maç var? En önemlisi üç büyüklere karşı galibiyeti, üstünlüğü ne alemde?
Son olarak. Üzüldüğünü, bazen acı çektiğini, pişmanlıklar yaşadığını düşündüğüm Şenol Güneş’e sormak istiyorum:
Hocam; kalecilikte nirvana yaşamış bir eğitimcisiniz. Kadronuzda Uğurcan olmasa, hâlâ bu takımın başında durabilir mi idiniz?