Ağır geçen bir Fenerbahçe maçından üç gün sonra sonra 120 dakika mücadele edip, hem de bunun son 40 dakikasını on kişi oynayıp turu geçmek kolay iş değildi. Nitekim Sivasspor bu avantajı güç de olsa değerlendirirken, bordo-mavili ekibi en iddialı olduğu kulvarda saf dışı bırakmayı bildi.
Uzun zamandır hakemle ilgili yorum yapmaktan çekinirim. Lakin hakemin yaptığı bir hata telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açıyorsa, bunu görmezden gelmemiz de mümkün değil. Trabzonspor’un yediği ilk iki golde iki bekin, Salih ve İshak’ın hatası büyüktü. Ama FİFA kokartlı Kalkavan öyle kritik bir pozisyonda, bize göre maçın kaderini etkileyecek öyle bir yanlış yaptı ki, adeta Trabzonspor’un gardını düşürdü. Salih’in 80. dakikada rakibe müdahalesine çıkardığı kırmızı kart bize göre çok ağır bir karardı.
Uzun süre eksik oynamasına karşın uzatmanın son dakikasına kadar direnen ve hatta turu getirecek gol için savaşan Trabzonspor, işi baştan sıkı tutmamanın faturasını ödedi aslında. Kupayı ciddiye almadığı sahaya sürdüğü kadrodan belli olan Sergen Yalçın, çok sevdiği at yarışında olduğu gibi turu foto finişte geçti ise eğer, onun kazandığı ikramiyeye bordo-mavili futbolcuların katkısı büyüktü. Geriden gelip öne geçtiği bölümde aynı tempoyu koruyup farkı artıracak sayı için gerekli çabayı göstermeyen ve vitesi küçülten Trabzonspor, bu anlayışla kendi işini güçleştirdi. Oysa o dakikalarda Sivasspor’un direncini tamamen çökertecek enerjisi ve gücü hâlâ vardı. Nasıl olsa kazanırım yanılgısı, hesapta olmayan bir kırmızı kartın da katkısı ile hüsrana dönüştü.
Şimdi elde kaldı lig ve UEFA. Doğrusunu söylemek gerekirse, ikisinde de hedefe varmak kolay değil. Gelecek sezon Avrupa için tek seçenek yine de lig!
Son söz, uzatmanın ikinci bölümü öncesi Sivasspor kalecisi Ertuğurul’un kafasına o cismi atıp kanını akıtan insan müsvettesi ve onun gibilerdir Trabzonspor’a en büyük zararı veren. Düşmanı dışarıda aramayın sakın!