Sezon boyunca hiçbir işi yolunda gitmeyen Trabzonspor, deyim yerindeyse piyangoda büyük ikramiyeyi tek rakamla kaçırdı.
Ersun Yanal’ın sezonu geç açmak ve Avrupa Ligi elemelerine daha geç başlamak için yaptığı A planının işlemesi iki şart bağlıydı. Trabzonspor deplasman fobisini ve Sivasspor’u yenecek, Başakşehir, Mersin karşısında puan kaybedecekti. Kendi göbeğini kesmesi yetmeyeceğine göre, Karadeniz ekibi adına çekilmesi zor bir film senaryosuydu. B planı mı? Avrupa’yı boşver, tek hedef lig şampiyonluğu!
Nitekim son saniyesine dek nefes nefese geçen maçta kazanmayı beceremeyen Trabzonspor, geçmişte pisi pisine yitirdiği puanların faturasını ödemek zorunda kaldı. Bursaspor’un cezası nedeniyle “kontenjandan” Avrupa ligi vizesi alan bordo-mavili ekip, Yanal’ın da canını sıktı, kendi canını da! Oysa Sivas’ta galibiyet getirecek tek gol, tüm hesapları değiştirebilir, Trabzonspor ligi aslında hak etmediği bir yerde bitirebilirdi. Olmadı. Zaten sürprizin diğer adı mucize değil mi?
Gelelim koca bir sezonun özetine. On milyonlarca euroluk transfer harcaması. Duygusal (!) bir teknik adam seçimi ve ardından kurtarıcı diye takımın başına getirilen “şampiyon” apoletli Ersun Yanal macerası. Ara transferde garip tercihler ve sezon bitiminde yaşanan dramatik tablo.
Defalarca yazdık. Trabzonspor sevdalısı olmak başarı değil, kimi vakit o camiaya düşünüleyemeyen zararlar getiriyor. Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu geriye bakıp muhasebesini yapsın. Seçildiği gün verdiği sözlerin hangisini yerine getirebildi? Şampiyonluk kupasının gelmesinden tutun, “Şampiyon Trabzonspor” söylemine dek, hangi vaadinin arkasında durabildi?..
Kritik soru şu; önümüzdeki dönem ne değişir? Bu anlayış, bu yönetim tarzı ve deneyim ile fazla birşeyin değişeceğini düşünmüyoruz. Bakın mütevazı kadrosu ile Başakşehirspor’a. Aradaki farkı görebiliyor musunuz sayın Hacıosmanoğlu?