Bakın; bu ligde yüzlerce maç ve onlarca penaltı izledik. Çizgiyi terk eden kaleciler, atış sırasında takım halinde ceza alanına giren oyuncular ve sayısız ihlaller gördük. Dün tereyağından kıl çeker gibi son dakika penaltısının iptal edilmesini VAR protolüne bağlamak kolay.
Ya vicdanlar? Diouf beyaz noktaya gelirken, Kamil Ahmet hamle yapıp dönen topu kurtardı. Kitabı açar bakarsanız, tekrar harfiyen doğru. İyi de, madem bu kadar titiz, hassas, objektif ve hak yemezsiniz, bu sezon ağlara giden en az 15 penaltı da iptal edilmeli idi, değil mi? Kötü örnekler, emsal gösterilmez elbette.
Lakin tüm hakemlere ve VAR’da görev yapanlara sesleniyorum. Ortada bir kural varsa her takıma eşit uygulayın. Gücünüzün yettiğine değil, herkese adalet dağıtın. Lafım Zorbay Küçük ile Alper Ulusoy’a değil. Kimin doğru, kimin yanlış yaptığını tartışmak yerine, kimin kafasında hangi tilkiler dolaşıyor, onu bulup çıkarmak gerek ki, o standardı yakalasın Türk hakemliği. Yoksa bu kaosun içinden asla çıkılamaz.
Maça gelince. Skoru, hakem ve VAR kararları üzerinden yorumlamak büyük hata olur. Son üç maçtan beraberlikle ayrılan Trabzonspor’un kazanmak adına çok az şey yaptığı bir gerçek. Düşünsenize doksan dakika boyunca 2.5 pozisyon bulacak ve neden kazanamadım diye dizini döveceksin. Abdullah Avcı ve öğrencileri önce bunu sorgulasın. Sadece dünkü maç özelinde değil, son haftalarda kazanmak için ne yaptılar? Hakem ise onu da yeneceksin kardeşim.
Evet; bordo-mavili ekibin en büyük sıkıntısı, her hafta eksik takımla sahaya çıkması. Aslında yoğun maç trafiğinde tüm ekiplerin sorunu sakatlıklar ve pandemiden etkilenen oyuncuların çokluğu.
Bu süreçte yedek kulübeniz güçlü ise eliniz rahatlar. Trabzonspor’un dar bir kadrosu var. Maçın sonucundan bağımsız olarak söylüyorum; büyük hedefleri olan ekip iddiasında iseniz, yeni sezon planlamasını doğru yapmak zorundasınız.
Bazı özel futbolcular vardır. Hele bu silahlar “atan ve tutan” mevkilerinde oynuyorlar ise. Uğurcan artık ulusal takımın ilk kalecisi. İyi günü çok, kötüsü az olur. Kurtardığı penaltıya lafı olan var mı?
Djaniny Trabzonspor’un hücum hattındaki vazgeçilmezi artık. Sörloth gittikten sonra bazılarına “yavan” bir forvet gibi gelse de, zaman geçtikçe kumaşının kalitesini kabul ettirdi herkese.
Tek başına Djaniny yeter mi? Futbol takım oyunu. Eksiğiniz olabilir. Ancak o forma size teslim edildi ise sorumluluğu paylaşmak zorundasınız. Özellikle savunmadaki yardımlaşma çok önemli. İlk yarıda Hatayspor’un Diouf ile yakaladığı iki pozisyonda ciddi zaafları vardı Trabzonspor’un. Ve yaşanabilecek tehlikelerin sinyalleri geldi.
Ya üçüncü bölge? Trabzonspor son dönemlerde hiç bu kadar etkisiz kalmamıştı. Orta alan kurgusu ciddi anlamda aksadı. Baker geriye yardımcı olmaya çalışırken, Abdülkadir Parmak ve Bakasetas pas trafiğini yönetmekten uzak kaldı. Dolayısıyla, topu ön bölgeye taşıma fırsatı bulamadı Trabzonspor.
Kanatları kullanırken, hücum etmek ile savunma yapmak arasındaki ikilem, Marlon- Nwakaeme, Serkan- Yusuf Sarı arasındaki iletişimi kopardı. Opsiyonlarınız kısıtlı ve alternatif üretemiyorsanız, skoru koruma refleksi gösterirsiniz. Sonra da bir çuval inciri heba edersiniz.
Abdullah Avcı’nın oyuncu değişikliklerini tek tek yazmak istemiyorum. Ancak orta alanın direncini yükseltmek adına daha önce müdahale etmesini beklerdim. Hatayspor hiç vazgeçmedi. Bağıra bağıra geliyorum dedi ve istediğini elde etti.
Hakem ve hakem kararlarının ardına sığınmadan önce herkes aynaya bakmalı bence..