Trabzonspor’un yeni dönemde en çok ihtiyaç duyduğu şey, camianın birliği. Dün akşam gördük ki, Muharrem Usta ve yönetimi bu konuda kararlı. Antalyaspor maçına tüm eski başkanları, idarecileri ve önemli görevlerde bulunmuş isimleri davet eden Usta, önce saha dışında istikrarı sağlamak adına bir misyon üstlenmiş. Aynı sinerji takıma da yansır ise, bitti denen Trabzonspor kısa sürede ayağa kalkmayı başarabilir.
Geçen hafta sezonun en iyi maçlarından birini oynamasına karşın Rizespor’a farklı yenilen Trabzonspor dün aynı hataları yapmadı. Baskılı başladığı oyunda golü erken buldu. Cardozo’nun şık kafa golünü çıkarmak zordu. İlk yarım saat aynı tempoyu korumasına karşın Antalyaspor’un savunmada risk alıp çok adamla hücuma çıkması bir anda dengeleri değiştirdi. Orta saha geriye gelmekte zorlanınca, konuk ekip ciddi pozisyonlar buldu. Maçın kırılma anı kaleci Onur’un 36. dakikada Guilherme’nin vuruşunda yaptığı inanılmaz kurtarış oldu. İlk yarının son 5 dakikasında Trabzonspor oyuna tekrar ağırlığını koydu.
Antalyaspor’un gerideki üçlüsü maç boyunca çok ağır kaldı. Bu Trabzonspor için avantaj gibi görünse de Mehmet Ekici dışında adam eksiltip savunmanın arasına pas atacak başka silahı olmayınca, skoru kopartmak Celustka’nın atılışına kadar mümkün olmadı. Bu arada Antalyaspor’un eşitliği sağlayacak gol girişimleri devam etti. Gecenin yıldızı Onur ve Aykut’un iki ciddi müdahalesi, Trabzonspor’un korkulu rüya görmesini önledi.
Sadi Tekelioğlu’nun yaptığı oyuncu değişiklikleri de son derece yerinde oldu. Özellikle Marco Marin’in girmesiyle her iki kanat etkili biçimde işlemeye başladı. Okay orta alanı tuttu, Aytaç’ın yükünü hafifletti. M’Bia önde oynamaya başladı. Zaten takım savunması olmayan Antalyaspor’un gardı bu sezon penaltılardan yana şansı tutmayan Trabzonspor’un Mehmet Ekici ile farkı ikiye çıkarmasından sonra düştü. Finali yapmak ise yine Marco Marin’in asistinde M’Bia’ya kaldı.
Galibiyet kuşkusuz Trabzonspor’a ilaç gibi geldi. İkinci yarı planlamasını yaparken yönetimin de elini güçlendirdi. Çünkü, hedefsiz bir takıma vurulacak neşter, umutsuz hastaya pansuman yapmak gibi olacaktı!