Güneş ne zaman doğacak?
Hiç lafı gevelemeyeceğim. Trabzonspor Yönetimi bu sezon A takımda oynaması için 13 yeni oyuncu transfer etti. Neden? Şampiyonluğa ortaklık etmek, Avrupa’da yol almak, Türkiye Kupası’nda söz sahibi olmak için... Harcadığı on milyonlarca eurodan söz etmeyeceğim bile.
Sonuç; beş maçta henüz galibiyeti yok. Kaleci Uğurcan da olmasa o puanların yarısını unutun. Ve lider Galatasaray ile aradaki fark 13 puan.
İddia ediyorum, Trabzonspor şu ana kadar gösterdiği performans ile Süper Lig’in en kötü dört takımından biri olmaya aday. Herkes ona kafa tutabilir veya yenebilir. Teknik direktörü değiştirmek nafile. Sistem yok, oyun planı yok, en önemlisi takımın kendine güveni yok.
Gaziantep karşısında yenmeyi değil, adeta yenilmemeyi hedeflemiş bir ekip vardı sahada. Hücumda etkisiz, orta alanı rakibine teslim etmiş, sadece savunmada direnmeye çalışan bir Trabzonspor.
Orta saha dedim de, takımın omurgasıdır bu bölge Okay ve Ozan’a emanet edilmiş, önlerine hücum arkası diye konumlandırılmış yanlış adam Cham. Hepsi çok etkisizdi. Dolayısıyla teslim bayrağı buradan çekildi.
Hızlı oynayamayan, pas trafiğini yönetemeyen, çok pas hatası yapan, önde baskı kuramayan, gol umudu Banza’yı topla buluşturamayan Trabzonspor’un kazanması mucizeye bağlıydı.
Sağ kanatta yarım devrelik Nwakaeme’ye bel bağlanmış, sağda Cihan’a yeni bir misyon yüklenmiş. Yeri gelmişken; Visca’yı yerden yere vuranlar anladınız mı Boşnak futbolcunun değerini? Ve Trezeguet’i değersizleştirip satanlar, pişman mısınız?
İlk yarıda Gaziantepspor’un iki pozisyonu vardı. Ömürcan’ın uzak mesafeden şutunda tehlikeyi sezen Uğurcan’ın parmaklarıyla dokunuşu ve Okereke’nin boş kaleye yaptığı vuruşun direği bulması. Trabzonspor mu? Koca bir hiçti bu bölümde.
Şenol Hoca, ikinci yarıya Okay ve Cihan’ın yerine Lundstram ve Dragus’u alarak başladı. Gömlek baştan yanlış iliklenince ne fayda. İlk ciddi hücum organizasyonunda Banza’nın golü de VAR’dan döndü. Bana göre son derece kötü bir maç yöneten hakem Volkan Bayarslan’ın beş metre önündeki pozisyonu önce oynatıp, sonra RİVA’dan gelen uyarı ile ekrana gidip kararını değiştirmesi, kendisi adına eksi not oldu.
Evet, Trabzonspor’un toparlanması için galibiyet şarttı. Eski alışkanlıklarından, yani sahaya yansıyan olumsuzluklardan kurtulması için zamana ihtiyaç olabilir. Ancak her şey öyle hızlı, ortam öyle dinamik halde ki; yitirdiğiniz puanların telafisi güç görünüyor.
Şenol Güneş kendisine teklif geldiğinde ofsaytta yakalanmadı ve bu takımı doğru analiz edip, oyuncu profilini değerlendirmedi ise işi gerçekten güç. Elini zor bir dönemde taşın altına koydu. Onun yönetiminde takım üç maç oynadı ve kazanamadı. Olabilir, ama geleceğe dönük olumlu sinyal de vermedi.
Geçmiş teknik yönetimi ve transfer yanlışlarını konuşmak işin kolay tarafı. Ben Şenol Hoca’nın Trabzonspor’u bu girdaptan çıkaracak deneyim ve isteğe sahip olduğunu düşünmek istiyorum.
Aksi; bunca transfer harcaması, pahalı oyuncu kontratları ve bağlayıcı tazminatlar, Trabzonspor Kulübü’nü çıkılmaz bir batağa sürükleyebilir!