Yarım asrı aşan bir geçmişe sahip Avni Aker’den çıkıp, Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne gelmek, garip duygular hissettiriyor insana. Şampiyonlukların yaşandığı, kupaların kaldırıldığı, sevinçlerin ve acıların yaşandığı tarihi stat artık Trabzonspor tarihinin anıları içindeki yerini aldı.
Gönül isterdi ki dün Gaziantepspor maçıyla açılışına tanıklık ettiğimiz bu modern tesis, kentin ortasındaki o sımsıcak, sevimli mahalleye inşaa edilseydi. Hayaldi. Karar vericilerin tercihi, Trabzon’un en güzel koylarından birini doldurup, sözcük anlamı savaş alanını çağrıştıran “Arena”lardan birini daha Akyazı’ya kondurmak oldu. Türk futbolu ile Trabzonspor camiasına, başarı ve şans getirsin.
* * *
Ligin ikinci yarısına Bursaspor ve Kasımpaşa deplasmanlarında aldığı iki galibiyetle başlayan, yeni transferleriyle farklı bir kimliğe bürünen Trabzonspor için, kuşkusuz kazanılması gereken bir maçtı Gaziantepspor sınavı.
Ben Yusuf Yazıcı’yı Trabzonspor’un en önemli transferi olarak görüyorum. Dolayısıyla Mehmet Ekici’nin gözden çıkarılması genç Yusuf’un gerçek performansını sergilemesi için mükemmel bir fırsat yarattı. Ekici gitmeseydi, bir ara kiralık verilmesi düşünülen Yazıcı böylesi büyük bir kazanç olamazdı. Tabii o, Ersun Yanal için de vazgeçilmeyecek bir koz artık.
Sadece Yusuf mu? Neredeyse nokta transferler diyebileceğimiz Olcay, giderek takıma uyum sağlayan iki kanat Mas ve Pereira, Trabzonspor’un eksiklerini kapatan isimler.
İşler yolunda gidince aslında tüm takım iyi görünüyor. Herkes yeteneklerini daha rahat kullanıyor. Örneğin Castillo. Sadece yeni stadın ilk golünü atmakla kalmadı, fırsatçılığı ile de bundan sonra skora katkı yapacağı mesajını verdi. Okay’ı da çok beğendim. Tam bir görev adamı, inisiyatif aldıkça katkısı artıyor.
Dün akşam dahil, Trabzonspor’un son üç maçında giderek aşama kaydettiği bir başka konu, birlikte oynama alışkanlığının gelişmesi. Bu alışkanlık takıma coşku ve direnç katıyor. Atılan her gol sonrası oluşan sevinç yumağı, uzun zamandır hasret kalınan bir tablo.
Bir gözlemimiz de takımın ilk 16 maçlık periyodun aksine fizik olarak çok daha diri ve güçlü görünmesi. Sanırız devre arası kampta Ersun hocanın üzerinde ısrarla durduğu konu, öğrencilerinden karşılık bulmuş. İlerleyen haftalarda bu faktör Trabzonspor’un rakiplerine karşı en etkili silahı olabilir.
Bu sezon ilk defa üçte üç yapmış bir Trabzonspor’dan söz ediyoruz. Özgüven, kazanma alışkanlığı ve takım ruhu, kısa sürede geçmişin kötü izlerini silecek, o kolbastı günleri geri gelecek sanki!