Hami Mandıralı geçen hafta Kayseri Erciyesspor’u beşleyen kadroyu bozmayarak futbolcularına şu mesajı vermek istemişti sanırım; “Formayı hak eden alır. İyi oynayan, takımı için oynayan sahada yer bulur.”
Haklıydı Hami hoca. Göreve sıkıntılı bir dönemde gelmişti ve kaybedeceği bir şey yoktu. Tam tersi prensiplerinden taviz vermeyerek kazançlı da çıkabilirdi süreçten. Örneğin Caner, Yusuf, Kadir, Zeki gibi gençlerde risk alarak ısrar etmesi, Trabzonspor’un geleceği açısından da önemliydi. Henrique ve Adrian’ı yeniden kazanma çabası, Zokora, Malouda ve Colman gibi “dokonulmazlığı” olduğu düşünülen isimlere dokunması ise cesur kararlardı.
Gaziantepspor maçının ilk yarısı ve iki takımın da oyun disiplininden koptuğu son 10 dakikasında pozisyon olarak çok üstün idi Trabzonspor. Erken attığı gol elbette avantaj oldu. Yusuf-Henrique işbirliği bu bölümde iki kez işledi, ikisi de skora yansıdı. Gaziantepspor’un ise rakip kaleyi bulan tek şutu yoktu.
Yusuf’un sakatlanarak ikinci yarıya çıkamaması, Bosingwa’nın da aynı kaderi paylaşarak oyunu terk etmesi, bordo-mavili ekibin hem savunmada hem hücumda ritmini bozdu. İşte o noktada Trabzonspor’un bu sezon yaşadığı en büyük sıkıntı derinden hissedildi. Yedek kulübesindeki yetersizlik, oyuna sonradan girenlerin beklenen katkıyı verememesi, ister istemez Gaziantepspor’u maça ortak etti. Cenk’in takımını umutlandıran golünde savunmanın hatası büyüktü. Ancak konuk ekibin skora ortak olabilmek için daha fazlasını yapması gerekiyordu ki, ne bunu yapabilecek gücü ne de silahı vardı.
Oyunun bu şekle bürünmesi Trabzonspor’un işine geldi. Uzatma dakikaları dahil hızlı hücumdan 5 net gol pozisyonu buldu. Adrian, Bourceanu, Olcan ve Emre’nin kaçırdıkları maçtaki heyecanın son saniyeye kadar sürmesine yol açtı.
Birkaç hafta önce kendine Avrupa Ligi hedefi koyan, şimdi ise lig üçüncülüğünü hayal eden Trabzonspor’un önündeki en büyük engel, dar kadrosu, kart cezaları ve sakatlıklar olacak. Bu da, sezon başı planlamasının ve yanlış transferlerin faturası olarak yansıyacak kuşkusuz!
Top gitse!
Tribüne top gitse geri atacak adam yoktu. Zaten kadın ve çocukların izleyebileceği bir maçtı, ona da e-bilet uygulaması nedeniyle ilgi hiç yoktu. İlgililer söyledi, 25 lira verip kart çıkaran kişi sayısı sadece 65 imiş. Sezon bitiyor. Belli ki kalan üç haftada yeni sisteme hazırlıksız yakalanan kulüplerin tribün gelirlerinde yüzde 80’nin üzerinde bir kayıp olacak. Seneye mi? Tartışma bitecek gibi görünmüyor!