Maç öncesi Trabzonspor kadrosunu görünce, Rıza Çalımbay’ın kafasında dolaşan tilkileri anlamakta zorlandık. Örneğin son haftalarda düşüşte olduğu iddia edilen Yusuf Yazıcı yedekti, Durica da öyle. Yusuf’un görevi Sosa’da, Durica’nın Uğur’da idi. Burak’ın sakatlığında forma Rodallega’ya gitmişti. Pereira cezalıydı, o kanat bu kez Kamil Ahmet’e emanetti. Rıza hoca geçen haftaki Fenerbahçe maçına başlayan ilk on birden dört değişiklik yapmak zorunda kalmıştı.
Zirve mücadelesindeki rakiplerinin puan kaybettiği haftada yeniden iddialı duruma gelebilmek adına mutlaka kazanılması gereken bir maçtı Trabzonspor için.
Gelin görün ki bazen ne kadar isteseniz, çabalasanız, pozisyon üretseniz de olmuyor. Tıpkı dün akşamki gibi. Topu sürekli öne taşıma gayreti içinde etkili başladı ev sahibi ekip. Sosa faktörünün ön plana çıktığı bu bölüme, Abdülkadir’in oyuna müthiş katkısı eklenince, bordo-mavili takım orta alanı kısa ve isabetli paslarla geçerken zorlanmadı. Sosa bir meastro gibi yönetti, arkadaşlarını. Durum böyle olunca Göztepe’nin de planları değişti. Çok top kaybı yaptı İzmir temsilcisi. Maçın kaderi daha ilk yarıda çizilebilirdi. Lakin kaleci Beto’nun üç mükemmel kurtarışı vardı. İkisinde Soso-Okay işbirliğinin golle sonuçlanmasını engelledi, diğerinde Abdülkadir’in nefis vuruşunda parmaklarının ucuyla topun ağlara gitmesine izin vermedi. Peki Rodallega ne yaptı? 90 dakika boyunca sadece önde baskı kurmaya çalıştı. İki önemli fırsat geldi ayağına, kullanamadı.
Göztepe teknik direktörü Tamer Tuna’nın ikinci yarıdaki Demba Ba ve Axel değişiklikleri rakibin savunma dengesini bozmayı hedeflese de, Trabzonspor aynı iştahla oyunda kalmaya devam etti. Buna karşılık Rıza hoca Yusuf’u daha önce oyuna alabilir miydi diye sorulabilir. Evet, kazanmak için çıktığın bir maçta Yusuf’un ofansif yönünü kullanmak, Kucka’dan daha fazla katkı sağlayabilirdi takıma. N’Doye adına da aynı şeyler söylenebilir. Çalımbay’ın oyuna müdahaleleri doğru, ancak gecikmiş kararlardı bize göre.
Bu arada yiğidin hakkını yiğide verelim. Göztepe kalecisi maçın kahramanı oldu. Her iki yarıda da inanılmaz kurtarışlarıyla takımını ayakta tuttu. Beto olmasa, Trabzonspor’un üç haftalık beraberlik serisinin bozulmaması için hiçbir neden yoktu.
Hakem Hüseyin Göçek’in performansına gelince. Göztepeli oyuncuların aşırı sertliğine prim vermemesi gerekirdi. Hele Tanju’nun N’Doye yaptığı bir faul vardı ki, kırmızıdan başka seçeneği yoktu. Rodallega’nın ceza alanı çizgisinde düşürülmesi ise, penaltıya daha yakındı.