Doğa bilimcileri; ‘Deniz, kendinden alınanı mutlaka geri alır’ der. Yani, siz onu dolgu yaparak küçültürseniz, doğa gün gelir hepsini geri ister. Bu kural değişmez, er-geç hesap görülür.
Hafta içinde Trabzon Akyazı spor kompleksi ile ilgili korkutucu bir rapor açıklandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Gökalp ve Harita Yüksek Mühendisi Fırat Altıntaş imzalı, ‘Şenol Güneş Spor Kompleksi Yüzey Deformasyonu İzlenmesi’ başlığını taşıyan makale, Avrupa Uzay Ajansı Sentinel-1 uydusundan alınan verilere göre stadın bulunduğu bölgede yer yer çökmelerin olduğunu ortaya koydu.
Maalesef üzerinde durulmadı, yeterince konuşulmadı, tehlikenin büyüklüğü göz ardı edildi.
Bilim insanları özetle şunu diyor; “Denizin üzerindeki bu alan santim santim batıyor!”
Proje gündeme geldiğinde, aynı kaygıyı taşıyanlar olarak defalarca yazmıştık. Denizi doldurup tesis yapacağınıza, Avni Aker Stadı’nı tıpkı İnönü ve Şükrü Saraçoğlu gibi yeniden inşaa edin, bir futbol mabedi olarak hizmete devam etsin diye.
Ama ne yaptı dönemin “karar” vericileri?
Trabzon kentinin en güzel koylarından biri olan Akyazı’ya milyonlarca ton kaya yığarak denizi doldurdu ve çok tartışılan bir rant kapısını araladı. Sırada ısrar edilen şehir hastanesi var.
Oysa buraya yapılan harcamanın yarısı bile, tarihi Avni Aker Stadı’nı yaşatmaya yetebilir, insanlar maça evlerinden yürüyerek gider, eziyet çekmeden takımlarını izlemeye devam edebilirdi.
Karadeniz’in hırçınlığını bilmeyen yoktur. Yakın geçmişte “azgın” dalgalar yolları yuttu, “kızgın” dereler HES’lerden intikam alırcasına taşıp, önüne çıkanı sulara kattı.
Akyazı’yı tehdit eden bu tehlike teknik olarak ortadan kaldırılabilir mi bilmiyorum.
Bildiğim, denizler için defalarca test edilmiş meşhur hikayenin gerçeğe dönüşme riskinin arttığı.
O gün şaşalı törenlerle açılan stat, gelecekte Karadeniz’e teslim olursa hesabını kimler verecek; bilin bakalım!
Finale değil, tartıya çıkacaklar
Yarın sezonun en önemli maçlarından biri oynanacak. Lider Trabzonspor avantajını korumaya, takipçisi Konyaspor ona bir adım daha yaklaşmaya çalışacak.
Bu bir final değil. Daha 13 hafta ve toplanacak 39 puan var. Köprünün altından çok sular akar. Gerçek ise “üç büyüklerin” bu yarışı sadece seyredecek olması. Diğer gerçek, bazıları kabul etmekte zorlansa da, bu sene şampiyonun “Anadolu’dan” çıkacağı.
Emeğe saygı İsmail hocam!
Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal’ın, kupada Kayserispor’a elendiği maçtan sonra yaptığı açıklamalar; öfke, çaresizlik ve yılgınlık barındırıyordu.
“Rakip, futbol adına hiçbir şey ortaya koyamadı” ne demek hocam?
Size ne Kayserispor’un ne yaptığından? 50 dakikadan fazla eksik oynamış bir takımdan ne bekliyordunuz? Kalesini açıp buyur mu edecekti beceriksiz forvetinizi? Ya da son dakika penaltısı ile turu mu bırakacaktı size?
Hikmet Karaman sabırlı ve kibar davrandı, “Adama sorarlar sen ne oynadın?” dedi ve bitirdi.
İsmail Kartal önce şu sorulara yanıt vermeli:
Ara transferde kadrosuna tek çivi çakamayan takım neden Fenerbahçe?
Taraftar her maçtan sonra niçin “istifa” diye bağırıyor?
Elinizdeki oyuncu grubunun güven eksiği varsa, kim giderecek? Takım camiayı ne zaman mutlu edecek?
Samimi davranmalısın İsmail hoca. Başkana sesini çıkaramıyor, futbolcuya sözünü geçiremiyorsan, dışarıya horozlanmayacaksın.
Herkes işine bakacak. Lig bitmişti, kupa da elinizden gitti. Oturun bunu sorgulayın.
Futbolun evrensel öğretilerinden biri, rakibe ve emeğe saygıdır.
Bu günler gelir geçer, önemli olan nasıl bir iz bıraktığınızdır.
Bir kentin yasaklı hakemleri!
Rizespor Başkanı Tahir Kıran’ı yıllar öncesinden tanırım. Haluk Ulusoy Federasyonu’nun son döneminde yönetim kurulunda yer almıştı.
Kıran, geçtiğimiz günlerde FİFA kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır’ı “istenmeyen adam” ilan etti ve “Maçlarımıza verilirse takımı sahadan çeker, hükmen yenilgiyi kabul ederim” dedi.
Tarzını az çok biliyorum; bu sözleri “talep” değil, “talimat.”
Geldiğimiz noktaya bakın; Önce Ali Palabıyık, sonra Cüneyt Çakır. Kıran’ı örnek alanlar çoğalırsa, ligde maç yönetecek hakem kalmayacak.
Kıran’ın çıkışı sonrası TFF ne yaptı? Komik bir para cezası kesti. Ne şiş yandı, ne kebap.
MHK’ye sözüm yok, inisiyatif kullanamaz, söyleneni yapar. Ama Federasyon yanlış yolda.
Önüne çıkana taviz verir, hakemini savunmaz, siyasetin gölgesinden korkarsanız, vay futbolun haline!
Böyle olmaz Nihat başkan.
Bir 'Yıldız' kaydı!
"Atatürk bir yıldızdı, kaydı ve tesadüfen ülkenize düştü. Bu yüzden çok şanslısınız. Yıllarca onu örnek almaya çalıştım ama, maalesef çeyreği bile olamadım." Fidel Castro