Rakamlar sizi sıkmasın. Gerçekleri doğru irdeleyebilmek için bazen basit hesaplar gerekir. Ligin 4. haftası tamamlandığında Gençlerbirliği 3 puanla sondan üçüncü, sezona iyi bir başlangıç yapan Trabzonspor ise 10 puanla ve averajla Fenerbahçe’nin ardından ikinci sırada idi.
Kuşkusuz köprünün altından çok sular akacak, her takımın performansında farklılıklar yaşanacaktı. Öyle de oldu! Sezonun ilk yarısı kapanırırken başkent ekibi 13 puanla yine sondan üçüncü ve küme düşme adayı takımlar arasındaydı. Sezona fırtına gibi giren Karadeniz ekibi ise, taraftarına yaşatacağı hayal kırıklığının sinyallerini vermeye başlamış, devreyi 24 puanla dokuzuncu sırada tamamlamıştı.
Dün gece süper ligin 29. haftası Gençlerbirliği- Trabzonspor maçıyla kapandı. Sonuç? O günlerde kümede nasıl kalacak diye sorgulanan başkent ekibi 38 puanla dokuzuncu sıraya yükseldi, Trabzonspor 37 puanda kaldı ve bir basamak geriledi.
* * *
Gerçek şu; Trabzonspor forması artık bırakın kazanmayı, puan almaya bile yetmiyor. Sen, sezon biterken takım olamadı, ezberden sayılacak bir kadro kuramadı ve o takımda oynamayı hak edecek bir futbolcu topluluğu oluşturamadı isen, sıradanlaşır, camianı üzer, üzülürsün!
Gençlerbirliği ikinci yarı başlamadan önce takımın başına İbrahim Üzülmez’i getirdi. Çok mu transfer yaptı? Hayır, bir kaç takviye ile umut yolculuğuna yelken açtı.
Ya Trabzonspor? Geçen yıl sonunda Muharrem Usta’nın başkan seçilmesinden sonra onların da umudu Hami Mandıralı oldu. Gelinen nokta ortada. Üzülmez’in öğrencileri müthiş performanslarıyla ikinci yarının en başarılı takımlarından biri, Trabzonspor ise çile doldurmaya çalışan ekiplerinin başında geldi!
Çile doldurmak diyoruz, çünkü “bitse de gitsek” diyen oyunculardan kurulu Trabzonspor’un bu lige katacağı bir renk kalmadı artık.
Dün akşam oynanan oyun ortada. 6 önemli futbolcusunun yokluğuna karşın “takım” olan, mücadele eden, yardımlaşan ve son dakikaya dek daha fazlasını yapmaya çalışan bir Gençlerbirliği vardı sahada. Daha önemlisi ne istediğini bilen bir futbolcu topluluğu. Üç farklı öne geçtikten sonra bile disiplinden kopmayan, uzatma dakikalarında dahi skor kovalayan Üzülmez ve öğrencilerine kocaman tebrikler.
Doğru tercihler ve işler yapıldığı vakit, paranın, şöhretin ve büyüklüğün değil, mütevazı bir kadronun nelerin üstesinden gelebileceğini kanıtladıkları için kocaman alkışlar onlara.