Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bundan tam on yıl önceydi. Tarih, 18 Mart 2007. Yer, Manisa 19 Mayıs Stadı...
Vestel Manisaspor-Sakaryaspor maçı oynanıyordu. Hakem de Cüneyt Çakır...
37. dakikada o zamanlar Manisaspor forması giyen Selçuk İnan ile Capurro arasındaki gerginlik bir anda büyümüş ve saha karışmıştı.
Ev sahibi takım kalecisi Bülent kalesinden çıkıp hakemin üzerine yürümüş ve sert tepki göstermişti. Eylemini sürdürünce de kırmızı kart görmüştü.
Karta sinirlenen Bülent, Türkiye’de görülmemiş bir olaya imza atıp Çakır’ın kokartını sökmüş, kaleci antrenörü Metin Bayındır ise hakeme yumruk atmıştı.
Kişilik haklarına saldırı, darp, ne ararsan vardı.
Sonuç; hakem maçı tatil etti, Vestel Manisaspor 3-0 hükmen yenik sayıldı, kaleci Bülent 20 maç, kaleci antrenörü ise 3 yıl hak mahrumiyeti cezası aldı.
Maçlar mı? Ertesi hafta kaldığı yerden devam tabii ki!

Haberin Devamı

Geçen gün Meksika Ligi’nde hakemlerin doğrudan müdahil olduğu ve bize oldukça yabancı bir tartışma yaşandı.
Bir maçta hakemi iten, diğerinde hakeme kafa atan iki futbolcuya Meksika Futbol Federasyonu 8 ila 10 maç ceza verdi.
Meksika, yolsuzluk ve uyuşturucu ticareti konularında kötü bir unvana sahip olsa da, sendikal haklar açısından pek çok gelişmiş ülkeden önde.
Dolayısıyla hakemler de örgütlü... Bir sendikaları var. Sarı filan da değil.
İşte bu sendika, federasyonun saldırgan iki futbolcuya verdiği cezaları az bulup, maçları boykot etme kararı aldı. Öyle lafta değil. Çıkmadılar maçlara.
Sonrası malum; Meksika Futbol Federasyonu dosyalarını yeniden inceledi ve iki futbolcunun cezalarını birer yıl hak mahrumiyeti olarak değiştirdi.
Eylemi kısa sürede karşılık bulan Hakem Sendikası ise, grevi sonlandırdıklarını açıkladı.

Nerden nereye değil mi?
Türkiye liglerinde hemen her hafta hakemlerin hedef alındığı sayısız olay yaşanıyor.
Hele alt kategoriler ve amatör kümelerde herkesin hedefi hakem... Saldırıya uğrayan mı ararsınız, sopa yiyen mi veya ölümle tehdit edilen mi?
Medyanın projektörleri oraları göstermediği için, çirkinliklerin sadece yargıya taşınan birkaçı, o da satır aralarında haber olabiliyor.
Soru şu; Türkiye’de de hakemler örgütlenip sendika kurabilir ve haklarını Meksikalı meslektaşları gibi savunabilir mi?
Yasal olarak bir engel yok. Engel zihinlerde, engel korkuda... Engel, bırakın sendikalaşmayı, aile olmayı bile beceremeyenlerin kimlik arayışında.
Hakemler kendi içlerindeki sorunları çözüp tek yumruk olmayı başarabilse dahi, bu kez karşılarına federasyon engeli, kulüp engeli, kamuoyu engeli çıkacak.
MHK’ler ve hakem dernekleri mi? Geçin onları... Kınama yazısı yazmaktan bile acizler.
Anımsayın. Yıllar önce devrimci spor emekçisi Metin Kurt öncülük etmişti futbolcu sendikasının kurulmasına.
Peki sonra ne oldu? Türk futbolu ve sporu sindiremedi, aforoz etti rahmetliyi! Sendika sözcüğüne hâlâ alerjisi var birilerinin.
O yüzden Meksika’ya sesleniyorum: Ey Meksika, kötü örnek olma bana!..

Haberin Devamı

Gizli kahraman N’Doye

Ahlarla vahlarla geçen ilk yarının ardından, gazete manşetlerini Trabzonspor’un müthiş çıkışı süslüyor şimdilerde.
Başkan Muharrem Usta’yı bile şaşırtan değişimde, Ersun Yanal marifeti ve onun oyun felsefesini benimseyen futbolcu grubunun katkısı büyük kuşkusuz.
Geriye düştüğü maçları çevirme becerisi gösteremeyen Trabzonspor, özgüven ve yeniden kazandığı takım ruhu ile bu kırılganlığını da atlatmış görünüyor.
Yenilenen savunma kurgusu ve kaptan Onur faktörü önemli. Pereira ve Mas, Ersun hocanın yüzünü güldürüyor. Bunlara Olcay ve son haftalarda düşüş gösterse de Yusuf Yazıcı’yı da ekleyin, mozaiği oluşturan parçalar yerine oturmuş demektir.
Lakin benim gözümde N’Doye’un farklı bir yeri var.
Form grafiğinin yükseldiği dönemde, Rodallega’nın transferi bıçak gibi kesmişti önünü. N’Doye tam bir profesyonel, görev adamı... “Küstüm, oynamıyorum” demek gibi bir huyu yok. Yedek beklese bile, aynı tempoda çalışıp Yanal’ın ona verdiği değeri hak ediyor.
Akhisar maçında gördük. Kulübeden gelip oyunu değiştirdi. Golleri ne kadar kıymetli ise, onun hazır kıta beklemesi, forma isteyen diğer arkadaşlarına da örnek olmalı.
N’Doye bu sezon ilk golünü, ilk yarıdaki Galatasaray maçında atmış ve üç puana adını yazdırmıştı. Bugün rövanş var. Ersun Yanal’ın işi zor. Formda ve istekli bir N’Doye mu, yoksa Rodallega mı? Hocanın oyun planını ve tercihlerini bilemeyiz.
Ancak şu bir gerçek; Trabzonspor’un kötü gittiği günlerde çalışkanlığı ve özverisi ile çok maçın görünmez kahramadı idi. İşlerin yoluna girdiği süreçte daha fazlasını yapabileceğini kanıtladı. Dolayısıyla, gelecek sezon sözleşmesi sona erecek olan Senegalli oyuncuyu şimdiden masaya oturtup, kontrat uzatmak için fazla beklenmemeli...

Haberin Devamı

Sıra Trabzon taraftarında

Trabzonspor Kulübü’nün Galatasaray maçına rakip takım taraftarının alınması yönündeki tavrı fair-play adına çok önemli...
Deplasman yasağı kalkmasına karşın, İl Güvenlik Kurullarının bu konuda istekli davranmadığını biliyoruz.
“Başımız ağrımasın, canımız sıkılmasın” derdindeler.
Trabzonspor Yönetimi, Güvenlik Kurulu’na örnek bir başvuru yaparak 2 bin Galatasaray taraftarını konuk edebileceklerini söyledi, teklif kabul edildi.
Daha ilginç olanı, bazı kulüplerin rakip takım seyircisi için çektiği fahiş bilet fiyatlarına inat, 50 lira gibi rakam belirlendi.
Muharrem Usta ve arkadaşlarını kutluyoruz.
Şimdi görev Trabzonspor tribünlerinde... İyi bir ev sahipliği yapmak, takımlarını desteklerken misafirlerine de saygı göstermek onların sorumluluğunda.
Bu akşamki maçı küfürsüz ve ceza almadan bitirebileceklerini gösterme vakti! Yeni statta eski alışkanlıklar son bulsa, kötü mü olur yani?