Maç öncesi tribünlerde ve saha içinde o kadar güzel görüntüler vardı ki, Galatasaray’ın şampiyonluk kupasının süsü oldu adeta. Önce iki takım taraftarının hep birlikte seyirciye gitmesi, sonra geçen haftaki derbiye gölge düşeren o feci olayın kurbanı Burak Yıldırım’ın anılması, ardından ligimizde forma giyen siyahi oyunculara destek ve ırkçılığa tepki olarak açılan pankartlar, gala maçının önüne geçen muhteşem hareketlerdi. Sıkıntılı günler geçiren Türk futbolunun geleceği için hepimizi umutlandıran bu tabloyu yaratanları alkışlıyor, gözlerinin önündeki tehlikeye duyarsız kalanlara mesaj olmasını diliyoruz.
Koca bir sezon ıslanan formaların, harcanan emeğin ödülünü almak için muhteşem atmosferde son doksan dakikaya çıkan Galatasaray ve kupa maçına odaklanan Trabzonspor’un mücadelesi de final tadında özel oldu. Hem futbol, hem fair-play adına. Galatasaray’ın bu ligde neden açık ara şampiyon olduğu sorusu, gerek kadro kalitesi, gerekse oyun anlayışı ile dün akşam bir kez daha yanıt buldu. Gerçi karşısında onu zorlayacak, maça ortak olacak gayrette rakip yoktu ama, kapanış sarı-kırmızı ekip için bir hayli kolay ve keyifli oldu.
Trabzonspor’un prestij dışında kaybedeceği fazlaca bir şeyi olmadığı, Tolunay Kafkas’ın sahaya sürdüğü takımdan belli idi. Fenerbahçe ile oynayacakları final maçını düşünerek bazı oyuncularını riske etmeyen Kafkas da tercihlerinden dolayı farklı skor beklemiyordu belki, lakin şans verdiği isimlerin de istenen performanstan uzak kalması, gelecek sezonla ilgili planlamalara yön vermesi açısından önemliydi. Bordo-mavililerin gerçek gücünü test edeceği, futbolcuların taraftara kendini affettireceği, Tolunay Kafkas’ın da kariyerinde önemli dönüm noktası olabilecek tek maç kaldı. Umuyoruz ve bekliyoruz ki, Fenerbahçe ile oynanacak kupa finali de dün Arena Stadı’nda tanık olduğumuz futbolun güzelliklerini bize tekrar yaşatır.
Galatasaray’ı 19. şampiyonluğunu kutluyoruz. Fatih Terim’i böyle bir ekibin lideri olduğu için tebrik ediyoruz.