Osmanlıspor’un ilk kez katıldığı Avrupa macerası başlarken Mustafa Reşit Akçay şu vurguyu yapmıştı; “Bizim için önce kendi ligimiz gelir...”
Bir gerçeği kabul edelim; Osmanlıspor takımı, kadrosu ve deneyimsizliği ile henüz Avrupa’nın acemisi. İki kulvarda birden mücadele etmesi kolay değildi ama dün geceki tarihi galibiyet hedefleri de değiştirdi, Akçay’ın fikrini de...
Vila Real 58 bin kişilik küçük yerleşim bölgesi. Maç gecesi 30 bin kişilik stat dolarsa, hırsızlara gün doğdu diyorlar! Kasaba küçük ama, takımı önemli işlere imza atıyor. Dolayısıyla temsilcimizin, grubun favorisi karşısında savunmada dikkatli, topu öne taşırken tedbirli olması, hızlı hücumlarda ise mutlaka sonuca gidecek hamleler yapması gerekiyordu.
Tıpkı ilk maçtaki gibi sürpriz bir golle öne geçti Osmanlıspor. Henüz 8. dakikada Webo’nun altın dokunuşu takıma moral yükledi. Bu bölümde Villarreal savunmanın arkasına attığı toplarla etkili olmaya çalışırken, Cheryshev iki kez eşitlik sayısına yaklaştı, kaleci Hakan mükemmel müdahalelerde bulundu. İlk yarıyı önde kapamak önemliydi. İkinci yarının ilk çeyreğinde skoru korumak da öyle!
Lakin 48’de gelen şanssız gol rakibin iştahını erken kabarttı. İspanyol temsilcisi daha baskılı ve etkili olmaya başladı. Böyle maçlarda skoru korumaya çalışmak zordur. Osmanlıspor bunun da zorunu başardı. İlk maçın kahramanı Rusescu oyuna girdi, ayağının tozuyla golünü attı. El Madrigal Stadı adeta buz kesti. Bu gruptan çıkmasına sürpriz gözüyle bakılan Osmanlıspor’un tokadı, İspanyolların yüzünde patladı. Ne diyelim, helal olsun hepinize çocuklar...