Trabzonspor’un karşısında son beş sınavını kazanmış, formda, moralli ve iştahı açılmış bir Kasımpaşa vardı. Dün de aynı istek, hırs ve oyun disiplini ile mücadele etti. Bu çıkışın niçin övgü aldığı ortada. Bakmayın kazanamadığına, çok önemli fırsatlar kaçırdı, tabii en az bir puanı da. Sami Uğurlu’yu kutlamak gerek. İsteyen, bu gelişime mucize diyebilir. Bir teknik direktörün böylesi bir değişime imza atması asla küçümsenemez.
Hep söylüyorum, kolay takım kalmadı. Altta, zirvede, ortada; hedefler farklı olsa da, herkes kendi göbeğini kesmeye çalışıyor. Ligin kalan bölümünde sürpriz kelimesini unutalım.
Trabzonspor’un bu sezon oynadığı en sıkıntılı maçlardan biri oldu. Kazandı kazanmasına ama, özellikle son bölümde savaşçı kimliğini sahaya yansıtmasa, şampiyonluk yolunda darbe yiyebilirdi. Ve hemen ekleyeyim, Kasımpaşa baskının dozunu artırdığında Abdullah Avcı’nın kritik hamleleri gelmese, böylesi bir direnç ortaya çıkamazdı.
Neden mi? Önce kötülerden başlayayım. Nwakaeme sakatlık ve kovid sonrası eski performansından çok uzak. Kafası bu sezon yapacağı son transferde mi bilemem ama, bu teklifin Trabzonspor’daki performansına bağlı olduğunu unutmasın. Gidecekse işini yapıp, güzel veda etsin. Hoca onu bu kadar süre sahada tutmamalı idi.
Cornelius’a gelince... Takımın skor yükünü çeken golcü oyuncu, hem istediği pasları alamadı, hem ikili sıkıştırma altında aklındakileri yapamadı. Mazereti vardı, eleştirmiyorum.
Peres’i anlamak mümkün değil. Defalarca yazdım, öfke kontrolü yok. Haklı iken, aynı dakika içinde iki sarı kart görüp atılmak, anlaşılır gibi değildi. Profesyonelliğine yakışmayan bir sorumsuzluktu. Umarım son olur. İlave edeyim; herkesin kötü oynama hakkı var. Lakin şampiyonluğa oynayan bir takımda bu sayı, fazla olmamalı.
İyiler ve üç puana katkısı olanlara gelince. Görev adamı Denswil’i alkışlıyorum. Savunmanın en iyisi idi. Nereye koyarsan, hakkını veriyor. Visca süperdi, hem golünü attı, hem yüreğini sahaya koydu, sahanın her yerinde bulunması meslek ahlakıyla ilgili. Uğurcan yine güven verdi, arkadaşlarına moral aşıladı. Sol bek Puchacz, en isabetli transferlerden biri. Ahmet Ağaoğlu uzun soluklu planlamayı sever. Bonservisini alabilirse, büyük iş başarır. Siopis lakabını hak ediyor, karınca gibi çalıştı, yok böyle bir nefes.
Sonradan girenler, Yusuf, Serkan ve Berat. Takıma direnç kattılar, hareket getirdiler. Bakasetas ve Djaniny’nin sahadaki varlıkları bile rakibi tedirgin etmeye yetti.
Ve eksikler; bu maçta da gördük ki, Hamsik gibi bir liderin yokluğu derinden hissedildi. Dönüşüyle birlikte çok şeyin değişeceğini düşünüyorum. O, bu ekibin en değerli parçası. Sahada olmadığı vakit, tribünde üzülecek kadar aidiyet duygusuna sahip.
Trabzonspor çok iyi bir takımla mücadele etti. Oyunun büyük bölümünde inisiyatifi Kasımpaşa’ya bırakmak zorunda kaldı. Dolayısıyla istediklerini yapamadı. Abdullah Avcı’nın skordan memnun, oyundan hoşnut olmadığını düşünüyorum.
Stres her hafta artacak, baskı çoğalacak. Hocanın bazı tespitlerine katılıyorum. “Kum saatini çevirdik” dedi. Geri sayım başlarken hatalara yer yok. Elbette kayıplar yaşanabilir. Kabul edilebilir sınırlarda kalmak şartıyla.
Şimdi liderin ilk maçı, sezonun kaderini belirleyecek Konyaspor sınavı. Tüm takım bir şampiyonluk sınavı gibi motive olmalı ve kendisini hedefin parçası hissetmeli. İşin psikolojisi, tamamen Avcı’nın deneyimine bağlı.