Günümüz futbolunda yeri kalmadı ama, “yüreği ile oynayan” tanımlamasının “cuk oturduğu” isimlerden biri kuşkusuz Olcan Adın’dır. Bunu sadece dünkü Sivasspor maçı için söylemiyoruz. Olcan’ın bu sezonki performansı gerçekten müthiş. Gol atıyor, attırıyor, savunmasından top çıkarıyor, hem aklını hem yeteneğini kullanıyor. İnanın her takımda Olcan gibi iki futbolcu olsa, sadece saha sonuçları değil, o ekibin psikolojisi değişir!..
Fenerbahçe travmasından sonra, deplasman fakiri Trabzonspor’un Sivasspor önünde ne yapacağı soru işaretiydi. Eksik fazla, teknik sorumlu Hami Mandıralı’nın oyuncu tercihleri de merak konusuydu.
Ancak dün izlediğimiz Trabzonspor, sezonun en istekli, sahanın her yerinde mücadele eden ve kazanmak için tüm eforunu harcayan “en pozitif” takımı idi. Özellikle orta alanda yaptığı baskı ile rakibin oyun kurmasını engelledi. Baskı sayesinde kazandığı topları ani atağa dö-nüştürüp, pozisyon yarattı. Bourceanu ve Özer’in bu anlamdaki katkısı önemliydi. Özer demişken, sadece görev adamı değil, golü de koklayan bir zekaya sahip olduğunu gösterdi. İkinci dakikada kazandığı golle maça adeta önde başlayan bordo-mavili ekip, sezonun en kolay skorunu elde etti diyebiliriz. Olcan’ın kullandığı sağ kanat makine gibi işledi. Karşı tarafta Yusuf’un benzer çaba içine girmesi ve araya atılan toplar, Sivasspor savunmasının dengesini bozdu, çaresiz bıraktı. Maç boyunca aynı senaryo defalarca tekrarlandı. Dört gol atan bordo-mavili ekip, bir o kadar da kaçırdı. Özellikle fiziken düşüş göstermesinin beklendiği ikinci yarıda takım direncini sürdürebilmesi ve ayakta kalabilmesi, Trabzonspor adına ligin kalan bölümü için umut verici bir görüntüydü.
Bu arada kaleci Onur’u unutmayalım. Farklı kazanmış bir takımın kalecisine ne iş düşer ki, denebilir. Ancak kaptan, oyunu son derece dikkatli takip ederek savunmasının yaptığı hatalarda devreye girdi ve galibiyet tadının kaçmasını engelledi. 30. dakikada teslim bayrağını çekmiş bir takımın bu kadar pozisyon bulması, Trabzonspor savunmasının neden bu kadar sorgulandığını anlatmaya yeter sanırız.
Son sözümüz Trabzonspor taraftarına. Fenerbahçe maçında camiaya yaşattıkları çirkinlikler, umarız ders olur. Futbolcunun sahada oynayıp kazanmasına izin vermeyen, onu sabote eden ve ağır bir faturayla karşı karşıya bırakan tribün profilinin, futbol içinde yeri yok. Bunu görün ve anlayın. Çünkü takımın kösteğe değil, desteğe ihtiyacı var!