Avni Aker’de maçın da önüne geçen bir enstantane vardı ki, hiçbir mantıkla izah edilemez ve kabul göremezdi. Trabzonsspor taraftarı, eski futbolcusu Burak’a tepkiliydi. Hadi diyelim olsun. Lakin işi tribünden fiziki tacize kadar götürmek, daha ötesi oyuncusu Giray’ın yaralanmasına neden olabilecek kadar kendini kaybetmek nasıl açıklanabilir ki? Giray, yerde yatan Burak’ı kaldırmak için yanına gidiyor ve tribünden atılan patlayıcının hedefi oluyordu. İşte bu öfkeyi anlamak mümkün değil.
Maç mı? Tüm olumsuzluklarına karşın Trabzonspor kazanmaya daha yakındı. Trabzonspor oyunun son bölümleri hariç hücumda son derece etkisiz, orta sahası ile ayakta kalmaya çalışan, Galatasaray’ın kanatlara yıktığı ataklarına önlem almaya çalışan bir görüntüde idi. Öndeki iki isim; Henrique ve Halil ilk yarıda inanılmaz pas hataları yaptı. Topu rakip alanda tutmayı beceremedi. Peki nasıl pozisyon bulacaktı? Tek seçenek vardı. Sapara ve Adrian gibi sürpriz ayaklar ile ya kaleyi uzaktan yoklayacak, ya da Olcan’ı daha etkin biçimde kullanacaktı. Her ikisi de olmadı. Buna karşın savunmada Giray’in müthiş gayreti, Serkan’ın Amrabat’ı gölge misali takibi ve Zokora’nın savunmasına yardımı sayesinde, Umut-Burak ikilisinin topla birlikte yüzlerini kaleye dönmelerini engelledi.
İkinci yarıda bordo-mavili oyuncularda hafta içi oynadıkları kupa maçının yorgunluğu belirgin biçimde hissedildi. Şenol Güneş’in ilk hamlesi Aykut oldu. Aykut gardı düşen orta alana katkı sağladı. Ancak üçüncü bölgedeki zafiyete müdahale etmekte çok gecikti. Halil kötü oynadıkça morali bozulan ve takımına katkı sağlamaktan uzaklaşan psikolojide idi. Güneş ısrarla onu sahada tuttu. Alanzinho değişikliği Trabzonspor’un son on dakikalık bölümde hücum etkinliği artırdı. Maçın büyük bölümünü rakibin oyununu kabul ederek geçiren bordo-mavililer 80. dakikadan sonra net üç pozisyon buldu. Hele Adrian’ın kaçırdığı fırsat vardı ki, sormayın.
Bu maçta da bir kez daha görüldü, kulübenin zayıflığı büyük dezavantaj. Kadro şişkinliğine karşın, sonradan girenlerin katkısı son derece az. Ligin ilk devresinde oynadığı maçların hemen hiçbirinde Güneş’in böyle bir lüksü olamadı. Devre arasında mevcut oyuncular arasında yapılacak revizyondan sonra takıma takviye olur mu bilemeyiz ancak, Trabzonspor’un henüz takım olamadığı ve takım gibi oynayamadığı gerçeğinin, sezonun ikinci yarısında da bir hayli can sıkacağı kesin.