Mersin İdman Yurdu kendi sahasından hazırlık paslarıyla çıkmaya çalışırken Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş saha kenarında adeta kendini yırtıyordu. “Öne gelin, rakibi beklemeyin” diye!
Belli ki maçtan önce takımına bu konuda ciddi uyarılarda bulunmuştu deneyimli hoca. Ancak korktuğunun başına gelmesi fazla uzun sürmedi. Mersin ilk organize hücumunda hem de üç pas ve son vuruşla golü buldu. Culio, Mustafa Erdoğan, İvan ve Ben Yahia gibi Nobre’yi tehlike bölgesinde topla buluşturacak oyuncuların çokluğu, rakibi özellikle deplasmanda tehlikeli bir ekip haline getiriyordu çünkü.
İlk bölümde Trabzonspor’un yapması gerekeni Mersin uygulayınca, bordo-mavili takım istediği ve düşündüğü hiçbir şeyi sahaya yansıtamadı. Orta alanda Sapara’nın etkisiz kalışı, Zokora’nın takım arkadaşı Bamba’yı adeta marke edercesine savunmasına yakın oynaması, Soner ve Yasin’i çaresizliğe itti ki, bu bölgenin kontrolü tamamen Mersin’in inisiyatifine geçti. Janko’nun ilk onbirde çıktığı maçta Serkan ve Emerson’un bulunduğu kanatlar işlemeyince, Trabzonspor’un eşitlik sayısını getirecek hamleleri yapması da güçleşti.
Her şey Trabzonspor adına kötü giderken ikinci yarının başlamasıyla birlikte gelen beraberlik golü, bordo-mavili takımın maça yeniden tutunmasını sağladı. Zokora’nın yerini bıraktığı Alanzinho, Güneş’in topu öne taşıyacak kozu olmasına karşın Brezilyalı doksan dakika oynayan arkadaşlarının yarısı kadar koşmayınca, tıpkı rakip savunmaya baskı uygulaması için oyuna alınan Henrique hamlesi gibi bu da boş çıktı.
Maçın ikinci bölümü pozisyon olarak daha zengindi. Her iki takım da skoru kendi lehine değiştirecek fırsatlar buldu. Mersin temsilcisi uzaktan Culio ve Murat Erdoğan ile rakip kaleyi yoklarken, Onur’un kritik müdahaleleri ikinci gol şansını vermedi.
Bordo-mavili cephede Olcan geçen hafta kaçırdıklarını affettirebilirdi, lakin kaleci Seriç’e takıldı. Tıpkı Yasin’in iki kez savunma arkasına sızıp çok elverişli durumda topu kaleciye nişanlaması gibi.
Trabzonspor rakiplerinin puan yitirdiği haftada çok önemli bir avantajı kullanamadı gibi görünse de, en gerçekçi değerlendirme Nurullah Sağlam’ın yaş ortalaması 30’u aşan takımı karşısında özellikle ilk yarıda sergilediği performans ile mevcut sistemini gözden geçirmesi olacak.