Son dönemlerde izlediğimiz en ilginç maçlardan biri idi. Trabzonspor uzatma dakikaları başlayana dek sahanın tek hakimi olmasına karşın istediği skoru bir türlü bulamamış, ilk yarıda üç topu direkten dönmüş, rakibin direncini kıracak hamle geciktikçe sinirler gerilmişti. Hani derler ya olmayınca olmuyor diye.
Erken yediği garip golün şokunu kısa sürede atlatıp oyunu Kayserispor alanına yıktığı bölümden sayısız pozisyon üretti bordo-mavili ekip. Önce Olcan yokladı rakip kaleyi. Hemen ardından Henrique sahne aldı. Çizgi üzerinden topu ağlara gönderemedi. Halil boş durur mu? Bu kez onun vuruşunda ikinci kez direk çıktı Trabzonspor’un karşısına. Ve Serkan. Dün Trabzonspor’un en çalışkan oyuncusu olarak dikkat çekse de onun da kaderinde direk vardı.
İlk yarı “ahlar” ve “vahlar” ile geçti. Nasıl olsa koskoca bir 45 dakika daha var düşüncesiyle soyunma odasının yolunu tutan Trabzonspor, ikinci bölüme aynı hırsla başladı. Serkan sağ kanadı çok etkili kullanırken solda Emerson orta alanı geçmekte zorlandı. Olcan çizgiyi kullanmakta gecikince, kapanan Kayserispor savunmasını ısrarla ortadan delme düşüncesi ve geciken gol gereksiz bir telaşa yol açtı. Maç adeta tek kale oynanmaya başladı. Şenol Güneş’in sıkışan oyuna ilk müdahalesi Henrique’nin yerine Yasin’i almak oldu. Geride iken bir forvet çıkarıp orta alana oyuncu sokmak garip geldi bize. Deneyimli teknik adam topu ileriye doğru taşıyan tek isim Alanzinho’yu kulübeye çekip haftalardır kadroya bile almadığı Vittek kozunu oynadı. Ardından da Emre’yi sürdü.
Bu değişiklikler ev sahibi takımın orta alandaki kontrolünü yitirmesine yol açtı. Adrian oyundan düştü, Zokora zorlanmaya başladı. Taze kuvvet Yasin bu bölgeye destek olmak yerine rakip alanda kalınca Kayserispor adeta nefes aldı. Daha kontrollü çıkmaya başladı. Dakikalar 71’i gösteriyordu ki, Onur’un kritik müdahalesi olmasa, sarı-kırmızıların üç puanı cebine koyması işten bile değildi. Trabzonspor’un aradığı gol ise ilginçtir bir karambol anında geldi. O etten duvarı Olcan’ın topukla kaleye gönderdiği vuruş aştığında, ev sahibi takımın da tüm enerjisi tükendi sanki. İkinci golü aramak yerine beraberlikle yetinme içgüdüsü az daha maçı kaybetmesine yol açacaktı. Hakemin 5 dakikalık uzatma bölümünde oyuna sonradan giren Diego ve Ömer biraz dikkatli olabilse, sahadaki mücadele ve skor arasında, futbolun adaletine yakışmayan bir tablo ortaya çıkacaktı.