Kazanma alışkanlığı edinmek kolay iş değil. Daha zor olanı ise, bu alışkanlığı sürdürebilmek. Trabzonspor uzun zamandır böyle bir istikrar yakalayamamıştı. Seri galibiyetler peşi sıra gelince camianın havası, yöneticilerin söylemleri değişti ama, sahadaki takımın psikolojisi henüz böyle bir gelişime hazır görünmedi. Bu da oyuncuların saha içindeki diyaloglarına gerginlik olarak yansımaya başlamış ki, tehlikeli bir durum!
Dün akşam Bursaspor karşısında hırslı, istekli, buna karşın zaman zaman tehlike yaratacak top kayıpları yapan bir Trabzonspor vardı. Rakibin önemli oyuncularından eksik olması dezavantaj gibi görünse de savunmada çabuk çoğalması, ev sahibi ekibin hücum alternatiflerini azalttı. Trabzonspor bu bölümde ısrarla Pereira ve Abdülkadir’in bulunduğu sağ kulvarı kullanırken, ters tarafta Mas ile N’Doye aynı beceriyi gösteremeyince, Burak’ı pozisyona sokmak zorlaştı. Gol için iki seçenek kaldı. Duran top organizasyonu veya fırsatını yaratınca kaleyi yoklayacak etkili şutlar. Yani kişisel yetenekler devreye girecekti.
İkinci yarının hemen başında tribünler ayağa kaldıran, takımını ateşleyen isim Yusuf Yazıcı oldu. Nefis bir sol ayak plasesi, jeneriğe geçecek haftanın golüne dönüştü.
Trabzonspor açısından işlerin kolaylaşması beklenirken, kaybedecek bir şeyi kalmayan Bursaspor riskler alarak rakip yarı alana daha çok adamla gitmeyi denedi. Fırsat da yakaladı ama Trabzonspor kadar değil. Daha çok boş alan bulan Trabzonspor, çok ciddi pozisyonlar yakalamasına karşın Burak, Mas ve Yusuf Yazıcı ile ya direklere takıldı, ya “vah” denecek açıları kaçırdı.
Bu arada Rıza Çalımbay’ın oyuna müdahaleleri doğru ve zamanında idi. Orta alanı diri tutmak adına oldu oyuncu değişiklikleri.
Olcay ve Bero hamleleri sonuç verdi. Bir de Rodallega konusu var ki, değinmeden geçmek haksızlık olur. Rıza hoca yola karakterli oyuncularla devam etmek istiyorsa, uzatma dakikalarında oyuna girmesine rağmen gram kapris yapmayan Rodallega, yedek bekleyen tüm arkadaşlarına örnek olmalı.
Ve Burak Yılmaz. Geçmişte hakemleri o kadar yanılttı ve aldattı ki, haklı olduğu durumlarda bile penaltı düdüğü çalmakta imtina ediyorlar artık. Ben çıplak gözle izledim, iki tartışmalı müdahaleden biri, kesin penaltı idi.
Bu imajı değiştirmek çok kolay değil sevgili Burak. Ekleyelim, hakem Halis Özkayha’yı dün gece cimri gördüm bu konuda.
Hubocan’ı da es geçmeyelim. Savunmadaki sakatlıklardan sonra formayı kapan Slovak oyuncu her hafta üzerine koyarak ilerliyor. Rıza hoca buraya takviye istiyorsa, bir kez daha düşünsün.
5 maçta 15 puan, elbette Trabzon’da adrenalinleri yükseltti. Önemli olan devrenin son maçını kazandıktan sonra Çalımbay’ın gördüğü eksikleri gidererek üst sıralar için iddiasını sürdürmek. Şampiyonluk mu? Şu sözcüğü çok fazla kullanmamak Trabzonspor’un hayrına olacaktır, böyle bilinsin!