Önce Trabzonspor’un nasıl bir takımı yendiğinden söz edelim. Elazığsporlu kardeşlerim kusura bakmasınlar. Bu kadro ve oyun anlayışı ile Süper Lig’de tutunmaları çok zor. Yeni hocaları Okan Burak, atı alan Üsküdar’ı geçmeden neleri değiştirebilir, en azından Ocak ayına kadar ne kadar puan toplayabilir bilemeyiz ama, sahadakilerin iyi niyetinin ve çabasının onları iyi yerlere taşıması kolay değil. Ne savunma yapmayı, ne hücum etmeyi becerebiliyorlar. Pas hataları en üst seviyede. Maalesef kapasiteleri bu kadar. Buna rağmen bulduğu pozisyonlara gelince. Giray’ın yaptırdığı penaltı dahil, Trabzonspor kalesinde yarattıkları tehlikelerin tümünde savunmanın ve hemen önlerinde oynayan ikilinin ciddiyetsizliği dikkat çekiciydi.
Hani böyle bir maçın kırılma anı olur mu derseniz, ilginçtir olur. Trabzonspor 1-0 önde iken Giray’ın gereksiz yere sebep olduğu penaltı vuruşu ve hemen sonrasında kaleci Onur’un iki kritik müdahalesi olmasa, bordo-mavili takımın üzerindeki ölü toprağının kalkacağı yoktu. Hazır söz Onur’dan açılmış iken, kaptan bu kurtarışlarının dışında üç gol vuruşunda daha önemli hamleleriyle yine maçın yıldızı olmayı başardı. Belki gemi batmazdı, lakin rotadan çıkmasını engelledi, arkadaşlarını adeta ateşledi. Kaçan penaltının moralsizliği ile Elazığspor’un direnci tamamen kırıldı. Sırasıyla Henrique, Olcan ve Emre’nin golleri iki takım arasındaki güç dengesinin skor tabelasına da yansımasını sağladı.
Bu galibiyet şarttı
Geçen haftaki Kasımpaşa yenilgisinden sonra Trabzonspor’a böyle bir galibiyet şarttı. Legia Varşova maçı öncesi tedavi niteliğindeki galibiyete karşın, Adrian ve yaptığı asistlere rağmen Malouda’nın formsuzluğu gözden kaçacak ayrıntılar değildi. Öte yandan Mustafa Akçay’ın ilk kez 90 dakika görev verdiği Kadir’in performansı ise Trabzonspor açısından geleceğe dönük önemli bir kazanç idi.
Ve bitiş düdüğünden sonra yaşananlar... Bilica’nın maç bitiminde sergilediği çirkinliği es geçmek mümkün değil. Bir insanın rakibinin ağzını yırtmaya çalışması, parmağını onun gözüne sokma çabası, onun ruh sağlığının ciddi biçimde gözden geçirilmesi gerektiğinin en açık işaretidir. Geçmişte de hafızalardan silinmeyecek vukuatları bulunan Bilica’yı hakem ikinci sarı karttan ihraç etse de, teknik direktörü Okan Buruk’un böyle bir terbiyesizliği es geçeceğini şahsen düşünemiyorum. Bu psikolojideki bir futbolcunun cezası bitse de takıma geri dönmeden önce iyi bir rehabilitasyondan geçmesi şart!