Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıl 2008. Aziz Yıldırım Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı.
Yıldırım, Şekip Mosturoğlu’nun katkılarıyla hazırlanan projeyi önce kamuoyuna açıklıyor, ardından Futbol Federasyonu ile paylaşıyor.
Haber, 10 Eylül tarihli Milliyet Spor’un manşetine “Süper Lig’e İngiliz modeli” başlığı ile taşınıyor.
Önerinin en çarpıcı bölümünü “Süper Lig A.Ş.” oluşturuyor. 18 kulübün katılımıyla kurulacak Anonim Şirket, İngiltere Premier Ligi modelini benimsiyor.
Aziz Yıldırım kulüp başkanlarına yaptığı sunumda özetle şunları söylüyor:
“Şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyeleri kulüpler tarafından seçilecek. Şirket, ligin tüm mali haklarını elinde tutacak ve adil dağılımını yapacak. Sponsorluk, naklen yayın, İddaa, Spor-Toto, reklam gelirleri şirket tarafından kontrol edecek. Gelir pastasından İkinci Lige yüzde 8 ile 10 arasında bir pay verilecek. Ligin marka değerinin artırılması sağlanacak.”
Ve ekliyor, “Bu, Türk futbolu için tarihi bir adımdır. Bize 5 ila 10 yıl arası bir süre lazım.”
Üzerinde tartışılması, kafa yorulması gereken proje, şaşırtıcı olmayan (!) bir şekilde zaman içinde “rafa” kaldırılıyor.
***
Yıl 2015... Göksel Gümüşdağ Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı.
Hafta başında gazete manşetleri Gümüşdağ’ın açıklamalarına yer veriyor. Başkan, Süper Lig A.Ş.’yi müjdeliyor! Tıpkı 7 yıl önce Aziz Yıldırım’ın yaptığı gibi.
Naklen yayın ve kulüp isim haklarını dağıtımının A.Ş. üzerinden yapılacağı, Futbol Federasyonu’nun sadece düzenleyici olarak katkı sağlayacağı proje, bir kez daha “devrim” olarak nitelendiriliyor!
İlk itiraz Fenerbahçe Kulübü’nden geliyor: “Haksızlık etmeyin, bu yıllar önce Yıldırım’ın hazırladığı projedir.”
Sarı-lacivetli kulüp hâlâ aynı fikri savunsa da, sunuş ve gündeme getiriliş şeklinden rahatsızlık duyuyor.
Bu aşamada TFF’den henüz ses yok. Belli ki onlar da işin kurumsal ve hukuki yönünü araştırıyor.
Malın sahibi olmak!
Peki, Kulüpler Birliği Vakfı’nın “Süper Lig A.Ş.” modeli uygulanabilir mi? Türk futbolu bu kadar radikal bir değişime hazır mı?
Bugünkü koşullarda ve kısa vadede hayır. Vakıf, özellikle naklen yayın gelirlerine atıfta bulunarak, “Malın sahibi biziz” tezini savunsa da, o malın gerçek değeri ile ilgili saptamaları, TFF’nin en büyük gelir kalemi olan yayın havuzunun yüzde 10’u ve isim haklarının yüzde 15’ini kaldıracakları yönündeki hazırlıkları, ha deyince hayata geçebilecek değişikler değil.
Basit bir örnek, TFF’nin 2015 yılı bütçesi 359 milyon 440 bin TL. Bunun 105 milyon 393 lirası naklen yayın, 35 milyon lirası Spor-Toto, Loto ve isim hakkı gelirlerinden kesilen pay.
Kulüpler Birliği Vakfı’nın artık bu kesintileri federasyona vermeyeceğiz dediği miktar 140 milyon lira. Yani 2015 yılı bütçesinin yüzde 38’i. Şimdi, herhangi bir federasyon bu kadar önemli bir gelirden, gerekli alt yapı hazırlanmadan ve alternatif kaynak yaratılmadan vazgeçebilir mi? Akıl var, mantık var, vazgeçemez.
Haa, 7 yıl önce o proje rafa kaldırılmasa ve Aziz Yıldırım’ın öngördüğü 5-10 yıllık süreç başlatılmış olsa idi, bugün daha gerçekçi konular ve modeller üzerine konuşuyor olabilirdik.
Fenerbahçe’nin tepkisi ve örtülü öfkesi bu yüzdendir.
Sabır ve doğru adımlar-
Gelelim sadede... Süper Lig A.Ş. için bugün düğmeye bassanız asgari 5 yıla ihtiyaç duyacağınız kesin. Öncelikle TFF’nin yayın ve isim hakkı payını ikame edecek kaynak yaratacaksınız ki, ülkede futbol faaliyetleri ile sportif yatırımlar sekteye uğramasın. Mesela sponsor gelirlerini artıracaksınız. Lakin Türk futbolunun marka değerinin hızla düşmesi riskini de göz ardı etmeyeceksiniz.

Haberin Devamı

Yasa değişikliği şart
Sonra TFF’nin bu haktan feragat etmesi için gerekli yasa değişikliğine gideceksiniz. Dolayısıyla siyasetin “icazetini” almadan böyle bir girişimde bulunamayacaksınız. Alsanız da yumuşak bir geçişi kabul edeceksiniz. Koordinasyonu sağlayacak Spor Kulüpleri Yasası’nı da unutmayacaksınız!
Ve en önemlisi Süper Lig A.Ş.’nin kuruluş ve uygulama aşamasında küçücük bir hata yapmayacaksınız. Artık Anonim Şirketsiniz ve ülke ekonomisi, enflasyon, döviz kuru gibi faktörlerin ne getirip ne götüreceğinin hesabını doğru tutacaksınız!
Her biri öteki ile sorun yaşayan kulüplerden A.Ş. için başkan ve yönetim kurulu oluşturmak da işin cabası! Velhasıl aceleye gelmemesi gereken bu hassas proje için günlük popülizmden uzak, sabırlı adımlar atacaksınız. Aksi takdirde mi? Paradan başka şey düşünmeyen kulüpleri temsilen 7 yıl sonra yine bir Vakıf başkanı çıkar, Amerika’yı yeniden keşfetmeye kalkar, biz de aynı muhabbetlere devam ederiz!

Haberin Devamı

Alkışlar Trabzonspor Medical Park’a

Haberin Devamı

Futbol ülke sporunun lokomotifi. Tek avuntumuz Beşiktaş’ın Avrupa liginde çeyrek finale yükselme olasılığı.
Ya diğer branşlar? Örneğin basketbol. Futbol kenti olarak bilinen Trabzon’un Eurochallange’de dörtlü finale kalması...
Trabzonspor Medical Park’ın bu müthiş başarısının bir kaç istisna dışında maalesef ulusal medyada hak ettiği yeri bulduğunu söyleyemeyiz.
Basketboldaki bu sıçrayış futbolla yatıp kalkan Trabzon için şanstır. Alkışlar futbol dışında da sportif hedefler gösteren ve kendi yağıyla kavrulan Trabzonspor Medical Park’a!