Yüreğimizi dağlayan haberle uyandığımız bir günde, futbol konuşmanın ne anlamı var diye sorgulamadan edemiyor insan.
Polis, asker, sivil demeden onlarca cana kıyan hainlerin sokaklarda cirit attığı, savunmasız masum çocukların katledildiği bir dünyada maç yazmanın çelişkisini yaşıyor sahaya bakan gözlerimiz.
Göğüs göğüse savaşmaktan korkan, yüreksiz kalleşlere inat; yaşamaya, alçaklarla mücadele etmeye devam diyor bir yanımız.
Üzgünüz, kızgınız, öfkeliyiz. Bir kez daha ulusumuzun başı sağ olsun diyoruz.
Başakşehir ligin zirvesinde olmayı hak eden bir takım. Ne oynadığını, nasıl oynaması gerektiğini bilen, sistemi tıkır tıkır çalışan bir ekip. Emre, Mossora, Visca çarkın en önemli parçaları. Son iki haftada sıkıntı yaşasa da, ligin en çok gol atan takımı olması rastlantı değil.
Dün de Trabzonspor karşısında özellikle ilk yarıda sonuca gidecek dört net pozisyon buldu Başakşehir. Kaleci Onur’un kritik müdahaleleri yerindeydi, lakin ceza alanı içinde rakibin etkili oyuncularının bu kadar kolay vuruş yapabilmesi, savunma adına düşündürücü idi. Sürekli rotasyon, savunmanın da kurgusunu bozuyor, dikkat.
Geçmişteki hırçınlıklarından kurtulan ve futbol yaşamının ustalık dönemini yaşayan Emre’nin adrese teslim paslarında, Eren ve Visca’nın karşılarındaki Akakpo ile Mustafa Akbaş’ı zor durumda bırakmaları, hem tehlike yarattı, hem de Trabzonspor’un topu kanatlara taşımasını engelledi.
Dolayısıyla, Trabzonspor bu bölümde orta alanı geçmekte zorlandı. Onazi çok pas hatası yaptı. Okay sık sık savunmaya yardım etmek zorunda kalınca, iş Mehmet Ekici’nin savunmanın gerisine atacağı paslara kaldı ki, Yusuf ve Bero istedikleri pozisyonlara giremedi, dolayısıyla bordo-mavililer hücumda oldukça etkisiz kaldı.
İkinci yarıda Castillo’nun oyuna girmesiyle Trabzonspor üçüncü bölgede daha çok görünmeye başladı. Başakşehir tempoyu düşürerek kontrolü elinde tutmayı tercih etti. Rakibin risk alacağını hesaplayarak ani ataklarla şans aradı. Golün dışında ki, yine büyük bir savunma hatası vardı bu pozisyonda, ilk yarıdaki istekli görüntüsü yoktu.
Trabzonspor yenilgiye karşın, mücadele ve takım birlikteliği adına olumlu yönde gelişme kaydediyor. Fenerbahçe maçı öncesi beraberlik moral olabilirdi. Ancak unutmayalım, bu tarz maçlar takıma farklı bir motivasyon katar. Ersun Yanal’ın öğrencilerini hazırlarken bu faktörü de değerlendireceğini düşünüyoruz.