Geçen sezonun son haftalarına denk geldiği için e-bilet uygulaması pek çok stadın boş kalmasına yol açmıştı.
Kimi federasyonu suçlamış, kimi kartlı sistemin yararsız olacağını iddia etmişti.
Aradan 3 ayı aşkın bir süre geçti. Bazı taraftar grupları hâlâ sisteme direniyor.
Lakin ne federasyonun, ne kulüplerin bu konuda yapabileceği bir şey kaldı.
Tribün şiddetinin önlenebilmesi adına başlatılan uygulamadan dönüş yok. Yasa açık, kartı olmayan maça giremeyecek.
Evet... Alışkanlıkları değiştirmek kolay değil. Hele yıllardır yöneticiler tarafından çatlak ses çıkarmasınlar diye el altından beslenen, ardından bir canavara dönüşen ve her istediklerini yaptırma lüksüne sahip olan bu gruplar, düzenleri bozulunca “istemezükçü” oldular.
Stat kapılarında toplanıp içeri alınmadıklarında, sosyal medya üzerinden ajitasyon yapmaya kalktılar. Ancak onların bu çabaları sonucu değiştirmeyecek.
Yasa hükmü orada durduğu sürece, futbol maçı izlemek isteyen her futbolsever cebine o kartı koyacak. Haa, süreç elbette kulüpler açısından sıkıntı yaratacak, sancılı geçecek. İnsanların uygulamaya alışması, kartların basımı, dağıtımı, yeni turnikelerin işler hale gelmesi, zaman alacak.
Dolayısıyla bir süre daha tribünlerde boşluklar, stat önlerinde protestolar devam edecek.
Lakin yıllardır futbol anarşisiyle beslenip kendi statükolarını yaratmaya çalışanlar da bilecek ki, bu tarz bir önlemin alınmasına yol açtıkları için hoşlarına gitmese de, bedeli ödenecek.
Ya gerçek spor severlerin statlarda huzur ve barış içinde maç seyretmelerine katkı sağlayacaklar, ya da sesleri giderek azalıncaya kadar turnikelerin önünde şov yapmaya devam edecekler. Tercih onların!..
Bu zeminde oynamak ayıptır
Belli ki Trabzonspor başkanı ve yöneticileri Vahid Halilhodzic’in taleplerini yerine getirmeye çalışırken, Avni Aker Stadını unutmuşlar.
Ya da stadın o zemininden sorumlu firma veya şahıslar onları uyutmuşlar.
Trabzonspor gibi bir kulüp için böyle içler acısı zeminde futbol oynamak, gerçekten ayıp. Daha sezon başlamadı. Sahayı tarlaya çevirecek kadar maç yapılmadı. Kış koşulları da devreye girmedi. Sonrasını siz düşünün.
Ligde ve Avrupa’da hedefleri olan bir takımın, en azından imajına zarar verecek bu zeminin düzeltilmesi için çok geç değil. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu bu kadar işin arasında öncelik listesi hazırlarsa, inanın o listenin en başında Avni Aker’in yakışık almayan zemini olmalı.
Jimmy Durmaz gerçeği
Geçen ay konuşmuştuk İlhan Cavcav ile..
Jimmy Durmaz’ı sordum: “Verecek misin başkan?” Sıkkın bir ifadeyle yanıtladı: “Valla 5 milyon euro istedim yanaşan çıkmadı. Aramızda kalsın 2.5 milyonu veren olursa göndereceğim...” O gün söz verdik, yazmadık başkanın dediklerini.
Cavcav, transferin bitimine az bir süre kala Türkiye’den umudu kesip Yunanistan’dan gelen 2 milyon euroluk teklifi kabul edince, eleştirilerin hedefi haline geldi.
Vay efendim, nasıl olurda içeri 5 dışarı 2 milyona verirmiş.
Yabancı kontenjanı nedeniyle özellikle yerli statüsünde oynayacağı için büyük kulüplerin transfer listesine giren Jimmy Durmaz’ talip olanlara hatırlatmak gerek: Kız istemenin bile bir adabı vardır, ilkinde düşünülür, ikincisinde çocuklar birbirini sevmişse, “evet” denir.
Cavcav 5 milyondan kapıyı açtığında kafasındaki rakamın aslında bu olmadığını hâlâ anlayamayanlar, şimdi dizlerini dövüp başkanı suçlamaya kalkmasın.
İlhan abi bu. Yaşı 80 de olsa, pazarlığı pek çok yöneticiden iyi bilir. Ama galiba bu kez o da yaş tahtaya bastı. Şimdi yanar da yanar, aradaki 500 bin euroya yanar!..
Vahid hoca da bunu yaparsa..
Merkez Hakem Kurulu Eğitim Direktörü Oğuz Sarvan ve Hakem İşleri Müdürü Burçin Keskin’in, yeni sezonda hakem-futbolcu-teknik adam ilişkilerinde hangi prensiplerin uygulanacağına dair verdiği kurslar aralıksız devam ediyor.
18 süper lig kulübünün yarısından fazlasına giden Sarvan ve Keskin, “hakeme ve rakibe saygı” başlıklı oturumlarda UEFA Hakem Kurulu üyesi Jaap Uilenberg’in hakemlere verdiği talimatları anlatıyor, hangi konularda taviz gösterilmeyeceğini irdeliyor.
Bugüne kadar gittikleri kulüplerde hem oyuncular, hem de teknik adamlar yer aldığı halde Trabzonspor ziyaretinde Vahid Halilhodzic’in toplantıya katılmaması dikkat çekmiş. Gerekçesi ise aynı anda kulüpteki bir başka görüşme imiş! Özellikle hakeme yapılan itirazların cezalandırılması üzerinde durulduğu halde, saha kenarında agresif kimliği ile yaptırımların potansiyel adaylarından biri olan Boşnak hocanın, başına geleceklerden habersiz olması düşündürücü.
MHK bu konuda kararlı. Hakemin saha içinde otoritesini bozacak her türlü eylem, şiddetine göre karşılık bulacak. Talimatı uygulamayan hakem ise maç alamayacak.
Diyeceğimiz o ki, Halilhodzic her hangi bir maçta kendini tribünde bulursa, neden diye sormasın. Yanıtını katılmaya gerek görmediği toplantıda arasın!