Tarih 21 Şubat 2015...
Tam 10 ay önce, bugün tartışmaya açılan konuya naçizane dikkat çekmiştik.
Bu köşede yine bir İlhan Cavcav operasyonu sonrası şu satırları yazmıştık;
“Teknik adamların tescilleriyle ilgili talimat, aynı sezonda sadece iki takımda çalışma imkanı verir.
Yıllar önce işin çivisi çıkınca, federasyon müdahale etmiş ve sınırlama getirmişti.
Peki ya kulüpler? Onlar için kısıtlama var mı? İlginç olanı da bu, yok!
Örneğin Gençlerbirliği. Ligin 20. haftası geride kaldı, dördüncü teknik direktörü takımın başına getirdi.
Bu rotasyonu İlhan Cavcav’ın futbol bilgisi ve deneyimine bağlamak, futbolun diğer paydaşlarını enayi yerine koymak demektir. Dolayısıyla teknik adamların haklarını korumak ve futbolun marka değerine katkı sağlamak isteniyorsa, yeni bir düzenleme şarttır. Hadi, ikiyi anlarız. Fazlası ise kafa yormaya değer.”
Evet, biri dur demeli!
Aralık ayının son haftasında gündem, yine aynı gündem.
Yarım yılda 4 hoca
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı bu kez kendi rekorunu kırarken, namı ülke sınırlarını aştı.
Cavcav altı gün önce el sıkıştığı Yılmaz Vural’ın işine son vererek, yarım sezonda 4 ayrı teknik adamla çalışma başarısını (!) gösterdi.
Bunca yıllık deneyimine ve bilgisine saygımız sonsuz. Ancak Cumhuriyetle yaşıt bir kulüp, böyle yönetilmeyi hak etmiyor.
Açık söyleyelim, gelinen noktadan sonra ortaya konan gerekçeler de hiç bir anlam taşımıyor.
Lakin İlhan Cavcav’a bir teşekkür borcumuz var.
İşte size fırsat
Türkiye’de kurumsallıktan en son söz edilecek kulübün 38 yıldır başkanlığını yapan Cavcav, bilmeyerek de olsa köklü bir değişimin fitilini ateşledi aslında.
Artık ne Türkiye Futbol Federasyonu, ne Kulüpler Birliği Vakfı, ne de Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği, teknik adamların haklarını düzenleyecek yeni bir reforma direnebilir.
Madem bazı şeyler bedeli ne olursa olsun yaşanarak öğreniliyor, işte size fırsat.
İsterse 10 hocayla çalışır
Ne diyor TFF talimatları? “Teknik adamlar bir sezonda en fazla iki kulübe tescil edilebilir.”
Öyle zırt pırt takım değiştiremezsin. Gittiğin yerde iyi işler yapacaksın, kendini geliştireceksin, futbola katkı sağlayacaksın.
Doğrudur, yerinde bir uygulamadır. Zaten hoca sirkülasyonu, piyasadaki bir kaç isim üzerinden dönüp durmuyor mu?
Demokratik hak mı!
Peki, kulüplerin, başkanların, yöneticilerin hiç mi sorumluluğu yok bu adaletsizlikte?
Olmaz mı?
O halde yetkili kurumlar, benzer kısıtlamayı hiç vakit yitirmeden kulüplere de getirmek zorunda.
Basit bir soru; şu anda İlhan Cavcav’ın sezonda 10 ayrı teknik adamla çalışmasını engelleyecek bir kural var mı? Hayır. Canı isterse çalışır!
Demek ki bu komediye son vermek TFF’nin, dolayısıyla teknik adamların haklarını korumakla yükümlü TÜFAD’ın öncelikli işleri arasına girmelidir.
Dernek başkanı sevgili İsmail Dilber, keşke bu trajik durumu “İki tarafın da demokratik hakkı” sözleriyle geçiştirmek yerine, camianın sorunlarına ne kadar odaklandıklarının altını çizebilseydi.
En fazla 2 yerinde
Bu arada teoride var olan, pratikte uygulanmayan Pro-lisans şartının esnetilmesinden de vazgeçilmeli. Ortalık lisanssız ve yetersiz “hocadan” geçilmiyor zira!
Federasyon yetkililerine 10 ay önce yaptığımız önerimizi tekrarlıyoruz.
Koşullar oluşmuş ve istenmeyen örnekler spor kamuoyunu rahatsız etmeye başlamıştır.
İkinci yarı başlamadan talimatta yapılacak değişiklikle, kulüplere bir sezon içinde en fazla iki teknik adamla çalışma zorunluluğu geti rilirse, hem doğru seçim yapılması zorlanır, hem İlhan ağabeyin kendi rekorunu geliştirme çabası engellenir, hem de çok değer verdiğimiz futbolun marka değerine daha fazla zarar verilmesinin önüne geçilir!
Keşke o gün de konuşsa idin hocam!
Dünyaya alay konusu olduğumuz Cavcav-Vural polemiği, belli ki bir süre daha devam edecek.
Yılmaz hoca perşembe günü bir basın toplantısı düzenledi ve kendisini savundu.
Söylediği çok şeyin altına imza atarız. Anlattıkları, Türk futbolunun kangren olmuş sorunlarıydı.
Ama keşke diyoruz. Keşke, bu tatsız olay kendi başına gelmeden önce, diğer meslektaşları da kıyıma uğrarken çıkıp aynı şeyleri söyleseydi!
Örneğin, İlhan Cavcav geçen sezonun 20. haftasında İrfan Buz’u “kovup” yerine 4. teknik adam olarak Mesut Bakkal’ı getirdiğinde de, mesleğin deneyimli aktörlerinden biri olarak bugün söylediklerini dile getirebilseydi.
Eğer bir camianın liderliğine soyunuyor, gerçek emekçilerinin haklarını savunuyorsanız, bunu her platformda seslendirmelisiniz.
Dileriz, Yılmaz Vural üstlendiği bu misyonu, bundan sonra da aynı hararet ve samimiyetle geliştirmeye devam eder!
Böyle bir dünya düşlüyorum!
Anaların ağlamadığı
Bebelerin yetim kalmadığı
Düşüncelerin tutsak edilmediği
Özgürlüklerin kısıtlanmadığı
İnsanların vatansız bırakılmadığı
Adaletin herkese eşit uygulandığı
Tüm evrene barış ve huzurun hakim olduğu
Kardeşlik ve sevgi tohumlarının yeniden yeşerdiği
Savaşların, acıların, felakatlerin geride kaldığı
Hayallerin, umutların gerçeğe döndüğü
Sevinçlerin doyasıya yaşanabildiği bir dünya özlemiyle...
Yeni yılınız kutlu olsun...