Niçin Beşiktaş, Bursaspor veya Sivasspor değil de, Fenerbahçe maçı öncesi tansiyonu yükseltmeyi tercih etti İbrahim Hacıosmanoğlu? Muhtemel bir hakem hatası bardağı taşıracak son damla olacağı için mi? Yoksa şike süreciyle birlikte iki kulüp arasında başlayan gerginliğe karşı geliştirilmiş bir strateji miydi başkanın söylemleri? Her ne olursa olsun, Trabzonspor başkanın yaratmaya çalıştığı atmosferin dün akşamki mücadeleye negatif yansımamış olması, önce sahadaki oyuncuların kendilerini kontrol etme çabalarından, sonra da Fenerbahçe’nin son saniyeye kadar maçı kazanma azminden kaynaklandı. İnanın, Fenerbahçe’nin bu umudu olmasa, 12 sarı kartın gösterildiği maç çığrından çıkabilir, son düdük çaldıktan sonra kırmızı gören Caner’e birden çok oyuncu katılabilirdi.
Gelelim maça. İlk soru şu; Trabzonspor bu kadar masraf yapıp kadrosuna kattığı yıldızları Fenerbahçe’ye yenilmemek için mi aldı? İkincisi, bordo-mavili takımın son yıllarda bu kadar baskı yediği başka bir maçı anımsayan var mı? Üçüncüsü, Trabzonspor bu kadro yapısı ve oyun anlayışıyla Fenerbahçe ile on maç yapsa bir tanesini kazanabilir mi? Sondan başlayalım, hayır, hayır. İlk sorunun yanıtını ise Hacıosmanoğlu versin!
Peki Trabzonspor ne yaptı dün akşam? Sadece savunmada çok iyi mücadele etti, kazanmak için gerekli hamlelerin hiç birini yapamadı. Zaten bu kadar istekli, iştahlı, ancak son vuruşlarda beceriksiz bir takıma yenilmiyorsa, ortada gerçekten garip bir durum var demektir. Tabii bir de kaleci Hakan faktörünü unutmayalım. Benim sayabildiğim 8 pozisyonda Hakan’ın müdahalesi vardı. Bunların bir tanesi gol olsa saha içinden çok, maç öncesi yaratılan gündemi konuşuyor olurduk.
Trabzonspor’un puanı zor kurtardığı maçta çok önemli eksikleri vardı. Bir kere orta sahayı adeta rakibe teslim etti. Dolayısıyla topa sahip olamadığı için hücumda düşündüklerini pratiğe dökemedi. Uzaktan bir kaç şut denemesi dışında rakibi hiç rahatsız edemedi. Buna rağmen takım halinde müthiş bir direnç gösterdi ve sezonun en iyi savunmasını yaptı. Hepsi o kadar!