Aynı zorlu süreç, Trabzonspor ile birlikle Galatasaray’ı da bekliyor. 21 gün içinde iki Avrupa, bir kupa ve dört lig maçı var. Her biri ayrı önem taşıyan bu maçları en az kayıpla atlatabilmek, zengin bir kadro, sağlam fizik ve moral gerektiriyor. Trabzonspor’da bu faktörlerin tümü bir araya gelemese de, son zamanlarda kazanmaya başladığı takım ruhu ve yardımlaşma, açıkları kapamaya yetiyor. Tabii en önemlisi, pek çok takıma nasip olmayan kaleci artısı var bordo-mavili ekibin. Kaptan Onur‘un giderek artan performansı “nazar değmesin” dedirtecek cinsten. Bazen tek başına maç kurtarıyor, kimi zaman takımın en sıkıntılı anlarında arkadaşlarının ayakta kalmasını sağlıyor. Tıpkı dünkü Erciyesspor maçında olduğu gibi. Sadece ilk yarıda üç net gol vuruşunda insan üstü kurtarışlar yapıp, Vleminckx’i isyan ettirirken, maçın bir değil birkaç kez kırılmasını önledi. Soner’in füzesinde ise son müdahalesi bile alkışı hak etti.
Trabzonspor yönetimi, devre arasında yapmayı planladığı transfer listesinin ilk sırasına Onur’un adını yazmalı. Sözleşmesindeki özel hüküm gereği “parayı getiren Onur’u alır” şartını ise “Onur’u paraya değişmeyiz” şeklinde değiştirmeli.
Maçta bir kaleden bu kadar övgü ile söz ediyorsak, kazanmasına rağmen Trabzonspor’un rakibine hatırı sayılır pozisyon vermesi sadece maç trafiğinin yoğunluğu ve yorgunlukla açıklanamaz. O vakit aynı takımdaki Olcan’ın doksan dakika ortaya koyduğu mücadeleye ne diyeceğiz? Ya da 15 gündür dinlenen ve oyuna ikinci yarıda girmesine karşın Adrian’ın eli belinde dolaşmasına... Trabzonspor’un attığı gollere gelince; biraz şans, fazlaca son vuruş becerisi ve yardımlaşma vardı. İkisinde Malouda, diğerinde Olcan imzası kondu.
Mustafa Akçay’ın son dönemlerde altını sık sık çizdiği gibi, Trabzonspor karakterli oyuncularının duruşu ile yoluna devam etmeye çalışıyor. Burada sözü edilen karakter elbette futbolla ilgili. Aynı yükü paylaşmak, aynı sorumluluğu almak ve takım için oynamak şeklinde doldurabiliriz bu sözcüğün içini.
İnsanların Trabzonspor’dan beklentileri bir hayli fazla. O yüzden haklı da görünse, eleştirilerin dozu bazen kaçabiliyor. Ligde Akçay’ın koyduğu 23 puan barajını ilk yarının bitimine 4 hafta kala aşan, Avrupa’da bir üst turu garantileyen, kupada ise yoluna devam etmek isteyen bir takımı, en azından bu zorlu viraj dönülünceye kadar sadece oynadığı futbolla değil, aldığı sonuçlarla da değerlendirmek insaflı bir yaklaşım olur.