Teknik direktörlüğünü Jose Mourinho’nun yaptığı İtalya Seri A kulüplerinden Roma, Video Asistan Hakemliği ile ilgili müthiş bir çalışma başlatmış.
VAR’da kararların nasıl ve ne zaman alınması gerektiği, mevcut kurallar ve düzenlemelerin futbolcular ile teknik heyet tarafından daha iyi anlaşılması için, eski hakemlerden Gianpaolo Calvarese’li maaşlı çalışan olarak işe alınmış.
Federasyonla, hakemlerle veya kurullarla kavga etmek yerine “İşimizi doğru yapalım, gerisi sistemin sorunu” demiş.
Ya biz?.. Oyun kurallarını su gibi ezberledik ya. Şimdi de üç sezondur VAR ile yatıp kalkıyoruz.
Hepimiz uzmanız. En doğrusunu biliriz. Ahkam keser, hakemin kellesini alır, gerekirse MHK’yi değiştirir, federasyonu tehdit ederiz.
“Neyimiz eksik, daha fazlasını nasıl öğrenebiliriz, aman mahçup olmayalım” gibi kaygılarımız yok.
Kulüp başkanından teknik direktörüne, yorumcusundan futbolcusuna, işin kitabını yazarız. Neyi yedirebilirsek?..
Sonuç ortada. MHK, hakemler ve VAR üzerinden günü kurtarıyor, gündemi belirliyoruz.
Daha ileri gidenler, hakem atamalarıyla ilgili TFF ve MHK’ye “talimat” veriyor, muhatapları ise dut yemiş bülbül gibi susuyor.
Türk futbolunun neden arpa boyu yol alamadığını görmek adına basit bir örnek size.
Zihniyet farkı, paydaşlara saygı, egolardan arınma, kuralına göre oynama ve haddini bilme sanatı!
İstanbul nere, Roma nere?
Hadi çok ara verdik. Kaldığımız yerden devam; oynatalım bakalım ne varmış, ne yokmuş?..
Burak Elmas dertlenmiş!
Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas bu aralar hayli dertli.
Haklı; bir değil, beş cephede mücadele veriyor.
Bunlardan biri de menajerler.
Elmas, Florya’daki yetenekli gençlere kanca atan menajerler ile çalışmayacaklarını söylemiş.
Küçümsemeyin, konu önemli. Sadece Galatasaray için değil, tüm kulüplerimiz için geçerli aynı tehlike.
Kulakları çınlasın Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan’ın. Yıllardır menajerlerden şikayetçi. Hatta kulüp tesislerine “menajer giremez” diye tabela astırmıştı.
Çocuk yaşta oyuncuların aklını çelip imza attıran, onların üzerinden rant sağlayan o kadar çok futbolcu simsarı var ki!
Şimdi Burak Elmas’ın gündemi de benzer şeyler ile meşgul.
Sistem sağlıklı bir yapıya kavuşturulmadığı sürece de hep olacak. Denetim yok, işini layıkı ile yapana saygı yok. Neresinden baksan tuzaklarla dolu bir ilişki yumağı.
Futbolu, fısıltı gazetesinin patronu gibi davranan menajerler yönlendiriyor, önlem alması gerekenler ise seyrediyor.
Demek ki alan memnun, satan memnun. Tabii canları yanıncaya dek!
Kartal emanetçi mi?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç alınmasın. Kendi döneminde hiçbir şeyi doğru dürüst yapamadı.
Ne transfer, ne teknik direktör seçimi, ne sportif başarı... Karnesi baştan aşağı kırık dolu.
Çaresizlik ve çözümsüzlükten, takımı zorunlu olarak İsmail Kartal’a teslim etti.
Bir yandan da gelecek sezon çalışacağı teknik direktörün araştırmasını yapıyor.
Başkan ikna edebilirse, Joachim Löw kozu ile geçmişin kötü izlerini silmeyi planlıyor.
Ya Kartal? Olup biteni görmüyor, gazete okumuyor mu?
Fenerbahçe sezonu nerede bitirirse bitirsin, görevinin sona ereceğini bilmiyor mu?
Bu ruh halindeki bir insan, bırakın kendini motive etmeyi, takımını nasıl ayağa kaldıracak?
Kendisine “emanetçi” gözüyle bakılmasını nasıl sindirecek?
“Al şu kadroyu ne yaparsan yap” denmiş. Yönetimin pansuman yapacak gücü bile yok.
Onu bunu bilmem ama, İsmail hocanın Fenerbahçe’yi bazı yöneticilerden daha fazla sevdiğini söyleyebilirim!
Beyin göçü ve futbol!
Birkaç gün önce bir haber vardı gazetelerde; “Gittikleri gibi döndüler, hayal kırıklığı yarattılar.”
Büyük umutlarla Avrupa’ya transfer olan, ancak dikiş tutturamayan futbolcularımızın hazin hikayelerine dikkat çekiliyordu.
Peki; madem bu kadar önemsenen oyunculardı, neden kalıcı olamadılar? Niçin kürkçü dükkanına döndüler?
Sayısız gerekçesi var; kültürel farklılıklar, kolay pes etmeleri, alıştıkları düzenin dışına çıkamamaları, kendilerini geliştirememeleri. Ve Türkiye’deki gibi kolay para kazanamamaları!
Başka bir araştırma daha yer aldı medyada. 2022 yılının ilk ayında, yani Ocak’ta; tam 197 hekim yurt dışına gidebilmek için “iyi hal” kağıdı çıkarmış. Korkunç bir rakam. Ülkeden kaçan kaçana. Sadece sağlık sektörü mü? Sanatçısı, akademisyeni, mühendisi, araştırmacısı, yazılımcısı...
Yetişmiş beyinler ardına bakmadan Avrupa’nın yolunu tutuyor. Tümü gittikleri yerde kabul görüyor, kapıda karşılanıyor.
Bir futboldaki halimize, bir de verdiğimiz beyin göçünün vahametine bakın!
Parayla pek çok şeyi yerine koyabilirsiniz. Ama değerini bilmediklerinizin yerini asla dolduramazsınız!
En büyük düşman!
"Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden memnun olan kölelerdir!.." - Che Guevara