Son iki maçtaki skora rağmen Trabzonspor’da işlerin iyiye gittiğini söylemek için erken. Ne Mersin, ne de dün akşamki Antalyaspor galibiyetleri bu görüşü destekleyebilir. Lakin bu süreçte görünen şu; bordo-mavili ekip, pozitif futbol oynamak ve takım olabilmek adına olumlu sinyaller vermeye başladı.
Teknik direktör değişikliğinden pozitif etkilenen oyuncu sayısı bir hayli fazla... Özellikle bazı futbolcuların sezon başından bu yana takındıkları umursamaz tavırlarını terk etmeleri ve ekstra bir gayret göstermeleri dikkat çekici... Başta Henrique olmak üzere, Sapara, Halil, Celustka, Serkan, Sapara bunlardan birkaçı... Fakat Tolunay Kafkas’ın futbolcu kişiliğindeki agresifliğini takımına aşılayabilmesi bir hayli zaman alacağa benzer.
Eksik yok mu? Çok. En önemlisi savunma kurgusu... Birbiriyle oynamaya alışık olmayan ve görev bölgelerini yadırgayan isimlerde ısrar edilmesi, Kafkas’ın ilk tercihi olmayan ya da mesaj vermek istediği oyuncuları küstürebilir. Bu da Trabzonspor’un lig ve kupanın kalan bölümünde canını yakabilir.
Mersin ve Antalyaspor maçlarının ikinci yarılarında yaşanan sıkıntı, gol yememesine karşın verilen pozisyonlar, Kafkas’ın kafa yorması gereken konuların başında geliyor.
Olumlu yanlar yok mu? Var elbette. Çabuk oynama, isabetli pas, hücuma hızlı çıkma isteği ve yardımlaşma ilk etapta sayabileceğimiz yönleri yeni Trabzonspor’un. Bunları doksan dakikanın tamamına yaymaya başladığı vakit, bordo-mavili ekipte nelerin değiştiğini daha sağlıklı gözlemleyebiliriz.
Dün akşam Trabzonspor açısından söylenecek şey, bu maçı kazanmak ve final yolunda daha avantajlı görünen bir rakip ile eşleşmek adına yapması gerekenleri yerine getirdi. Bundan sonra her iki kulvarda adım adım ve sabırla yürümek ise sezonu anlamlı kılabilmek adına önemli.