Dün gece gol yoktu ama, üst düzey mücadele ve hatırı sayılır pozisyon vardı. Futbol adına bu olumlu tabloya en büyük katkı, Trabzonspor’un uzun zamandır izleyemediğimiz performansıydı kuşkusuz. Beşiktaş gibi ligin en skorer takımının sayı üretmesine izin vermemek, sadece savunmada gereken önlemleri almakla değil, orta alanda Fernandes gibi bir top cambazını da etkisiz kılmak ile mümkündü. Tolunay Kafkas bu görev için bir adam belirlememişti. Zokora, Soner, kimi zaman da Adrian rakibin en etkili silahının ritmini bozmaya çalıştı. Bu arada Oğuzhan ve Olcay gibi kaleye doğrudan gitme becerisi olan, Niang gibi her an sürpriz vuruşlar yapabilen isimlere de geniş alan bırakmamak gerekiyordu ki, maçın genelinde bu düşüncesini sahaya yansıtmayı bildi Kafkas’ın öğrencileri.
Trabzonspor’un rakibine üstünlük sağladığı bölümler vardı. İlk 15 dakikada bunu ağırlıklı olarak hissettirdi. Pozisyon da üretti. Ancak son vuruşlar gol becerisinden uzaktı. Beşiktaş ise oyunda dengeyi sağladıktan sonra özellikle ilk yarının sonları ve ikinci yarının ortalarında Trabzonspor’a oranla daha etkili pozisyonlar üretti. Bu anlarda sahneye çıkan kaleci Onur inanılmaz refleksleriyle takımının oyunda kalmasını sağladı. Hele Olcay ile başbaşa kaldığı bir pozisyon vardı ki, zamanında müdahalede bulunmasa, topu ileri taşımakta zorlanan Trabzonspor’un direnci kırılabilir, skorda eşitliği sağlaması güçleşebilirdi. Niang’ın dakikalar 79. gösterirken Bamba’nın hatasından yararlanıp yaptığı vuruşta ise Onur bir kez daha devleşti kalesinde.
Her iki teknik direktörün ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri topa daha çok sahip olmak ve en azından mevcut durumu korumak adına oldu. Sonuç ise sahadakileri üzmedi.
Trabzonspor ligdeki konumu itibarıyla kaybetmemesi gereken maçtan istediğini aldı. Taraftarın bu denli umutsuz, futbolcuların son derece moralsiz, yönetimin ise karar aşamasına geldiği bir süreçte zirveyi zorlayan rakibe teslim olmamak, bordo-mavili takım açısından çok önemliydi.
Yine Trabzonspor cephesi adına bir tespit de şu oldu; Kadro belli, oyuncuların yetenekleri ve sahada kimlerin ne yapabileceği belli iken, takım üzerinde fantazi yapmanın hiç de zamanı değil. Ve o tercihleri yapmaya hangi koşullar zorlarsa zorlasın, en azından bu kadar sıkıntılı bir dönemde teknik adamlar böyle bir lüksü olduğunu düşünemez!