Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Trabzonspor’un yeni stadına “Şenol Güneş Spor Kompleksi” adı verileceğini duyunca içim ısındı nedense!
Bordo-mavili camianın en parlak günlerine tanıklık eden, şampiyonluk kupalarını kaldıran, kentin futbol kokulu toprağından fışkıran Güneş tercihinin doğru ve isabetli olduğunu düşünen taraftayım ben...
“Şenol Güneş” adının Trabzonspor’a ve taraftara pozitif bir enerji vereceğine inanıyorum. Bugün olmasa da yarın mutlaka!
Şenol hoca A Milli Takımla ulaştığı dünya üçüncülüğünden sonra teknik direktörlük kariyerinin en parlak dönemlerini yaşıyor Beşiktaş’ta.
Hiç bozmadığı duruşu, dünya görüşü, bilgeliği, mütevazı kişiliği ve eğitimci kimliği ile taraflı tarafsız pek çok futbolseverin takdirini kazanmış durumda.
Beşiktaş’taki hedeflerine ulaştıktan sonra tekrar ay-yıldızlı takımın başına geçer mi, çıtayı bıraktığı yerden daha yukarı taşımak için riske girer mi bilmiyorum.
Bildiğim, gönlünde Trabzonspor’un her daim farklı bir yeri ve sevgisi olduğu. Zaten bunu her fırsatta kendisi de dile getiriyor.

Haberin Devamı

Umut tükenmez

Lafı gevelemeyeceğim. Bugün her Trabzonsporlunun bir düşü var. Ne zaman ve hangi koşullarda olacağını kestirmek zor.
Lakin, Güneş’i tekrar Trabzonspor’un başında görmek isteyen ve geçmişteki büyük başarıların onunla yaşanacağına inanan çok büyük bir kitle olduğu aşikar.
Genç nesil anımsamayabilir. Türkiye liginde yabancı futbolcu oynatmadan, sadece yerli teknik direktörlerle şampiyonluklar yaşamış tek takımdır Trabzonspor.
Bordo-mavililerin tarihe kazınan başarılarının tümü, Güneş’in ve hafızalardan silinmeyecek o kadroların alın teri kokar. Dahası, 2010-11 sezonunda neler yapabileceğini kanıtlamış bir teknik adamdır Güneş.
Dolayısıyla onun yuvaya dönüşü, karşı durulmaz bir özlemdir Trabzonsporlu adına.
Bu satırlara alınan, darılan olabilir. Sadece paranın konuşulduğu dev futbol sektöründe, başkan ve yöneticiler zaman zaman konjonktüre uyup farklı yollara sapsa da, kendi değerlerine sahip çıkmayı ve korumayı başarabilen ender camialardan biridir Trabzon.
Sevinçlerin unutulduğu, geleceğin belirsizleştiği, umutların örselendiği, karamsarlığın hakim olduğu dönemlerde bir kurtarıcı bekler insanlar.
İşte, Şenol Güneş adı böyle bir anlam taşır Trabzonspor için.
Kim bilir?.. Güneş belki bir gün Akyazı’dan da doğar! Güneş Trabzon’un kendisi ise... Neden olmasın?..

Haberin Devamı

Yeter, şov yapmayın!

Beşiktaş-Bursaspor maçından sonra yaşadığımız kahpe saldırıyı unutmamak ve unutturmamak yurttaşlık görevimizdir.
Son aylarda ulus olarak hainlere verilen tepki ve dik duruş önce masum insanları hedef alan canilere, sonra onlara perde arkasında destek çıkanlara verilen en sağlam birlik mesajıdır.
Ama her fırsatta ortaya çıkıp acılar üzerinden reyting almaya çalışanlara da prim tanımamak gerek.
Özellikle sanatçı geçinen, geçmişte yaptıklarıyla mimlenmiş bazı tiplerin saldırı sonrası karakol ziyaretlerini, güvenlik güçleriyle çekilmiş fotoğraflarını sosyal medya hesapları veya magazin medyası üzerinden servis etmeleri, yüreklerinde kaldıysa biraz vicdan kırıntısı, onu da değersiz kılıyor maalesef.
Yalakalığı yaşam felsefesi edinmiş ve birilerine şirin görünmek için ellerindeki dolarları sallayarak döviz büroları önünde poz verenlerle, arkadaşlarının yasını tutan güvenlik güçlerini reklamlarına alet edenler arasında fark göremiyorum ben.
Bir de hesapsız, plansız refleks gösterip gönülleri feth etmek var ki; taklit edilmesi de, tekrarlanması da kolay değildir.
Selçuk İnan’ın sarılarak tribünlere götürdüğü polis memuru ve Yasin’in attığı gol sonrası bağrına bastığı üç özel harekatçının o an hissettikleridir, acının paylaşımı.
Şehidin cenaze töreninde meslektaşını son yolculuğuna uğurlayan polis memurunun göz yaşlarını, şehit yakının silmesidir zihinlere kazınan tablo.
“Aramız bozuk, kanımız değil” diyerek, Beşiktaş taraftarıyla yıllardır süren husumete nokta koyan Bursasporlu gençtir, hüznü kucaklaşmaya çeviren.
Şehit tepede nöbet tutan pırıl pırıl gençlerdir, barışın mozaiği. Her yaşta, her görüşten insanın, kar soğuk demeden bıraktığı karanfildir samimiyetin göstergesi.
Hiç boşuna uğraşmayın. Birkaç tıklanma, çokça beğeni almak adına yüzsüzlükte sınır tanımayanlar ile, vatanı için tek yürek olan evlatlarını ayırmasını iyi bilir bu millet.
Dönemin ve düzenin adamı olmaya çalışıp, peşinden koştukları güç hiç tükenmeyecekmiş gibi yaşayanlara sözümüz; Belki kendinize saygınız olmayabilir. Ancak, böylesi hassas bir süreçte en azından şehitlerimizi alet etmeyin şovlarınıza.

Haberin Devamı

Ya koltuklar eve gitseydi?

Trabzonspor kulübü başkanı ve yöneticilerinin yeni stat heyecanını gayet iyi anlıyoruz.
Kalıcı bir eser bırakmanın keyfini çıkarabilmek, takımın Akyazı sayesinde toparlanacağını umut etmek, yılmış bir camiayı harekete geçirebilmek için acele ediyor hepsi.
Ancak, bizim gibi pek çok meslektaşımızın dilinde tüy bitti yaza yaza. Eksiklerin tümü giderilmeden Akyazı’yı hizmete sokmanın anlamı yok diye.
Önce Adanaspor maçıyla açılacağı söylendi, şimdi ligin ikinci yarısı hedef gösteriliyor. Değişmeyecek ve ertelenmeyecek tek şey, açılış etkinliğinin tarihi.
Dileğimiz yeni stadın Trabzonspor Kulübü ve bordo-mavili camiaya uğurlu olması.
Gelenektir, stat açılır, ardından maç oynanır. Fakat bu kez ezber bozuldu!
Bu arada; taraftar iyi ki veda maçı olarak gösterilen Antalyaspor karşılaşmasından sonra Avni Aker’in koltuklarını söküp, hatıra olarak evine götürmedi!
Yoksa nasıl oynanacaktı o Fenerbahçe maçı?..