Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu ülkede yasaya göre şike suç mu? Suç. Dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet farkı gözetmek? Onlar da suç.
Hakaret etmek, aşağılayıcı söylemlerde bulunmak? Külliyen suç.
Ya doping?..Sporun başındaki en büyük belalardan birine ceza var mı? Spordan süreli men dışında herhangi bir yaptırım yok.
Oysa o da, en az diğerleri kadar ahlaksızca ve sporun ruhuna aykırı bir eylem.
Türkiye son dönemlerde çok çekti bu illetten.
Minderde, pistte, podyumda, salonda, futbol sahalarında ve hatta çayırda bile yakamıza yapışan pislik, elbette hem sporun hem de ülkenin uluslararası itibarına büyük zararlar verir hale geldi.
Olimpiyat ev sahipliği arefesinde, peşi sıra patlayan doping bombalarının diğer adaylar ile aramızda bir farklılığa yol açacağı kesin.
Hatta 2020 olimpiyat oyunları İstanbul’un elinden kaçarsa, ilk ve en önemli nedeni, bizi dünyaya rezil eden doping skandalları olacaktır.
Bilim ilerledi. Teknoloji tam gaz. Kontrollerden kaçış yok. Cehalet ise baki!
Cehalet diyoruz, bu koşullarda doping yapıp yakalanmamak neredeyse mümkün değil. Bunu bilmemek ise aptallık.
Aslına bakarsanız, pek sever bizim sporcumuz vur-kaç taktiğini. Avrupa, dünya, olimpiyat fark etmez.
Binlerce altını cebine koyacak mısın? İstersen bir daha hiç yarışma.
İyi de o altınları geri alan var mı? Reklam için verilen evleri iade edeni gördünüz mü? Ya da sporcusunun başarısından nemalanan antrenörün “bu benim hakkım olamaz” dediğini duydunuz mu?
En fazla madalyalar el değiştirmiştir, o kadar!
Sporda Şiddet ve Düzensizliği önlemek amacıyla çıkarılmış bir yasamız var.
2004 yılından bu yana tam 6 kez değiştirilmiş. Şikeyi, teşviki, ırkçılığı, küfürü, alkolü bir yerlere yerleştirmişiz de...
Bir Allah’ın kulunun aklından dopingi de bu kapsama almak geçmemiş.
Şimdilerde Spor Bakanlığı’nın böyle bir çalışması varmış. Doping yapana idari para cezası ile hapis öngörülecekmiş.
Tabii bu arada sporcuyu dopinge sevk eden, göz yuman, hatta sırtını sıvazlayıp kazanacağı ödülü düşünen antrenör ve idarecileri de unutmamak gerek.
Eğer niyet dopingle top yekün bir mücadele ise, herkese aynı yaptırımları uygulamak şart.
Umarız spora yön verenler bu kez ciddidir. Ve umarız böyle önemli bir girişim daha önce verilen pek çok söz gibi lafta kalmaz.

Haberin Devamı

Bu Hacıosmanoğlu çok farklı!

Haberin Devamı

Biz de keskin çıkışları ve siyasi söylemleri nedeniyle Trabzonspor kulübü başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu eleştirenler arasında yer aldık. Lakin yiğidin hakkı yiğide.
Kavgasız, gürültüsüz ve fair-play dilediğimiz sezon öncesinde Hacıosmanoğlu’nun takdir edilecek bir tavrı oldu. Hani “üstadın sözü üzerine söz söylenmez” derler ya, Ercan Güven’in dünkü köşesinde değindiği bu konuyu es geçmek sivil itaatsizlik gibi algılansa da, kayıtsız kalmak içimize sinmedi.
Beşiktaş maçını siyah-beyazlı taraftarın arasında izleyeceğini açıklayan Hacıosmanoğlu’nun bu davranışını asla popülarist bir yaklaşım olarak göremeyiz. Aksine, futbol sahalarındaki terörün fitilinin hep kulüp yöneticileri tarafından ateşlendiği gerçeğini unutmaz isek, bu örnek girişimi yarınlar için umut verici bir adım şeklinde yorumlayabiliriz. Umarız sadece başkan ve yöneticileri değil, iki takım taraftarını da yıllar öncesinde olduğu gibi yan yana, kol kola maç izlerken alkışlayabiliriz.

Haberin Devamı

E-Bilet deyip geçmeyin

Futbol ve spor müsabakalarında elektronik bilet uygulaması için geri sayım başladı.
6222 sayılı yasa hükmü gereği önce süper ligde, sonra kademeli olarak alt kategorilerde sistem yürürlüğe girecek. Basketbol, voleybol gibi spor dalları da sırada.
Yıllardır yazıldı, çizildi. E-biletin yararı ve sakıncalarından söz edildi.
Lakin yasa emrediyor, ilgili federasyonlar ve kulüpler de buna uymak zorunda kalıyor.
Spor alanlarında şiddeti önlemenin pek çok yöntemi var. Stat ve salonlardaki kameralı takip gibi, e-bilet de çözümün bir parçası olarak görülüyor.
Peki aksaklık olmayacak mı? Elbette olacak. Ancak hiçbiri çözümsüz değil.
Bir başka sorun var ki, asıl tartışma buradan çıkabilecek. İlgili yasa ve yönetmeliğine göre e-bilet sahibi her bireyin kişisel bilgileri bir veri tabanında toplanacak. Daha önemlisi, bu bilgiler Maliye Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın erişimine açık tutulacak.
Bazı hukukçular bunun “fişleme” olarak nitelendirilebileceğini ve yaratacağı sıkıntıları dile getiriyor. Konunun yerel ve uluslararası mahkemelere taşınabileceğine dikkat çekiyor. Bir bölümü ise şiddeti önleyebilmek için e-biletin kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Her yeni uygulama bazı problemler yaratır. Ancak şu da bilinmeli ki, sağlıklı bir şekilde tartışılmadan, üzerinde uzlaşma sağlanmadan ve insanların haklı endişeleri giderilmeden atılan adımlar, kaş yapayım derken göz çıkarmaya neden olabilir!..