Yazıklar olsun sizin futbol anlayışınıza da, insanlığınıza da, Trabzonspor sevginize de. Lanet olsun futbol maçını savaşa çevirecek, rakibi düşman ilan edecek, hakemi dövecek kadar kustuğunuz öfkenize. Yıllardır Trabzon’da pek çok olaya tanık olduk. Tatil edilen, yarıda kalan maçlar izledik. Lakin dün akşam yaşadıklarımızdan utandık, yerin dibine battık.
Siz taraftar olamazsınız. Trabzonsporlu olamazsınız. Sahaya atlayıp hakemi acımasızca tekmeleyen ve onu alkışlayanlar. Siz de insan olamazsınız!
Kimse kusura bakmasın. Alınmasın, gücenmesin. Bu çirkinliğin faturası çok ağır olmalı. Trabzonspor’u dünyaya rezil edenlere ibreti-alem için en ağır cezalar kesilmeli, bu tabloya neden olanlara en ağır yaptırımlar uygulanmalı.
Valisi, emniyet müdürü veya her kimse. Trabzonspor’un olası yenilgisinde neler olabileceğini kestirmek bu kadar mı zordu? Tribünler yangın yerine dönerken, önlem almak hiç mi aklınıza gelmedi? O patlayıcılar nasıl girdi stada? Devletin en yetkili isimleri bunların hesabını sormalı ve takipçisi olmalı. Futbol konuşup yazacağımıza, gecenin karanlığına battık. Yeter artık!
* * *
Beşiktaş’ın puan kaybettiği haftayı avantajlı kapatmak, hiç de zor olmadı Fenerbahçe adına. Zaten uzunca bir süredir Avni Aker deplasmanı “fobi” olmaktan çıkmıştı. 3 Temmuz sürecini paranoya haline getiren tribünlerin agresifliği de sıkıntıya sokmadı sarı-lacivertli ekibi.
Fenerbahçe ilk 20 dakikanın ardından savunmanın ciddi hatalarından kaynaklanan birbirinin kopyası iki golü bulunca, sonrası çorap söküğü gibi geldi, stresi yaşamak Trabzonspor’a kaldı.
Nasıl kalmasın ki? Eğer bir kulüpte bazı futbolcular, teknik direktörün önüne geçecek ağırlığa sahip ise, o takımda hem otorite zaafı, hem disiplin sorunu var demektir. Ağzınla kuş tutsan neye yarar? Efsanelerini birer birer yiyen Trabzonspor da Şota’dan sonra sıranın Hami Mandıralı’ya gelmesi, gerçekten trajik bir durum.
Haftalardır sakatlığı nedeniyle kadroda yer alnmayan Onur’u oynatmak pahasına, onun yokluğunda son derece tatminkar bir performans sergileyen Esteban’ı kulübeye çekmenin mantığını anlamakta zorlandık.
Kezâ olaylı Galatasaray maçından bu yana forma giymeyen Salih’e sarılmak, stoperde Bosingwa, solda Musa’yı tercih etmekte de garipti. Ya çift forvete ne demeli? Mersin maçında tek santrforla çıkacak, Fenerbahçe gibi bir rakibe Cardozo ve Muhammet Demir ile kafa tutmaya çalışacaksın. Olur mu? Oluyormuş demek ki! Ortaya birbuçuk karışık, yersen!
Futbol adına bu kadarını bile konuşmak zül. Kazansan ne olur, kaybetsen ne yazar! Dün Avni Aker’de söz bitti, futbol katledildi. Daha ne olsun!